Kılıçdaroğlu: 'Teröristin taziye çadırına gitmek ihanettir'

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Ankara bombacısının taziye çadırına giden HDP'lilere, "Teröristin taziye çadırına gitmek doğru değildir ve bu ülkeye ihanettir. Parlamentoya geleceksin, Türkiye Cumhuriyeti’nden aylık alacaksın, namusun ve şerefin üzerine yemin edeceksin, sonra kalkacaksın teröristi ödüllendirir gibi, terör eylemini özendirir gibi çadırına gideceksin. Kınıyoruz ve kabul etmiyoruz" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara bombacısının taziye çadırına giden HDP'lilere, "Teröristin taziye çadırına gitmek doğru değildir ve bu ülkeye ihanettir. Parlamentoya geleceksin, Türkiye Cumhuriyeti’nden aylık alacaksın, namusun ve şerefin üzerine yemin edeceksin, sonra kalkacaksın teröristi ödüllendirir gibi, terör eylemini özendirir gibi çadırına gideceksin. Kınıyoruz ve kabul etmiyoruz" dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin önünde hiçbir engelin kalmaması gerektiğini belirterek, “Türkiye Batı uygarlığına ulaşma yolunda, çağdaş uygarlığı yakalama yolunda kararlı adımlarla yoluna devam etmeli. En büyük arzumuz, hedefimiz bu” diye konuştu.
Birkaç konuya değineceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bunlardan birisi, Artvin’de yaklaşık 10-15 gündür devam eden doğaya sahip çıkma eylemi. Düşünün dünyanın en güzel doğasında yaşıyorsunuz. Yeşilin bütün renkleri orada. Sonbaharda bütün güzellikleri yaşıyorsunuz. İnsanlar o doğanın bir parçası olarak son derece mutlular. Bugün bir gazetede var. Yaşlı bir Artvinli toprağı eline almış, ‘Bu toprak sadece bizim değil. Buradaki kuşların böceklerin de hakkı var’ diyor. Evet korunması lazım. Bütün Karadeniz’de olduğu gibi Artvin’de de yayla şenlikleri yapılıyor. Meşhur bir sloganları var; ‘Altında ölüm ama üstünde hayat var’ diyorlar. Altında ölüm var Artvin’in ama üstünde hayat var. Şimdi hayata izin vermek istemiyorlar, ölüme mahkum etmek istiyorlar insanları. ‘Senin elinden tabiatı alacağım’ diyor. ‘Ben AKP hükümeti olarak milletin anasına küfredenin yanındayım’ diyor. Artvinli de ‘hayır’ diyor. Bu olay yeni ortaya çıkmış bir olay değil. Artvinlinin sabrı taştığı için olay bu noktaya geldi. Olay 1990’lı yıllardan beri devam eden bir olay” ifadelerini kullandı.

“TERÖRİSTİN TAZİYE ÇADIRINA GİTMEK DOĞRU DEĞİLDİR VE BU ÜLKEYE İHANETTİR”
Yanlışa her zaman yanlış dediklerini ve diyeceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Terörün hep insanlık suçu olduğunu söyledik, hep söyleyeceğiz. Teröristin a’sı, b’si olmaz. Teröre karşı bütün siyasi partilerin açık, net tutum takınması lazım. Terör konusunda hiçbir siyasi partinin farklı bir görüş beyan etmeye hakkı ve yetkisi yoktur. Özellikle parlamento çatısı altında olan bütün siyasal partilerin. Teröristin taziye çadırına gitmek doğru değildir ve bu ülkeye ihanettir. Asla kabul etmiyorum. Parlamentoya geleceksin, Türkiye Cumhuriyeti’nden aylık alacaksın, namusun ve şerefin üzerine yemin edeceksin, sonra kalkacaksın teröristi ödüllendirir gibi, terör eylemini özendirir gibi çadırına gideceksin. Kınıyoruz ve kabul etmiyoruz” şeklinde konuştu.

“BÜTÜN ARTVİNLİLERİ TÜRKİYE’NİN BİR NUMARALI VATANSEVERİ İLAN EDİYORUM”
Kılıçdaroğlu, “Artvinlileri bu nedenle kendi havuz medyası terörist ilan etti. Bunlar teröristtir diyor. Ben Artvinlileri hangi partiye oy verirse versin, bütün Artvinlileri Türkiye’nin bir numaralı vatanseveri ilan ediyorum. Son bilirkişi raporu diyor ki, ’50 bin 300 ağaç kesilecek’ diyor. Sizde nasıl bir vicdan var, tabiata nasıl saygı var. Efendim yerine ağaç dikeceğiz. Peki canlıları da oraya taşıyabilecek misin? Yazık günah değil mi? Artvinli kadınları copladılar. Olay Artvin olayı olmanın ötesine geçti. Bütün Artvinliler bu konuda ortak çaba harcıyor. Biz CHP olarak Artvinlileri kucaklıyoruz, onların yanındayız. Size her türlü desteği vermek bizim namus borcumuzdur” açıklamasında bulundu.

“SİZ ÇOCUK MU KANDIRIYORSUNUZ?”
Parlamentoda görüşülecek kişisel verilerin korunması kanununa dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Kişisel verilerin korunması elbette mümkündür ve olması gerekir. AB bu konuda standartlar belirlemiş, aynı standartlara Türkiye’nin de uymasından daha doğal hiçbir şey olamaz. Ama şimdi bunlar kişisel verilerin korunması adına herkesi fişlemeye başlayacaklar. Önümüzdeki süreçte başlayacaklar. Zaten başlamışlardı da şimdi bunu yasal hale getirmek istiyorlar. Batı'da kişisel verilerin korunmasıyla ilgili sorumluluk alan kurumların tamamı özel ve bağımsızdır. Çünkü onlar bir sorumluluk üstleniyorlar. Herkesin kişisel verisi var. Bu verilerin çok dikkatli korunması lazım. Bizde ne yapılıyor? Bir komisyon kuruyorlar, kurumun üç üyesini Cumhurbaşkanı, 4 üyesini Bakanlar Kurulu atayacak. 7 üyesi de AKP’li olacak. Bunun adı da bağımsız kurum olacak. Siz çocuk mu kandırıyorsunuz? Asla doğru değil. Bakın Batı’daki standartlar neyse aynı standartları getirin kurumun yönetimi açısından. Daha tehlikeli olan 6. madde, bu maddeyle vatandaşın nesini fişleyecekler? Kişilerin ırkı, hangi ırktan olup olmadığınız, etnik kökeni, hangi etnik kökenden olup olmadığınız, siyasi düşünceniz onu da fişleyecekler. Dinimiz o da fişlenecek. Kılık ve kıyafetimiz fişlenecek. Dernek, vakıf ya da sendika üyeliğimiz varsa onlar da fişlenecek. Sağlığımız o da fişlenecek. Cinsel hayatımız niye merak ediyorlar merak ediyorum, onu da fişliyorlar. Biyometrik ve genetik verileri de fişleyecekler. Böyle bir kanun komisyonda görüşülürken bizim arkadaşlar da ‘AB uyum süreci içinde geliyorsa şu AB mevzuatına bakalım’ demişler. Bunların amacı AB ile uyumu sağlamak değil, AB’nin bazı kriterlerinden yola çıkarak 78 milyonu fişlemek. Bu hatadan vazgeçin. Bu hatayı biz Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz. AYM’den sonra gerekirse AİHM’e götüreceğiz.”

“BOMBA PATLADIKTAN SONRA APAR TOPAR İSİM VERİLİYOR”
Türkiye Cumhuriyeti’nin iyi yönetilmediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Daha doğrusu Türkiye Cumhuriyeti yönetilmiyor. Yönetim boşluğu var. Yönetim krizi nedir biliyor musunuz? Devletin ilgili organı uyarıyor, MİT emniyete bildiriyor, önümüzdeki günlerde şu terör örgütü, ismini de veriyor askerlerin yoğun olduğu yerlerde Ankara, İzmir gibi illerin ismini de veriyor, eylem yapacaktır önlem alın diyor. Önlem alınıyor mu? Önlem sıfır. Kim önlem alacak? Siyasetçi talimat verecek, bürokratta önlemi alacak. Ankara'nın göbeğinde, kalbinde bomba patlıyor. Bugün 1 kişi daha hayatını kaybetti, Allah rahmet eylesin. 29 vatandaşımız hayatını kaybetti. Bu terörist, 2 bin 850 kilometre yol kat ediyor Türkiye’de. Kimse dokunmuyor buna. 43 ili geziyor. 22 kişiyle telefon konuşması yapıyor terör eylemini nasıl gerçekleştireceği hakkında. Bu süreç içinde ne oluyor? Hiçbir şey olmuyor. Bomba patladıktan sonra apar topar isim veriliyor. Şu kişi, Suriyeli, şu örgüte mensup diye çıkıp açıklama yaptı. Kim yaptı? Bu ülkenin Başbakanı ve Cumhurbaşkanı. Bu süreç içinde ne oluyor, hiçbir şey olmuyor. Başbakan Davutoğlu patlama oluyor yaptığı açıklama, ‘Patlama sesi duyduk inceleyeceğiz.’ İyi ki duymuş sesi, hiç duymayabilirdi de. Bir başka Bakan Veysel Eroğlu, ‘Bir terör örgütü gerçekleştirdi diye bir duyum var.’ İçişleri Bakanı da Twitter üzerinden haber veriyor; ‘Bu akşam Ankara’da yaşanan saldırıyı şiddetle kınıyorum. Bu ülkemize karşı yapılmış bir saldırıdır’. Biz de Küba'da yapıldı sanmıştık. Sen Twitter üzerinden kınayacağına, lanetleyeceğine bu işi kim yaptı diye otur bir konuş, araştır bakalım. Senin emniyet teşkilatına yazı yazıldı, terör örgütünün adı verildi. Sen o terör örgütünü neden koruyorsun? Neden ismini kamuoyuna açıklamıyorsun? Sen ismi kamuoyuyla paylaşmadığın anda o örgüte yardım ve yataklık yapıyorsun demektir. Daha acı olanı Hükümet Sözcüsü patlamadan sonra basın toplantısı yapıyor. Bu cümle ne hikmetse medyada ilgi görmedi; 'Bu bombayı patlatanlar orada bu akşam vefat eden şehit olan kardeşlerimizi tesadüfen seçtiler' diyor. MİT emniyete bildiriyor. Örgütün adını da veriyor. Kentlerin ismini de veriyor. Beyefendi çıkıp 'Terör örgütü orayı tesadüfen seçti' diye çıkıp açıklama yapıyor. Ne tesadüfü bilinçli olarak adam geldi, bombayı patlattı. Arkadan bununla yetinmediler. Büyükelçiler çağırdılar. Dediler ki bunu şu terör örgütü yaptı. Biz doğruyu nereden öğrendik, terör örgütünün yaptığı açıklamadan öğrendik. Bombayı patlatanın babasından öğrendik” değerlendirmesinde bulundu.

OLAYLI MAÇI ÖRNEK GÖSTERDİ

Hükümeti eleştiren ve ülkede düzenin bozulduğunu ileri süren CHP lideri Kılıçdaroğlu, iddiasına Galatasaray-Trabzonspor maçından örnek verdi. Kılıçdaroğlu, "Düzen o kadar bozuldu ki eskiden hakem kırmızı kart gösterirdi artık futbolcu kırmızı kart gösterir oldu, düzen böyle bozuldu" dedi.

Google+ WhatsApp