Milletvekili Arıkan: “Türkiye’de eğitim-öğretim artık survivor platosuna dönmüştür”

Milletvekili Arıkan: “Türkiye’de eğitim-öğretim artık survivor platosuna dönmüştür”

Saadet Partisi Genel Başkanvekili ve Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, Saadet Partisi Genel Merkezinde gerçekleştirilen basın açıklamasında; “Türkiye’de eğitim-öğretim artık Survivor Platosuna dönmüştür. Gençlerimiz eğitim adasından bir bir ayrılırken; öğretmenlerimiz her türlü engelli parkurda eğitim mücadelesi vermektedir. Elbette dokunulmazlıkları da yine yandaşlar almaktadır. Bunun sorumlusu -asla ve asla- ne öğrencilerimiz ne de başımızın tacı öğretmenlerimizdir” dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanvekili ve Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, Saadet Partisi Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen basın açıklamasında Türkiye’deki eğitim sistemini eleştirerek, “Cumhuriyet tarihinde ilk defa atama yapmaksızın yeni eğitim öğretim yılına başlandı. Okulların açılmasıyla birlikte de ülkemizin dört bir yanından öğretmen açığı şikayeti gelmeye başladı. Milli Eğitim Bakanı öğretmen ataması yapmak yerine asgari ücretin altında çalıştıracağı öğretmenlerle sorunu çözmeye çalışıyor. Az önce başarılar dilemiştik ben ayrıca öğretmenlerimize, ücretli öğretmenlerimize, sözleşmeli öğretmenlerimize sabırlar ve kolaylıklar diliyorum. Bir de velilerimize sabırlar diliyorum. Kırtasiyeye girmek mümkün değil, bugün bankalar kırtasiye ücretlerinden dolayı faizsiz kredi reklamları yapıyor. Okula aç giden, kendisi ve ailesi yoksulluk sınırının altında yaşayan 5 buçuk milyon çocuğumuza da sabırlar diliyorum. Türkiye’ye, insanımıza, evlatlarımıza bunu reva görenlere de yazıklar olsun diyorum. Türkiye’de eğitim-öğretim artık Survivor Platosuna dönmüştür. Gençlerimiz eğitim adasından bir bir ayrılırken; öğretmenlerimiz her türlü engelli parkurda eğitim mücadelesi vermektedir. Elbette dokunulmazlıkları da yine yandaşlar almaktadır. Bunun sorumlusu asla ve asla ne öğrencilerimiz ne de başımızın tacı öğretmenlerimizdir. Sebebi, iktidarın günübirlik eğitim politikasıdır.  Bu politika mevcut bakanla birlikte iflasını cümle aleme ilan etmiştir. Türkiye’ye günübirlik politika değil önce ahlak ve maneviyat diyen’ bir anlayış gereklidir” diye konuştu. 
 
“CEZA KANUNU VE İNFAZ YASASI, SUÇLULARI CEZALANDIRMAKTAN ÇOK UZAK”
 
19 Ağustos’ta kaybolan ve geçtiğimiz günlerde cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin’in ölümü hakkında da açıklamalarda bulunan Milletvekili arıkan, “İki gün önce masum yavrumuz Narin’i bir melek olarak Rabbimizin huzuruna uğurladık. Hiçbir gerekçe 8 yaşındaki masum bir çocuğun katledilmesini haklı kılamaz. Şimdi kamuoyunda yeni bir endişe var: Narin’i katledenler hak ettikleri cezayı alacak mı? Kamuoyundaki bu endişe yersiz değildir. Her gün onlarca suç kaydı olan kişilerin sokaklarda serbestçe dolaştığını görüyoruz. Görüyoruz ki ceza kanunu ve infaz yasası; suçluları caydırıcı şekilde cezalandırmaktan çok uzak. Bu cezasızlık durumu, katilleri ve çocuklarımızın hayatını karartan canileri cesaretlendirmektedir. Narin’in katledildiği bu acı olayı bir milat kabul ederek; benzer vahşeti, aklının ucundan dahi geçirenlerin bacaklarını titretecek değişiklikleri hayata geçirelim. Buradan Meclis çoğunluğunu elinde bulunduran iktidara ve tüm muhalefet partilerine sesleniyorum. Gelin hep birlikte; 1.Ceza kanununda ve İnfaz yasasında değişiklik yaparak cezaların caydırıcılığını artıralım. 2.Cinayet ve özellikle çocuk cinayetleri için çerçevesi çok net şekilde belirlenmiş bir kapsamda idam cezasını yasalaştıralım. Burada daha sonra siyasi bir intikam aracına dönüşmemesi için “çerçevesi net bir şekilde belirlenmiş ve cinayetle sınırlı” olması bizim için en önemli kriterdir. Bunun altını dikkatle çiziyoruz. Toplum olarak adalet duygumuzu derinden sarsan çocuk cinayetleri karşısında hep birlikte “İdam gelsin!” seslerini duyuyoruz. Evet, sadece altını çiziyorum. Sadece bu vahşice eylemler karşısında bunun gerekliliğini savunuyoruz. Ancak ne yazık ki, adaletin mafyanın oyuncağı olduğu, yargının parayla satın alındığı, bu Türkiye’de çocuk cinayetleri için bile idamı söylerken bir kez daha düşünüyoruz. Ciğerimiz yanıyor, ama “idam” derken bile AK Parti’nin siyasi hesaplaşmalarına takılmaktan korkuyoruz. Türkiye bu cehennemi yaşamak zorunda değil”  şeklinde konuştu.

Google+ WhatsApp