MHP Genel Başkanı Bahçeli: 'Sayın Kılıçdaroğlu, anlaşılan aklın başından gitmiş'
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Sayın Kılıçdaroğlu, anlaşılan aklın başından gitmiş, çok istekliysen, terörist Demirtaş’ın hasretini ziyadesiyle çekiyorsan, Kavala olmadan yaşayamam diyorsan, biraz daha devam et, sonunda kanun yoluyla onların koğuşundaki boş bir ranzaya sen de kapağı atarsın, nihayet çulunu serer, duvara da halını asarsın” dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında konuştu. Bahçeli konuşmasına 29 Mayıs Pazar günü İstanbul'da gerçekleşen fetih kutlamalarını hatırlatarak başladı. Tarihin adeta belini doğrultup Türkiye'nin önünü aydınlattığını belirten Bahçeli, “Fethi Mübin'in 569'uncu yıl dönümü muazzam bir coşkuyla kutlandı. Yeni bir çağın kilidini söken, küresel denklemin parametrelerini değiştiren, beşeriyete Türk milletinin gücünü ve güven veren duruşunu gösteren fetih ruhumuz hamd olsun hala diridir, hala tesirini korumaktadır. İstanbul'u zincirlemek isteyen tekfur emelleri, hala yas tutan Bizans işbirlikçileri ne yapacaklarını, ne söyleyeceklerini şaşırdılar, yüzlerini astılar. İstanbul'un fethi zulüm piramitlerinin yıkılması, köhne tuzakların bozulması, haksızlık ve adaletsizlik damarlarının kesilip atılmasıdır” ifadelerini kullandı.
“Bunların meselesi ne ağaç, ne doğa, ne yeşil, ne de çevre güzelliğidir”
Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi'nin İstanbul'un huzur ve nefes vahası olacağını ve göz kamaştıracağını vurgulayan Bahçeli, “Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi'ne dikilen fidanlar büyüyecek, ortaya çıkacak ağaçlar her insanımızı gölgesine alacaktır. Bu hizmet seferberliğini çekemeyen, bu projeden dolayı tahammülsüzlük gösteren CHP'sinden İP'ine ve diğer zillet yedeklerine kadar alayı birden çölleşmiş siyasetlerinin kurbanı olacaklardır. Millet Bahçesi'nde fitne kazısına heves edenler yine kaybedeceklerdir. Bunların meselesi ne ağaç, ne doğa, ne yeşil, ne de çevre güzelliğidir. Böylesine bir gündemleri asla yoktur. Müşterek gayeleri kriz çıkarmak, sorun üretmek, Türkiye'nin önüne taş koymaktır” açıklamasında bulundu.
“Yeni bir Gezi Parkı kalkışması, yeni bir husumet dalgası, yeni bir kaos fırtınası çıkarmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir”
Bahçeli ayrıca Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi üzerinden yapılan söylemlere de değinerek, “Şu hususu bir kez daha ifade etmeliyim ki, İstanbul Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi'nden yeni bir Gezi Parkı kalkışması, yeni bir husumet dalgası, yeni bir kaos fırtınası çıkarmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Bizden söylemesi, uyarmadı demesinler, su testisinin suyolunda kırılacağını, keskin sirkenin küpüne zarar vereceğini bir an olsun güdük akıllarından çıkarmasınlar. Yanılıp yenilip aksine hizmet eden olursa bunun sonuçlarına çok ağır şekilde katlanmak durumunda kalacaklardır” diye konuştu.
“Teröristlerin ellerindeki silahı verenler de teröristtir”
Terörle mücadelenin zalimlerle, emperyalist canavarlıkla ve Türkiye düşmanı mihraklarla mücadele olduğunun altını çizen Bahçeli, şunları kaydetti:
“Teröristlerin ellerindeki silahı verenler de teröristtir. Katillere her türlü yardım ve desteği pervasızca sağlayanlar bir defa Türklerin Anadolu'dan çıkarılmasını hedefleyen, İslam'ın nuruna perde çekmek için çabalayan kötülerdir. Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine itirazı boşuna değildir. Bu ülkeleri temsil edenlerin ülkemize gelerek Türkiye'yi ikna gayretleri boşa emektir. Çünkü bu ülkeler samimi değildir, dürüst ve ilkeli duruştan bütünüyle mahrumlardır. İsveç yönetimi, kendi başkentinde bölücü teröristlerin Türkiye aleyhtarı gösterilerine hala sessiz, hala seyircidir. Hatta teröristler polis koruması altındadır. Arayan dervişi tekkede, hacıyı Mekke'de, hain teröristleri de Avrupa ülkelerinin başkentlerinde hemen bulacaktır. Güneşi balçıkla sıvamak akıl karı değildir. Çürük tahtanın çivi tutmayacağı da açıktır. Geçen hafta Türkiye'de muhataplarıyla müzakere masasına oturan İsveç heyeti, aynı günde terörist Salih Müslim'i devlet televizyonuna çıkarıp konuşturacak kadar küstahtır, art niyetlidir.”
“Bizim değerlendirmemize göre, İsveç ve Finlandiya kırmızı kart cezalısıdır”
İsveç ve Finlandiya'nın terör örgütlerini açıktan desteklediğini vurgulayan Bahçeli, iki ülkenin NATO üyelik sürecinin olacak şey olmadığına dikkat çekerek, “Bizim değerlendirmemize göre, İsveç ve Finlandiya kırmızı kart cezalısıdır. Bu cezanın kaldırılması için PKK/YPG/PYD hilesiz ve hilafsız kınanmalı, Türkiye'nin iade talebinde bulunduğu teröristler derhal teslim edilmelidir. PKK'ya tavır alıp da YPG'yi kollamak ve ayrı bir kategoride değerlendirmek yaman ve yakıcı bir çelişkidir. PKK neyse YPG odur. İki örgüt de terörist, iki örgüt de bölücü ve insanlık düşmanıdır. Biz terör örgütlerinin NATO'ya girmelerine tepkisiz ve etkisiz kalamayız. Her gün şehit veren, her gün yürekleri kavrulan, her gün al bayrağa sarılı şehit tabutlarını omuzlayan biziz” ifadelerini kullandı.
"12 ada Türkiye'den haksızca, ayak oyunlarıyla gasp edilmiştir"
ABD'nin Yunanistan'da kurduğu 9 askeri üssün milli güvenliğe tehdit olduğunun altını çizen Bahçeli, “Yunanistan'ın, ABD'den F-15 ve F-16 savaş uçaklarıyla ilgili talebi, Türkiye'yi kötüleme ısrarı, üstelik gayri askeri statüdeki adaları yoğun olarak silahlandırması barışa değil, kutuplaşmaya ve sonucu silaha açılacak bir sürece davetiyedir. Anadolu coğrafyasının devamı niteliğindeki 12 ada konusu henüz kapanmamış yaramızdır. 12 ada Türkiye'den haksızca, ayak oyunlarıyla gasp edilmiştir. Bu adaları Çanakkale Boğazı'yla İstanbul'un güvenliğinden ayrı düşünmek imkansızdır. Birinci Dünya Savaşı esnasında, misal olarak, Meis kıyılarına konuşlandırılan düşman toplarının savaş boyunca vatanımızı nasıl hedef aldığını, Finike, Kaş, Fethiye'deki Türk nüfusunun nasıl tehlikelere maruz kaldığını unutmuş değiliz. Bugünkü şartlarda Türkiye'ye 12 Ada üzerinden silah gösterilmektedir” açıklamasında bulundu.
“Biz 12 adayı unutmadık, unutmayacağız, bir gün asıl sahibine geçeceği günleri de mutlaka göreceğiz”
Ege'deki sınır ve egemenliği devredilmemiş adalar meselesinin Türkiye ile Yunanistan arasında çözülmeyi bekleyen ve gün geçtikçe de karmaşıklaşan en ciddi sorunlardan birisi olduğuna dikkat çeken Bahçeli şunları kaydetti:
“Türkiye ve Yunanistan'ın Ege'deki kara sularının genişliği 6 deniz milidir. Yunanistan'ın dayatmalarla bu genişliği 12 mile çıkarma amacı kan dökmeden, silahlar konuşmadan asla mümkün değildir. Bu itibarla Türk milleti, Ege'nin karşı kıyısından saldırgan ve yayılmacı politika izleyen Yunanistan'a müsamaha göstermeyecektir. Biz 12 adayı unutmadık, unutmayacağız, bir gün asıl sahibine geçeceği günleri de mutlaka göreceğiz. Türkiye, dostluğuna güven duyulan, özü, sözü dosdoğru bir ülkedir. Fakat safiyane duruşumuzu yanlışa yorup da etrafımızı kuşatmaya alan, almaya hazırlık yapan, teröristleri üzerimize kışkırtan ülkelerle de çetin bir mücadeleye sonuna kadar hazır olduğumuz iyi bilinmelidir.”
“Bedelini ödesek de, şehitler versek de, Türkiye terörle mücadelede altın bir dönemi yaşamaktadır”
Terörle mücadelede son dönemde izlenen terörü kaynağında bitirme stratejisi ile mücadelenin altın çağını yaşadığını belirten Bahçeli, “Terörle mücadelede göstereceğimiz her zaaf belirtisi veya zayıflık emaresi teröristlere cesaret aşılayacak ve vatanımızı tehlikeye atacaktır. Bedelini ödesek de, şehitler versek de, Türkiye terörle mücadelede altın bir dönemi yaşamaktadır. Terörü kaynağında yok etme stratejisi inançla ve yüksek bir moralle devam etmektedir. Biz bu melanetin üstesinden geleceğiz, terörün belini kıracağız, teröristlerin de Türk milletine ihanetlerinden dolayı dünyayı başlarına yıkacağız” şeklinde konuştu.
“Yeni bir sınır ötesi ve ezici harekat mecburiyet haline gelmiştir”
Son aylarda, Ayn el Arab ve Tel Rıfat'tan Türkiye'ye atılan roketlerin ve havan toplarının Karkamış, Kilis başta olmak üzere sınır hattındaki yerleşim alanlarına isabet ettiğini hatırlatan Bahçeli, “Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı Harekat Bölgelerine yönelik terör eylemlerinde bir artış gözlemlenmektedir. Bu çerçevede yeni bir sınır ötesi ve ezici harekat mecburiyet haline gelmiştir” dedi.
“Milliyetçi Hareket Partisi muhtemel askeri harekatı bütün varlığıyla desteklemektedir”
Türkiye'nin Suriye sınırında yaşanan terör olaylarının son dönemde çok fazla artış gösterdiğine dikkat çeken Bahçeli şunları kaydetti:
“İdlib'e, Mare'ye, Azez'e, Cerablus'a ve Afrin'e yönelik terör saldırılarının ağırlık merkezi şu anda Tel Rıfat'tır. Tehdit nereden doğuyorsa, teröristler hunhar saldırılarını nerelerden ikmal ve takviye ediyorlarsa, diyorum ki, oralar meşru hedeftir, caniler temizlenmeli, en başta Tel Rıfat ve Münbiç özgürleştirilmelidir. Ne ülkemizde, ne Meclisi'mizde, ne de sınır hattımızda terörist istemiyoruz. Türkiye'nin, Suriye veya Irak'ın toprağında gözü yoktur, bilakis bu ülkelerin huzur ve güvenliğini sağlamak için müdahil olması herkesin çıkarınadır. Milliyetçi Hareket Partisi muhtemel askeri harekatı bütün varlığıyla desteklemektedir. Sınırlarımıza paralel şekilde bulunan, bir terör devleti kurmak için mekik dokuyan zehirli yılanların başının koparılması hakkımızdır, hukukumuzdur, haysiyetimizin gereğidir. Teröristler her neredeyse bulunup cezalandırılmalı, burunlarından fitil fitil getirilmeli, yedikleri içtikleri boğazlarına dizilmelidir.”
“CHP Genel Başkanı'nın Van'da yaptığı vahim konuşması skandal olmasının yanında teröre ve terörizme uzatılmış zeytin dalıdır”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Van'daki konuşmalarına da atıfta bulunan Bahçeli şunları söyledi:
“Türkiye terörle mücadelesini inanmışlıkla ve milletimizin hayır duasıyla icra ederken, CHP Genel Başkanı'nın Van'da yaptığı vahim konuşması skandal olmasının yanında teröre ve terörizme uzatılmış zeytin dalıdır. Kılıçdaroğlu terör örgütünün safına girmiş, bölücülüğün fanatik savunucusu haline gelmiş ve siyasi amigoluğuna soyunmuştur. Partisinin Van'da düzenlenen Belediye Başkanları Çalıştayı'nda demiş ki, ‘Selahattin Demirtaş'ın, Osman Kavala'nın serbest bırakılmasını istiyorsanız bize katılacaksınız.' Biz söylemekten yorulduk, Kılıçdaroğlu duymaktan yorulmadı. Duvara konuşsak dile gelirdi, suya yazı yazsak hedefine ulaşırdı, sanırsınız yüzü kösele derisi, bana mısın demiyor. Sayın Kılıçdaroğlu, sana söyleye söyleye şu gerçeği kafana sokacağım, bundan da asla vazgeçmeyeceğim; sen inkar etsen de, Selahattin Demirtaş teröristtir, haindir, bölücüdür, Türkiye düşmanıdır. Osman Kavala Soros'çudur, casustur, şaibelidir, suçludur. Bir teröristi, her taşın altından çıkan Soros'çu bir taşeronu nasıl serbest bırakacaksın? Bunu nasıl yapacaksın? Bu vaadini nasıl gerçekleştireceksin? Söyle de öğrenelim. Açıkla da bilelim. Paylaş da duyalım. Sırrın nedir? Üzerinde çalıştığın zehirli formülün muhtevası nelerden ibarettir? Darbe mi yapacaksın? PKK'yla birlikte devleti ele mi geçireceksin? Hukukun üstünlüğünü, mahkeme kararlarını nasıl yok sayacaksın? Hele bir de de biz de işitmiş olalım.”
“Sayın Kılıçdaroğlu, anlaşılan aklın başından gitmiş”
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun söylemlerinde tutarsız olduğuna vurgu yapan Bahçeli şunları kaydetti:
“Sayın Kılıçdaroğlu, teröristi masum gösteren, teröriste kol kanat geren bir kalpsizin aynı zamanda terörist olacağını, terörün himayesine gireceğini görmüyor musun? Bilmiyor musun? Bundan dolayı hiç mi vicdan sızısı çekmiyorsun? Siyasi rant kaygısı, ikbal korkusu seni ne durumlara düşürdü? Tanınmaz haldesin, zihniyetin ve siyasetin yara bere içindedir, ihanet ve melanetin tam göbeğindesin, ey Kılıçdaroğlu hala farkında değil misin? CHP'yi götürüp Kandil mağaralarının kapısına çürümüş ceset gibi bırakmaya, teröristlere zırh haline getirmeye hiç mi utanmıyorsun? Sayın Kılıçdaroğlu, anlaşılan aklın başından gitmiş, çok istekliysen, terörist Demirtaş'ın hasretini ziyadesiyle çekiyorsan, Kavala olmadan yaşayamam diyorsan, biraz daha devam et, sonunda kanun yoluyla onların koğuşundaki boş bir ranzaya sen de kapağı atarsın, nihayet çulunu serer, duvara da halını asarsın. CHP yönetimi kökünden kopmuş, tarihsel kimliğinden bütünüyle ayrılmıştır. Artık HDP'nın, PKK'nın, FETÖ'nün boşalttığı her alanda kademeye giren, terörizmin hedeflerini sırtlayıp taşıma rezaletinin başını çeken kervan başı CHP yönetimidir. Sorarım sizlere, bu tablo zillet değil midir? Hıyanet değil midir?”
“Biz bunlara durduk yere ‘zillet' demiyoruz”
Millet İttifakı üyelerince 29 Mayıs Pazar günü gerçekleşen 6'lı masa toplantısına da değinen Bahçeli, “Terörle mücadelenin iç siyaset malzemesi olarak kullanıldığını iddia etmek bize göre PKK'nın değirmenin su taşıyan, bölücülerin ekmeğine yağ süren bayağı bir çarpıklıktır. Milli bekanın müdafaa ahlakına fakatlı, amalı yaklaşımlar ancak ve ancak düşmana methiyedir. Biz bunlara durduk yere ‘zillet' demiyoruz. Terörle mücadelenin seçim sürecini etkilemek amacıyla yürütüldüğünü söylemek su katılmamış müfterilik ve ileri düzeyde milli güvenlik tehdididir. PKK'nın elebaşlarının CHP'yle İP'e destek açıklamaları demek ki tesadüfen yapılmamıştır. Zillet ittifakı HDP'yi kızdırmamak, PKK'yı gücendirmemek için Türkiye'nin karşısına geçmiş, nefret saçmıştır” dedi.