Koronavirüsten ölen oğlunun 'cumhurbaşkanı hayali'ni gerçekleştirmek istiyor
Koronavirüsten ölen oğlunun 'cumhurbaşkanı hayali'ni gerçekleştirmek istiyor
KAYSERİ'de hidrosefali (beyinde su toplanması) hastalığı nedeniyle doktorların 'yaşamaz' demesine rağmen 17 yılda 28 ameliyat geçirerek hayata tutunan ancak koronavirüs tedavisi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Mehmet Akif Öztürk (23), ölmeden önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın portresini kaleme aldı. Portreyi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hediye etmek isteyen Mehmet Akif Öztürk’ün hayalini annesi Sevgi Öztürk gerçekleştirmek istiyor. Anne Öztürk, “Cumhurbaşkanının portresini çizmişti ancak hediye edememişti. Kendi elleri ile Cumhurbaşkanımıza portresini vermek istiyordu. ‘Anne, bir gün benim sesimi duyacak’ diyordu. Ama maalesef olmadı. Şimdi, oğlumun son arzusunu ve en büyük hayalini ben yerine getirmek istiyorum” dedi.
Sevgi-Kemal Öztürk çiftinin 3 çocuğundan ortancası Mehmet Akif, 5,5 aylıkken hidrosefali hastalığına yakalandı. İlk ameliyatını ilk teşhisin hemen ardından olan Mehmet Akif, 17 yaşına kadar göbek fıtığı, menenjit, kafa şekil düzenlemesi ve beyinde su toplamasına bağlı 28 ameliyat geçirdi. Doktorların, 'yaşamaz' ve 'yürüyemez' dediği Mehmet Akif, bu ameliyatlar ile hastalığı yendi.
KORONAVİRÜSE YENİK DÜŞTÜ
2018 yılında Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavından 80 puan alarak zihinsel engelliler grubundan Kayseri Adliyesi'nde memur olarak görev yapmaya başlayan Mehmet Akif'in, 15 Mart'ta yaptırdığı PCR testi pozitif çıktı. Şehir Hastanesine başvuran Öztürk, yoğun bakım servisinde tedavi altına alındı. Durumu ağırlaşan Mehmet Akif, geçen 22 Mart'ta hayatını kaybetti. Öztürk'ün ölüm haberi Kayseri Adliyesi'ndeki iş arkadaşlarını da üzdü.
'ALLAH'A ŞÜKÜR HAYATTA KALDIM' DEMİŞTİ
28 ameliyatla hayata tutunan Mehmet Akif Öztürk, ölmeden önce DHA'ya yaptığı açıklamada, "Doktorlar benim için sürekli ümitsiz konuştu. 'Yaşamaz' ve 'yürüyemez' gibi ifadeler kullandılar. Allah'a şükür ki ben tüm bunları atlatıp, hayatta kaldım ve 2018 yılında memur oldum. 2 ay uğraş vererek, resmettiğim cumhurbaşkanımıza ait portreyi Ankara'da hediye etmek istiyorum. Kendisinin çocukluktan bu yana hayranıyım. Hayalim onunla buluşmak ve çizimini yaptığım Erciyes Dağı arka fonlu portresini hediye ederek, hayalimi gerçekleştirmek istiyorum" diye konuşmuştu.
‘HAYALLERİNİN PEŞİNDEN GİTTİ’
Mehmet Akif’in hayatını kaybetmesinin ardından anne Sevgi Öztürk, oğlunun hayalini gerçekleştirmek için harekete geçti. Anne Öztürk, oğlu Mehmet Akif’in kaleme aldığı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın portesini kendisine hediye etmek istiyor. Mehmet Akif’in dünyaya geldikten sonra 45 gün yoğun bakımda kaldığını anlatan anne Sevgi Öztürk, “Daha sonra hidrosefali hastalığına yakalandı. 17 yıl boyunca 28 ameliyat geçirdi. 22 yaşında Covid-19 salgını oğlumu benden aldı. 28 ameliyat geçirmesine rağmen hepsini atlattı. Çok büyük ameliyatları atlatarak, yaşama tutundu ama, çağımızın virüsüne yenik düştü. Oğlumun hayalleri vardı. Çok güzel bir yüreği vardı. Uçan kuşa selam veren, kimseyi kırmayan bir yapısı vardı. ‘Doktorlar yaşamaz’, ‘Hiçbir şey yapamaz’ demesine rağmen o, hayattan hiçbir zaman umudunu kesmedi. Hayallerinin peşinden gitti ve memur oldu. Resimlerle hayata tutundu” ifadelerini kullandı.
‘EN BÜYÜK HAYALİNİ BEN GERÇEKLEŞTİRMEK İSTİYORUM’
Koronavirüse yenik düşen oğlu Mehmet Akif’in, kent protokolü ve spor camiası başta olmak üzere çok sayıda bürokratın portlerini de kaleme aldığını belirten anne Öztürk şöyle konuştu: “Kendi uğraşları ile kara kalem çalışmaları yapıyordu. Protokol üyelerinin portlerini kaleme alıp, onları hediye ediyordu. En büyük mutluluğu bu oluyordu. Gerçekleştirmek istediği tek hayali de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın portresini çizerek, hediye etmekti. Portresini çizmişti ancak hediye edememişti. Kendi elleri ile cumhurbaşkanımıza portresini vermek istiyordu. ‘Anne, bir gün benim sesimi duyacak’ diyordu. Ama maalesef olmadı. Şimdi, oğlumun son arzusunu ve en büyük hayalini ben yerine getirip, Mehmet Akif’in çizdiği portreyi hediye edip, oğlumun ona olan sevgisini anlatmak istiyorum. En büyük arzum bu. Oğlumun hayattayken en büyük arzusunu yerine getiremediğim için vicdan azabı çekiyorum. Sesimin duyulmasını istiyorum.”