İl Milli Eğitim Müdürü Bilal Yılmaz Çandıroğlu:
İl Milli Eğitim Müdürü Bilal Yılmaz Çandıroğlu:
Ufka Yolculuk Ödüllü Hadis Yarışması programında konuşan İl Milli Eğitim Müdürü Bilal Yılmaz Çandıroğlu, okul müdürleri ve öğretmenlere hitaben yaptığı konuşmasında, "Yapılacak en büyük hata çocukları notla idare etmektir" dedi.
Büyükşehir Belediyesi Kültür Sanat Merkezinde düzenlenen programa İl Mili Eğitim Müdürü Bilal Yılmaz Çandıroğlu, ilçe milli eğitim müdürleri, okul müdürleri ve öğretmenler katıldı. Programda konuşan İl Mili Eğitim Müdürü Bila Yılmaz Çandıroğlu, “Biz İl Milli Eğitim Müdürlüğü olarak bu çalışmaların bir hamisi, hizmetçisi olmaktan son derece onur ve gurur duyuyoruz ve bu vesileyle buralarda bulunma gerekçemizi bir anlamda gerçekleştirdiğimizi düşünüyoruz. Özellikle hadis konusu son zamanlarda bence biraz daha önem kazandı. Çünkü haşa hadisi yok sayan bir takım zihniyetlerin varlığını üzülerek iletmek durumundayız. Böyle bir zamanda bu tip çalışmaların önemi bir kat daha kendini gösteriyor. Bizle bu coğrafyada dünyaya gelen ve bu topraklar üzerinde yaşayan İslam’la şereflenmiş insanlar olarak efendimize, onun sözlerine ve ona dair ne varsa bunların hepsine sonuna kadar neyimiz var neyimiz yoksa da sahip çıkmakla mükellef olduğumuzu düşünüyorum. Allah-u Teala hangi kudreti ya da kudretsizliği bize verdiyse biz sonuna kadar kullanacağız. Bundan hiç kimsenin endişesi olmasın” diye konuştu.
Çandıroğlu ayrıca, “Geçen sene İmam Hatip Liselerinde bin 800 öğrencimiz sınıf tekrarı yaptığı için bu okullardan uzaklaştı. Bize sağlanan imkanlar çerçevesinde bu okullardaki sayıyı artırmanın derdinde ve gayretindeyiz. Bizim verdiğimiz ya da vermediğimiz notlardan dolayı bir şekilde bin 800 tane İmam Hatip öğrencisinin İmam Hatiplerden ayrı hatta okullardan da yarı bizim kontrol alanımızın dışına çıkmasını vicdanen, dinen insanı nasıl yorumlamak lazım, bu açıdan meseleyi değerlendirmek gerekir. Etki alanımızdayken bu çocukları biz bir şekilde kendimizden uzaklaştırıyoruz. Matematik, Fen bilgisi, Kimya, Fizik, Biyoloji, Edebiyat dersleri lazım olan derslerdir ama insana en çok lazım olan hem dünyasında hem de ahiretinde sizin etki alanınızdaki derslerdir. Bu bin 800 tane çocuğu biz bu etki alanlarından uzaklaştırırken bırakın onların dünyasını acaba ahiretlerine nasıl bir etkide bulunuyoruz. Bunun vebali ve sorumluluğu acaba hangimizin sırtında? Eğer bu çocuklar en çok Din dersi, Kur’an-ı Kerim, Arapça öğretmenlerini sevmiyorsa yaptığımız işin bir anlamı yok. Başta ben olmak üzere bırakalım başkaları gelsin” şeklinde konuştu.
‘Büyük bir vebalin üstünde oturuyoruz’ diyen Çandıroğlu, “Bugün İmam Hatip okullarının sayısının artmasıyla alakalı İmam Hatip okullarını yapma ve faaliyete geçirme noktasında çok ciddi bir sayısal artış var ama buna bağlı olarak olması gereken öğrenci artışı çok düşük seviyededir. Geçen sene İmam Hatip Ortaokullarına beşinci sınıflara aldığımız öğrenci sayısı 2 bin 900’lerde bu sene İmam Hatip ortaokullarına gelen öğrenci sayısı 3 bin 100 ile 3 bin 200 civarındadır. Bırakın bağımsız bir şekilde yeni bir İmam Hatip ortaokulu açmayı 11 tane okulun içerisine koyduğumuz halde bu sayı böyledir. Biz bu memleketin geleceğine katkı koymak istiyorsak buraları güçlendirmek zorundayız. Bizim okullarımızda fiilen 283 bin öğrencimiz var. Bu 283 bin öğrencinin birinde Din dersi öğretmeni olmazsa bu memlekete yapacağımız bir katkı da yoktur. ‘Ben Din Dersi öğretmeniyim’ demekle de bu iş olmaz. Din dersi öğretmenliği saygın bir meslek. Bakanlık istatistiklerine göre meslek liselerindeki okul notlarıyla üniversite sınavları arasında çok ters bir bağlantı var” ifadelerini kullandı.
Sözlerini sürdüren Çandıroğlu, “Bizim meslek liselerine verdiğimiz notlar çok düşük fakat üniversitede kazanılan başarı oranı yüksek. Notlar daha yüksek verilse ne olabilir ki. Gerekiyorsa bunu sevgi aracı olarak kullanmanın ne zararı var. Yapılabilecek en büyük hata çocukları notla idare etmektir. Her ders için belki bu olur ama din dersi için bu olmaz. Bana göre Müslüman olan ve kelime-i şahadet getiren herkes yüz alsın gitsin ne olacak. Bizim Değerle şehri, okuma projesi, geçmişim geleceğim projesi bunların hiç biri mevzuatta olmayan ama hizmet noktasında yapılacak işleri kolaylaştıran projedir” şeklinde konuştu.