Kıbrıs açıklarındaki Yavuz sondaj gemisinden ilk görüntüler
Doğu Akdeniz’de yürütülen sondaj çalışmaları devam ederken, Yavuz isimli sondaj gemisi Kıbrıs açıklarında ilk kez görüntülendi. Sondaj çalışmalarına Avrupa Birliği ve pek çok ülkeden eleştiri gelirken, memnuniyetini dile getiren Kıbrıslı Türkler, “Türkiye varsa biz bu adada varız. Eğer Türkiye Cumhuriyeti arkamızda olmazsa biz burada en çok 5 saat yaşayabiliriz” ifadelerini kullandı.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) tek taraflı doğalgaz aramalarına başlamasının ardından, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) Doğu Akdeniz'de başlattığı doğalgaz arama ve sondaj çalışmaları başta GKRY ve Yunanistan olmak üzere birçok ülkeyi rahatsız etti. Türk gemilerinin Doğu Akdeniz'deki faaliyetleri nedeniyle Avrupa Birliği Türkiye'ye karşı bir dizi yaptırım kararı alırken, adada yaşayan Kıbrıs Türkleri ise Fatih ve Yavuz sondaj gemilerinin çalışmalarından memnun olduklarını belirtiyor.
Kıbrıs'ın Karpaz Burnu açıklarında çalışmalarını sürdüren ve uzaktan görüntülenen Yavuz sondaj gemisi, Dipkarpaz yakınlarında Kıbrıs'ın Altın Kumsal bölgesinin yaklaşık 8 deniz mili açığında çalışmalarını sürdürüyor.
Bölge halkı çalışmaları memnuniyetle karşılarken Rum tarafının dayatma politikalarına da sert tepki gösteriyor. Kıbrıslı Türkler Avrupa Birliği başta olmak üzere birçok ülkenin KKTC'nin egemenlik haklarını yok sayan açıklama ve yaptırım söylemlerini haksız bulurken bu girişimleri de ikiyüzlülük olarak değerlendiriyor.
“Türkiye varsa biz bu adada varız”
Kaplıca köyü sakini ve aynı zamanda bölge milletvekili olan Mesut Genç, Yavuz sondaj gemisinin, Kıbrıs Türklerinin halklarının korunması adına ada etrafında yaptığı çalışmaların gurur verici olduğunu söyledi. KKTC Milletvekili Genç ''Güney Kıbrıs Rum kesiminin yıllardan beridir tek taraflı olarak atmış olduğu adımlarda Kıbrıs Türkünü yok sayması kabul edilemez bir durumdur” diyerek, Doğu Akdeniz'deki hakların korunması adına Türkiye ve KKTC tarafından atılan adımların önemini vurguladı. KKTC'nin artık eskisinden daha farklı bir politika izleyerek Türkiye'nin de yardımı ile haklarını daha aktif savunacağını dile getiren Genç “Anavatan Türkiye'nin bize vermiş olduğu destekten ötürü kendilerine şükranlarımızı sunarız. Bundan sonraki süreçte de Güney Rum Kesimi ne adım atarsa, biz de aynı şekilde haklarımızı savunmak adına hiç çekinmeden aynı adımları atacağız” dedi.
İskele'ye bağlı Sipahi köyü sakinlerinden Yusuf Özkılıç ise "Türkiye'nin gemileri bölgede sondaj yapıyor ve arkasında onları koruyan askerimiz var, devletimiz var. Onun için vatandaş huzurludur, vatandaşta herhangi bir sıkıntı görmüyorum şu anda ben. Herhangi bir tehlikeden savaştan korkusu yoktur KKTC'nin çünkü KKTC savaşa alışkın bir bölgededir. Kolay kolay pes demez, 74 öncesinde pes demedi şu anda hiç demez. Arkasında da Türkiye Cumhuriyeti var. 80 milyon, o bize yetiyor. Herhangi bir sıkıntı yoktur, sıkıntı olursa savaşmaya hazırız. Adamızın bir köşesinde ölmeye hazırız. Biz asla ve asla vatanımızı terk etmeyeceğiz. Onun için herkes huzurlu olsun” diye konuştu. KKTC'de Türkiye'nin varlığını istemeyen bazı kesimler olduğunu dile getiren Özkılıç, “Türkiye varsa biz burada varız. Asla ve asla olamayız yoksa. Eğer Türkiye Cumhuriyeti başımızda, arkamızda olmazsa bizim burada en çok yaşayacağımız 5 saattir. O da dağlara kaçıp da saklanan 5 saat yaşar” diyerek ancak Türkiye'nin adada var olması halinde Kıbrıs Türklerinin de adadaki varlığını sürdürebileceğini söyledi.
Yeni Erenköy sakini Özer Öykün ise “Rumların bütün Kıbrıs'ı idare edecek hakları yoktur. Ne geçmiş Anayasa'da var ne de şimdi kurulacaksa yeni Anayasa'da olabilir” diyerek GKRY'nin tutumuna tepki gösterdi. Kıbrıslı Rumların “Tüm Kıbrıs benimdir ve istediğimi yapacağım, ileride siz de benim ‘ikinci sınıf' vatandaşım olacaksınız” zihniyetiyle hareket etmesini büyük bir yanılgı olarak tanımlayan Öykün, Rumların bu tutumunun Kıbrıs'ın kalıcı olarak bölünmesini hızlandırdığını söyledi. Rum Kesimi'ni işaret eden Öykün, “Avrupa Birliği'nin katkılarıyla hem bizi ikinci sınıf vatandaş yapacaklardı hem de zenginliklerden faydalanacaklardı. Bu düşünülemez, yanımızda Türkiye var. Bu yüzden yapılanlar doğrudur. Rum artık aklını başına toplasın. Eğer taksim istemiyorsa bizimle anlaşmaya gitsin. Ben anlaşma taraftarıyım ama Türk hakkını asla Rumlara teslim etmeyi düşünemem” dedi. Yavuz ve Fatih gemilerinin Kıbrıs açıklarındaki sondaj çalışmalarının adadaki Türk halkının haklarının korunmasına katkıda bulunduğunu ifade eden Öykün, ortak komisyon önerisinin reddedilmesinin sorunun çözümünü zorlaştıracağını vurguladı.
Kıbrıs Türk mücadele Gazisi Özcan Özcanhan ise “Ekonomik münhasır bölgelerde Rumlar tek taraflı doğalgaz ve petrol arıyor ama bu adada Kıbrıs Türklerinin de hakkı yok mu? Kıbrıs Türkleri de kendi bölgesinde hakkını arayabilir” diyerek, KKTC'nin Türkiye'nin desteğiyle haklarını sonuna kadar savunacağını vurguladı. Yavuz ve diğer Türk gemilerinin bölgedeki doğalgaz arama, sondajlama çalışmalarının kendi sularında gerçekleştiğini söyleyen Gazi Özcanhan, “Rum feryat ediyor, Birleşmiş Milletler feryat ediyor, Avrupa Birliği yaptırımlar uygulayacakmış. Ben kendi çevremde, istediğim yerde, hakkım değil midir gaz da arayayım, doğal kaynaklarımdan da yararlanayım? Ruma göz kırpanlar, ona onay verenler neden Türklere karşı çıkıyor? Oradaki arayışlarında da ortağız, burada da doğalgaz aramak hakkımızdır. Buna karşı çıkanları şiddetle kınıyorum ve çifte standart uyguladıklarını vurguluyorum” diyerek uluslararası tartışmalara sitemde bulundu.