Madencilik Sektöründe İş Sağlığı Ve Güvenliğinin Geliştirilmesine İlişkin Ulusal Üç (Devlet, İşveren, İşçi) Taraflı Toplantı Ankara´da Yapıldı
Madencilik Sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliğinin Geliştirilmesine İlişkin Ulusal Üç (Devlet, İşveren, İşçi) Taraflı Toplantı 16 Ekim 2014 tarihinde Ankara Hilton Oteli´nde başladı. 16-17 Ekim tarih
Madencilik Sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliğinin Geliştirilmesine İlişkin Ulusal Üç (Devlet, İşveren, İşçi) Taraflı Toplantı 16 Ekim 2014 tarihinde Ankara Hilton Oteli´nde başladı.
16-17 Ekim tarihlerinde 2 gün devam edecek toplantıda Türk-İş´e bağlı Sendikalar adına konuşan Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş "Madencilik sektöründe bilgiye, tecrübeye, uzmanlığa sahip olan Türkiye Taşkömürü Kurumu´na (TTK) ve Türkiye kömür İşletmelerine (TKİ) sahip çıkılarak güçlendirilmelidir" dedi.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)´nun da katkı verdiği etkinliğe; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Serhat Ayrım, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nevzat Kavaklı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Kasım Özer, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Enerji Bakanlığı bürokratları, maden sektöründe örgütlü işçi ve memur sendikaları, meslek odaları ve derneklerin yöneticileri katıldı.
Toplantıda Türk-İş adına GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, TİSK Genel Sekreteri Bülent Pirler, BM Mukim Koordinatörü Kemal Malhotra, ILO Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü Heinz Koller birer konuşma yaptılar.
Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş yaptığı konuşmada şunları söyledi.
"Hepinizi, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu´na bağlı Genel Maden İşçileri Sendikası adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Konuşmama başlamadan önce Somada ve bugüne kadar iş kazası sonucu hayatını kaybeden maden şehitlerimize, Allah´tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum. ILO´nun 176 sayılı Madenlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Sözleşmesi´nin ülkemiz tarafından da onaylanması ve uygulanmasını sağlayıcı önlemlerin alınmasına yönelik yapılacak olan toplantının sektörümüze faydalı olmasını diliyorum. Ülkemizde, iş kazaları ve meslek hastalıkları yeterli önlemler alınmadığı için devam etmektedir. Ülkemiz, maden iş kolunda meydana gelen kazalar açısından dünyada 3., Avrupa´da birinci sırada yer almaktadır. Maden iş kolunda meydana gelen kazaların çoğunluğu önlenebilir kazalardır. Kazaların meydana gelmesinde; başta işletmecilik hataları, denetim ve her kademede eğitimin yetersizliği etken olmaktadır. Soma kazası, sektörün geldiği son noktadır
Madencilik sektörü özellikle yer altı kömür madenciliği ağır, içerdiği riskler nedeniyle en tehlikeli ve ilk yatırım maliyeti yüksek bir iş koludur. Yer altı madenciliği bilgi, uzmanlık ve deneyim gerektiren iş koludur. Deneyim, bugünden yarına kazanılacak bir şey değildir. Ne yazık ki ülkemiz madencilik sektöründe uygulanan politikalar bugüne gelişimizi hazırlamıştır. Sektöre, birikim ve deneyimleriyle yol gösterecek kuruluşlara gereken önem verilmemiş aksine daraltılması hedeflenmiştir. Kamunun yanında madencilik sektöründe özel sektörün önü açılırken iş güvenliği önlemlerinin alınması konusunda denetim kadroları aynı hızla artırılamamış ve caydırıcılık sağlanamamıştır. İşverenler maliyetlerin azaltılması ve kısa sürede yüksek kar elde etmek amacıyla deneyimsiz kuruluşlara, taşeronlara asli işlerini vermiştir. Tüm bu uygulamalar madencilik sektöründe sayısal anlamda literatüre girecek kazaların meydana gelmesine neden olunmuştur. Soma kazası, sektörün geldiği son noktadır. İş sağlığı ve güvenliği kültürünün tüm taraflarca oluşturulması sağlanmalıdır. Ülkemizde son 20 yılda meydana gelen büyük kazaların çoğunluğunun taşeron veya redevans uygulaması olan ocaklarda meydana geldiği görülmektedir. Yaşanan bu kazalarda; kuralsız çalışmayı, üretim zorlamasını, çalışanların düşük ücretli ve yeterli eğitim almadığını ve kar hırsını gördük. İş Sağlığı ve İş Güvenliğinin amacı; işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğini sağlanmak, işyerinde olası riskleri ortadan kaldırmak ve çalışanları kazalardan korumaktır. Ülkemizde sorunların çözümüne yönelik 6331 sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu ve ona bağlı yönetmelikler çıkarılmıştır. Bu kanun ve yönetmeliklerde eksiklikler vardır. Ancak asıl sorun uygulamadadır. Bu nedenle, öncelikle uygulamaya yönelik çalışmaların belirlenmesi gerekir. İş sağlığı ve güvenliği kültürünün tüm taraflarca oluşturulması sağlanmalıdır. 6552 sayılı İş Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması İle Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun 11 Eylül 2014 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. Maden işçilerine sağlanan; izin sürelerinin artırılması, yeraltı çalışma süresinin azaltılması, yeraltında en az iki asgari ücret uygulanması, emeklilik yaşının yeniden düzenlenmesi vb. haklar çalışanları başlangıçta sevindirmiş ancak bir aylık süreçte işverenlerin işçi çıkartmaya başlaması madencileri yine mağdur duruma sokmuştur.
Kanundaki yeraltı çalışma süreleriyle ilgili düzenleme Ocak 2015 de yürürlüğe girecektir.
Mevcut şekliyle işyerlerinde uygulanma imkanı yoktur. Bu nedenle; çalışma sürelerinin günlük 7,5 saat, haftalık 37,5 saat olması ve hafta tatilinin iki güne çıkartılması konusunda sayın bakanımızın açıklamaları vardır. Yeni yasama döneminde bunun düzenlenmesini bekliyoruz. Diğer bir konu yeraltında iki asgari ücret uygulanmasıdır, bu konuda farklı görüşler ifade edilmektedir. Bizim anladığımız; sayın bakanımızın da birkaç kez ifade ettiği gibi bu ücretin başlangıç ücreti olmasıdır. İkramiye ve sendikal haklarla elde edilen kazanımların hesaba katılması doğru değildir.
Bu durum sendikaları ortadan kaldırmaya dönük bir adım olur. Özellikle kamuda yasanın amacına uygun uygulama yapılması için gerekirse kurumlar bilgilendirilmelidir. Maden işçilerinin mağdur olmaması için yukarıda belirttiğimiz konular acilen çözülmelidir. Türkiye Taşkömürü Kurumu´na (TTK) ve Türkiye kömür İşletmelerine (TKİ) sahip çıkılarak güçlendirilmelidir. Maden işkolundaki kazaların önlenmesi için; Yer altı kömür işletmeciliğinde ana kurallardan vazgeçilmemelidir. İşletmeciliğin her aşamasında etkin denetimler yapılmalıdır. Kayıt dışı istihdam kayıt içine alınarak kaçak ocaklarla daha etkin mücadele yapılmalı, Madencilik sektöründe bilgiye, tecrübeye, uzmanlığa sahip olan Türkiye Taşkömürü Kurumu´na (TTK) ve Türkiye kömür İşletmelerine (TKİ) sahip çıkılarak güçlendirilmelidir. Tüm çalışanlar sigortalı, sendikalı ve iş güvencesine kavuşturularak örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Teknik nezaretçi, işletme sahibine ücret yönüyle bağlıdır. Teknik Nezaretçi ücretlerinin devletçe (işletme sahibinden alınarak) verilmesi denetimin daha bağımsız olmasını sağlayacaktır. Tüm çalışanlar olası risklere karşı eğitilerek bilgilendirilmeli, Madencilik sektöründe taşeronlaşmadan vazgeçilmelidir, İşçi sağlığı ve iş güvenliği yatırımları teşvik edilerek desteklenmelidir, Madencilik sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliğinin geliştirilmesine ilişkin Ulusal Üç Taraflı toplantıyı düzenleyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı temsilcilerine ve Uluslararası Çalışma Örgütü temsilcilerine teşekkür ediyor ve toplantının sektörümüze faydalı olacağına inanıyorum."
(OA-OA-Y)
16.10.2014 16:41:21 TSI