Hamza Yerlikaya gecekondudan dünyanın zirvesine bütün hayatını anlattı

Hamza Yerlikaya spordan, siyasete, aileden, memlekete birçok konu hakkında açıklamalarda bulundu.

“Herkes ailesinin durumuna göre kendisine bir rol biçer. Tek göz odada 6 çocuklu bir ailede, varoşların içinde yetiştiğimiz için büyük hayallerimiz yoktu. Sporda başarılı olmak, aile mirasına sahip çıkabilmek için de büyük bir gayret içinde çalışıyorduk.”

“Doktor boyun omurlarımda kırık olduğunu söyledi. O gün sporu bırakmak zorunda kaldım. 9 saat süren bir ameliyat geçirdim. Aktif bir hayattan pasif bir hayata geçmenin sıkıntıları çok. Sporu bıraktıktan sonra siyasete geçtiğim için hayatımda boşluk yaşamadım.”
ILA tarafından “Asrın Güreşçisi” unvanı verilmiş sporcumuz. Grekoromen Güreş dalında birçok Dünya ve Olimpiyat şampiyonluğu ile bayrağımızı defalarca göndere çektirmiş kahramanımız. 23. Dönem Sivas Milletvekili. Sonrasında Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı... Hamza Yerlikaya ile spordan, siyasete, aileden, memlekete birçok şeyi konuştuk.


1976 İstanbul, Kadıköy doğumluyum. Aslen Sivaslıyım. 6 kardeşli ailenin 4. çocuğuyum. 1986'da yıllarda, güreş serüvenimiz başladı. Önceleri futbol oynuyordum. Fenerbahçe'de oynuyorduk, Kadıköy doğumlu olduğumuz için. Ama baba mirası, dede mirası güreş sevdası ağır bastı.


Çocukken geleceğe yönelik nasıl hayalleriniz vardı?
Herkes ailesinin durumuna göre kendisine bir rol biçer. Tek göz odada, 6 çocuklu bir ailede, varoşların içinde yetişmiş bir çocuk olarak büyük hayallerimiz yoktu. Sporda başarılı olmak, baba, dede mirasına sahip çıkabilmek için büyük bir gayret içinde çalışıyorduk. Yoksulluk, mücadele azmimizi biraz daha artırıyordu. O zaman sadece biz değil Türkiye yoksuldu, şartlar zordu.


Tamam artık paçayı kurtardık dediğiniz zaman ne zamandı?
1991 yılında ilk defa yıldızlarda milli mayoyu ilk kez giymeye başladığımızda dünya serüvenimiz başladı. O süreçten sonra yaşam şartlarımız biraz daha değişmeye başladı. Ortamlarımız biraz daha değişmeye başladı. Şartlar o günden bu güne değişken bir şekilde devam etti.


Her sporcu için bırakma anı zordur. Siz neler hissettiniz, nasıl başa çıktınız?
2007 Mart ya da nisan ayıydı. Avrupa Şampiyonası'na gitmek için hazırlık yapıyorduk, son kamptı. O zaman bir kontrolden geçiyorduk. Boynumun yan tarafında rahatsızlıklarım vardı. Ben sporcu hamlığı olduğunu düşünüyordum.


Doktor kontrollerden sonra boyun omurlarımda kırık olduğunu söyledi. O gün güreşi bırakmak zorunda kaldık. Ameliyat oldum, 9 saat ameliyatta kaldım. Doktorum sporu bırakmam gerektiğini söylediğinde Cumhurbaşkanı'mızla beraberdik. Ondan sonra da siyasete girdik.


Kabullenmek zor oldu mu?
Güreş, bir sevda, bir yaşam şekli. Zor oldu kabullenmek. Uzun bir zaman sıkıntı çektik ama zamanla alıştık ve yolumuza da devam ettik.


Yerine başka birşey koymadan başa çıkabilir miydiniz bu değişimle?
Bazı meslek gruplarıyla ortak noktalarımız var. Aktif bir yaşamdan pasif bir yaşama geçmenin insan bünyesine psikolojik zararları çok. Bizde bazı kesimler, psikayatrist ya da psikoloğa gitmeyi “deli” diye addederler ama aslında sağlıklı olan kişinin de gitmesi gereken bir noktadır. Ben bu yolu fazla tercih etmedim ama sporu bıraktıktan sonra siyasete geçtiğim için hayatımda hiç boşluk yaşamadım. Sonra Federasyon Başkanlığı'na geçtim.


Sporcular hep federasyonları eleştirir. Siz masanın öbür tarafına geçince neler hissettiniz?
Biz de eleştiriyorduk sporcuyken. Federasyon başkanı olunca da bizi de arkadaşlarımız eleştiriyordu. Bu işin spor yapma kısmıyla idare etme kısmı çok farklı. Spor yaparken duygular ve hırs ön planda, idare kısmında duygulara fazla yer bırakmak doğru değil. Herkesi mutlu edebilen idareci gerçekten başarılı mıdır tartışılır. Ben madalyasız bir dönemin üzerine göreve geldim. En son olimpiyatlarda sadece bir tane bronz madalyamız vardı. Avrupa Şampiyonası'nda altın çıkmamıştı. Benim görevde olduğum 2,5 yılda altın madalyasız hiç bir şampiyona geçirmedik. En son dünya şampiyonasında da altın çıktı. Çok şükür başarılar devam ediyor. Biz bu başarıyı tek başımıza yapmadık. Hükümetimizin, genel müdürlüğümüzün ve arkadaşların ortak çalışmalarıyla oldu.


Spor kariyerinizdeki en duygusal anlar hangileri?
Çok var tabii. İlkler önemli. İlk 1993 senesinde büyüklerde dünya şampiyonu olmak bize çok farklı bir atmosfer kattı.


Alkışa alıştınız mı?
Alkışa ister istemez alışıyorsunuz. Eskiden bir kamera veya mikrofon uzatınlınca elim ayağım birbirine girerdi, ne diyeceğimi bilemezdim. Sonra zaman içerisinde artık hayatının bir parçası gibi görmeye başlıyorsun.


Federasyon'dan istifa ettiniz ve milletvekili adaylığınız olmadı. Bu bir hayal kırıklığı oldu mu?
Biz 23. dönem Sivas milletvekili olarak Meclis'e girdikten sonra tek bir camia üzerinde hizmet etmedik. O zaman başbakanımız olan Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde “Devlet Sporculuğu” kanunu çıkarttık. Kendisi de sporcu olduğu için çok destek oldu. Eski şampiyonlar isyan içindeydi, gecekondu köşelerinde sürünüyorlardı. KPSS'ye girmeden atama, millilik bursları, sözleşmeli personel alımı gibi bir çok çalışmaya imza atma imkânımız oldu. Herşey bir makama gelmek değildir. Herşeyden birşey beklememek lazım. Bu bir sınav dünyası, onun için de inişler çıkışlar olacaktır. Bizi tutan şey inancımızdır. Herşeyde bir hayır vardır.


Sivas sizin için ne ifade ediyor?
Sivas benim “ana” toprağım. Bir dönem de Sivas milletvekili olarak görev yaptık. Sivas'ın her tarafına hizmet götürmeye çalıştık. Sivas'ın her bölgesi ayrı güzel. Türkiye gibi 4 bölgesinde de ayrı mevsim yaşayabilirsiniz. Selçuklu mimarisi, Divriği Ulu Cami, merkedeki Ulu Cami, Sıcak Çermik yine merkezde. Doğal ve kültürel farklılıkları olan, doğuda değil ama sınırında, Karadeniz'de değil ama sınırında farklı bir konumdayız. Sivas üzerine siyaseten de yıllarca büyük oyunlar oynanmıştır ama birlik beraberliğini hiç bozmamıştır.


Sporcular, sanatçılar siyasete karışmasın diyorlar. (Sorumu bitiremeden “Niye?” diye araya giriyor hemen.) Size de dediler mi? Siyaset kirlidir, bulaşmayın diyorlar mı?
Dediler. Niye dediğimde de cevap verebilen bir kesim yok. Siyaset kirli bir alan ise kirleten insanlardır. Siyaset millete hizmet etme alanıdır. Millete daha fazla hizmet götürebilme alanıdır. Türkiye'nin bir tarım, enerji, milli eğitim politikası olmalı ve aynı şekilde Türkiye'nin bir spor politikası da olmalı. Dünyaya açılan en önemli pencere spor. Dünya ülkelerinin hepsinin tek safta birlikte kardeşçe alkışlayabildiği tek şey de spor. Bütün husumetlerin bittiği yer de spor. Binlere, gençliğe, geniş bir tabana hükmeden, bir yeri, bir mesleği konuşuyoruz. Yani demek ki sporun bir temsili olmalı. “Yıllarca bayrağımızı taşıdın tek bir partide olmamalıydın” diyorlar. Bizim hedefimiz ise ayırım yapmadan herkese hizmet etmektir zaten.


Siyaseti çok konuştuk, bu arada kaç çocuğunuz var?
2 çocuğum var. Biri 5, biri 2 yaşında iki oğlumuz var.


Güreşe ilgileri nasıl?
Merak ediyorlar. Bazen kulüplere filan götürüyorum. Güreş mayosuyla uyuyorlar bazen. Tabii spor yapmalarını isterim ama hangi sporu yaptıkları önemli değil. Ama güzel de bir eğitim alsınlar isterim.  

Google+ WhatsApp