KGC’den '3 Mayıs Basın Özgürlüğü' Mesajı
Kayseri Gazeteciler Cemiyeti (KGC) ’3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ nedeniyle yayımladığı mesajda basın özgürlüğünün, kişisel özgürlük olarak algılanmaması, basının propaganda aracı olarak kullanılmaması gerektiği kaydedildi.
Kayseri Gazeteciler Cemiyeti (KGC) '3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü' nedeniyle yayımladığı mesajda basın özgürlüğünün, kişisel özgürlük olarak algılanmaması, bunun propaganda aracı olarak kullanılmaması gerektiği kaydedildi.
Dünyada, basın özgürlüğünün, bireylerin görüş ve düşüncelerini açıklama, kamuoyuna yayma hakkının bir aracı olarak kabul edildiği hatırlatılan KGC mesajında şu görüşler dile getirildi: "Ülkemize basın ve düşünce özgürlüğü noktasında yabancılardan eleştiriler geliyor. Bundan rahatsızlık duyuyor, üzülüyoruz. Biz bu noktadaki sorunumuzu AB ve ABD istiyor diye değil, kendimiz için, ülkemizin aydınlık geleceği için çözelim. Kim ne derse desin biz güçlü bir ülkeyiz. Çok konuşulan ve tartışılan ifade ve basın özgürlüğünün yerini başka konuların almasını istiyoruz. Hiçbir gazetecinin yazdığı haber, yaptığı yorum nedeniyle yargılanmasını ve tutuklanmasını istemiyoruz. Bunu isterken; Basın özgürlüğünün kişisel özgürlük olarak algılanmamasını, terör örgütlerinin propaganda silahı olarak kullanılmamasını, milli çıkarları zedeleyecek bilgi ve belgeleri yayınlama aracı olarak görülmemesini, kişilerin özel hayatlarına girme ve hakaret etme hakkı vermediğinin de bilinmesini istiyoruz. Çünkü; Gazetecilik ruhunda muhaliflik olsa da, karalama, küçük düşürme, hedef gösterme ve ülkesi aleyhine yayın yapma sanatı asla değildir. Gazetecilik olayları doğru ve düzgün, dürüstçe yansıtmaktır. Basın özgürlüğü noktasında mücadeleye sonuna kadar varız. Ama basın ve ifade özgürlüğünü farklı amaçlarla kullananlara karşı verdiğimiz mücadeleye de siyaset, bürokrat, iş dünyası ve halkımızdan destek bekliyoruz "
Kayseri Gazeteciler Cemiyeti'nin '3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü' mesajında ayrıca, gerçek manada özgür gazetecilik ve haberciliğin yerel medya tarafından yapıldığına dikkat çekildi. Anadolu basınına sahip çıkılmasının gerekliliğine değinilerek, “Yaşadığınız kentin gözü, kulağı, sesi olan gazetenizi okuyun. Şehrinizin televizyonunu izleyin. Yörenizin radyosunu dinleyin. Olumlu veya olumsuz eleştirilerinizle destek olun. Olun ki sesiniz daha etkili duyulsun! Bu işi dürüstçe yapanlara sahip çıkın. Yerel basının desteklenmesi, ayakta kalması ve büyümesi o kentin ve o kentin insanının yararına olacaktır.”
Ayrıca 1910 yılında Kayseri’nin ilk Türkçe gazetesini hayata geçiren gazeteci Yunus Bekir de rahmetle yad edilerek, milli, manevi değerlere bağlı ve milli şuuru benimseyen gazetecilik anlayışının egemen olduğu bir basın camiasına ihtiyaç duyulduğu da belirtildi.