Kılıçdaroğlu, yine gaf yaptı
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu 'Allah’tan korkmayan biz cesaret edeceğiz' diyerek yeni bir gafa imza attı
TBMM’de partisinin grup toplantısında konuşan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin kurultayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik tepki çeken sözlerini yineleyerek, ahlak, şeref ve namusu savunmanın ne zamandan beri edepsizlik olduğunu sordu. Kendisi hakkında soruşturma açan Cumhuriyet Savcısına seslenen Kılıçdaroğlu, “O Cumhuriyet Savcısına seslenmek isterim, sarayın kapı kulluğunu yapan adama Cumhuriyet Savcısı denmez” ifadelerini kullandı.
“ESKİDEN TERÖR DAĞLARDAYDI ŞİMDİ ŞEHİR MERKEZİNDE”
Eskiden terör örgütünün dağda olduğunu, şimdi ise şehre indiğini belirterek, bölgenin Suriye’den ve Beyrut’tan farkı kalmadığını belirtti. Türkiye’nin neden bu hale geldiğini soran Kılıçdaroğlu, “Karamsar bir ortamda kurultayımızı gerçekleştirdik. Altı şehidimiz var, altı eve ateş düştü. 7 Haziran’dan bu yana 200’ün üzerinde şehidimiz var. Onlar biz rahat edelim diye, bu ülkede birlik ve bütünlük olsun diye canlarını feda eden aslanlarımız. Neden Türkiye bu halde? 2002’de Türkiye’yi sıfır terörle devraldınız, bugün kan gölüne döndü Türkiye. 13 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor. Bu sorunun cevabını herkesin kendi vicdanına sormasını istiyorum. Eskiden terör dağlardaydı şimdi şehir merkezinde. Güvenlik güçleri kentlerden terör örgütü mensuplarını temizlemeye çalışıyor. Bölgeye bakın, fotoğraflara bakın, Suriye’den Beyrut’tan ne farkı var. O şehir merkezleri silah deposu haline getirilirken. Valilere ve kaymakamlara ‘dokunmayın’ diye talimat veren bu iktidar sahiplerini hiç mi sorgulamayacaksınız? Şehitlerimizin vebali onların alınlarındadır. Terör örgütü mahkeme kurarken bunlar seyrediyordu, şimdi kalkmış aslan kesiliyorlar. Türkiye’de kimsenin yüzü gülmüyor, herkes gelecek endişesi içinde. Herkeste can ve güvenlik kaygısı var. Yazık günah değil mi bu ülkeye?” dedi.
“GEREKİRSE ANAYASA MAHKEMESİNE KADAR TAŞIYACAĞIZ”
Er ve erbaşların maaşları ile ilgili konunun takipçisi olacağını kaydeden Kılıçdaroğlu, “Er ve erbaşlarla ilgili bir kanun teklifi geldi. Yıldırım hızı ile geçirecekler. Er ve erbaşların maaşlarını asgari ücrete endekslemişlerdi. Bir kanun getirdiler bunların aylıklarını asgari ücrete değil memur aylıklarına bağladılar. Bu insanlar hayatlarını feda ediyor, sen nasıl olurda bunların aylıklarına göz diker hale geliyorsun. Buradan uzman er ve erbaşlara sesleniyorum, sizin davanızı takip edeceğiz, gerekirse Anayasa Mahkemesine kadar taşıyacağız” diye konuştu.
“AKP DÖNEMİNDE FAİLİ MEÇHULLERİN SAYISI 208”
Harant Dink’in ölümünden bu yana 9 yıl geçtiğini belirten ve faili meçhulün demokratik bir ülkede kara bir leke olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “AKP döneminde faili meçhullerin sayısı 208. En belirgini Hablemitoğlu, herkesin gözleri önünde vuruldu, fail ortada yok. Tahir Elçi aynı şekilde, o da bir faili meçhule gitti” şeklinde konuştu.
“DEMOKRASİYİ SAVUNUYORSAN GEL BERABER YAPALIM”
Parlamenter sistemin Türkiye’de şuanda iyi çalışmadığını belirten ve doğruyu her yerde ifade ettiklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Darbe yasaları nedeniyle iyi çalışmıyor. Davutoğlu’na çağrıda bulunuyorum, parlamenter sistemin gerçek anlamda çalışmasını istiyorsanız hep beraber darbe hukukunu ele alalım, darbe hukukundan Türkiye hukuk sistemini arındıralım, açık çek veriyorum. Biz sana söz veriyorsak sözümüzün arkasında dururuz. Ben senin demokrasiyi ne kadar savunup savunmadığını öğrenmek istiyorum. Demokrasiyi savunuyorsan gel beraber yapalım” ifadelerini kullandı.
“SARAYIN KAPI KULLUĞUNU YAPAN ADAMA CUMHURİYET SAVCISI DENMEZ”
“Kurultayın ana tartışma konusu benim Cumhurbaşkanına yönelik yaptığım eleştiriler oldu” ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, kurultayda Cumhurbaşkanına yönelik kullandığı cümleleri yeniden okudu. Kılıçdaroğlu, “Koro halinde bir yaylım ateşi başladı. Cumhurbaşkanlığından, AKP kanadından, bakanlardan, gençlik kollarından, sosyal medyadan, havuz medyasından koro halinde saldırı başladı. Cumhuriyet Savcılığı da soruşturma açmış. O Cumhuriyet Savcısına seslenmek isterim, sarayın kapı kulluğunu yapan adama Cumhuriyet Savcısı denmez. ‘Davayı açtık bunlar korkacaklar’ sanıyorlar, sen kim dava kim. Biz bu yola çıktıysak ölümüne demokrasiyi savunacağım dedim. Sanıyorlar ki kendilerinden korkacağız. Savcı da olsa, Cumhurbaşkanı da olsa, Başbakan da olsa Allah’tan başka kimseden korkmayız. Aslında kızdığı nokta kendisine ‘diktatör’ dediğim için değil, ‘diktatör bozuntusu’ dediğim için. Ben kendisine ‘diktatör’ sözünü ilk kez Aydın’daki mitingde söyledim, tık yoktu, ne zaman ki ‘sen diktatör bozuntususun’ dedim o zaman bozuluyor. Mahkemeye vermiş. Hiçbir şey yapmayacağım, sadece TBMM’de yaptığı yeminin kasetini göndereceğim. Hakime göndereceğim, diyeceğim ki ‘bunu sadece ben seyretmedim, dünyanın önünde yapılan bir yemin bu.’ Dolayısıyla hesabını o verecek. Ben kendisine hatırlatıyorum, arkadaş yeminine sadık kal. Sadık kalmazsan sana namus ve şeref kavramını hatırlatmak bana düşüyor. Hemen saldırıya geçtiler. Önce havuz medyası, onlara da talimat vermişler, hatta bir tanesi ‘diktatör Kemal’ demişler. Biz namus ve şeref konusunda hangi yemini ettiysek o yeminimize ölümüne bağlıyız” dedi.
KILIÇDAROĞLU, YİNE GAF YAPTI
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarafsızlığını korumadığını belirten Kılıçdaroğlu, konuşması sırasında gaf yaparak, “Meydan meydan gezdi. 400 milletvekili istedi, tarafsızlığını korumadı. YSK, seçimlerin büyük bir tarafsızlık içinde yapılmasını sağlayan bir kurumdur. Cesaret edip ‘arkadaş sen tarafsızlığını koruyacaksın’ diyemedi, koca koca hakimler. Bu ülkenin Yüksek Seçim Kurulu söyleyemiyorsa, kimse cesaret edemiyorsa, kim cesaret edecek, Allah’tan korkmayan biz cesaret edeceğiz” dedi.
“NEREDEYSE HAVA DURUMUNU CUMHURBAŞKANI AÇIKLAYACAK”
Başbakan Davutoğlu’nun kendisine yönelik eleştirilerine dikkat çekerek, Başbakan Davutoğlu’nun “Kem söz kendisine aittir. Cumhurbaşkanımıza yaptığı ithamı kendisine iade ediyoruz” dediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Yeminini bozup namus ve şeref kavramını ayakların altına alanları ben affetmem. Benim merak ettiğim. Asıl tarafsızlığa itiraz etmesi gereken Davutoğlu olmalıdır. Sen akademisyensin, sözde birde kitap yazmışsın. Eğer siz ahlakı savunuyorsanız, erdemi, bilgiyi, insan haklarını, hukuku savunuyorsanız bu değerlere sahip çıkacaksınız. Siz namus ve şeref kavramına sahip çıkacaksanız uyarıyı bana değil Cumhurbaşkanına yapacaksınız. Ülkede Başbakan var mı, neredeyse hava durumunu Cumhurbaşkanı açıklayacak. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden ya da onun bağlı bulunduğu bakandan istirham ederim, her sabah lütfen Cumhurbaşkanına hava durumunu versinler o da kamuoyuna özel bir açıklama yapsın. Eğer konuşacaksa bu konuda konuşsun da biz de faydalanalım. Cumhurbaşkanlarının bir toplumda saygınlığının olması olmazsa olmazlarımızdandır. Cumhurbaşkanına herkesin saygı göstermesi lazımdır. O saygı çerçevesinde kullanacağımız dilin ve üslubun ona uygun olması lazım. Ben buna hep özen gösterdim. Ama ne zaman ki tarafsızlığını bozdu, kusura bakma birisinin sana haddini bildirmesi lazım, bende o görevi üstlendim” şeklinde konuştu.