Gaün´de `hz. Peygamber´in Nübüvvetinin Süresi Ve Kapsamı´ Çalıştayı
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) İlahiyat Fakültesi tarafından düzenlenen `Hz. Peygamber´in nübüvvetinin süresi ve kapsamı´ çalıştayı açılış töreni gerçekleşti. GAÜN Atatürk Kültür Merkezinde gerçekle
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) İlahiyat Fakültesi tarafından düzenlenen `Hz. Peygamber´in nübüvvetinin süresi ve kapsamı´ çalıştayı açılış töreni gerçekleşti.
GAÜN Atatürk Kültür Merkezinde gerçekleşen `Hz. Peygamber´in nübüvvetinin süresi ve kapsamı´ çalıştayın açılışı Kuran Kerim tilavetiyle başladı.
Çalıştayın açış konuşmalarını GAÜN İlahiyat Fakültesi Kelam Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Çınar, GAÜN Rektör Yardımcısı, İlahiyat Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Ali Gür yaptı.
Çalıştayın açılış konuşmasında GAÜN İlahiyat Fakültesi Kelam Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Çınar, Hz. Peygamber´in insanları tevhid inancına davet ettiği ilk dönemlerden itibaren, onun ontolojik mahiyeti üzerinde çeşitli tartışmalar başlatıldığını belirterek, "Hz. Peygamber´in insanları tevhid inancına davet ettiği ilk dönemlerden itibaren, onun ontolojik mahiyeti üzerinde çeşitli tartışmalar başlatılmış, Yüce Allah´ın kendi aralarından, kendilerinden birisini yine kendilerine peygamber olarak göndermesi, onun ilk muhatapları olan Mekkeliler tarafından kabul edilmemiş, onun beşer kimliğine çeşitli itirazlar yapılmıştır. Kur´an ise ısrarlı bir şekilde onun beşeri kimliğine dikkat çekmekte ve peygamberlik görevinin en önemli işlevi olan tebliğ vazifesi için bunun zorunlu olduğuna atıflar yapmaktadır" dedi.
GAÜN Rektör Yardımcısı, İlahiyat Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Ali Gür ise açıklamasında şunları söyledi:
"Allah celle celaluhu bilinmek istedi. Kudreti ile kainatı yarattı. Esmasıyla, tecelli ile insanı yarattı. Bu bilinmeyi akıl yoluyla insana verdi. Sorunluluk ona yüklendi. Ancak aklın heva ve hevese uyması engeliyle vahiy bildirdi. Bu vahiye, en mükemmel şekilde aracılık edecek olan peygamberleri gönderdi. Hatemül enbiya olan peygamber efendimiz, bu zincirin son halkası ancak bu vahi 23 yılda peyder pey insanlara öncelikle Mekkelilere arkasından bütün İslam alimine ve tüm dünya coğrafyasına gelirken arada insanları anlamadığı noktalar oluyordu. Çünkü özdü, hastı her şeyi aleni bir şekilde anlatmak zaten bize göre insana göre mümkün değildi."
Yapılan açış konuşmaları ardından kürsüye çıkan GAÜN Rektörü Yavuz Çoşkun, son günlerde yaşanan olaylara değindi. Çoşkun, savaş yoluyla öldürülen insanların yüzde 90´nın Müslüman ve öldürenlerin de yüzde 90´nın Müslüman olduğunu belirterek, "Şu günlerde kanlı bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu da sorgulamamız gereken üzerinde durmamız gereken bir husus. Dünyaya baktığınız zaman savaş yoluyla öldürülen insanların yüzde 90´ı Müslüman ne yazık ki öldürenlerin de yüzde 90´ı Müslümandır. Bize gönderilen bu yeni bir kainat çapındaki medeniyet tasavvufunun bugün bu sonuçlarını görmek hepimizi kahretmelidir. Hepimizi tekrar düşünmeye davet etmelidir. Bu manada oturup hakikaten aynaya bakmalıyız ve sorgulamalıyız. Gaziantep biliyorsunuz sanayi şehri, 300 bin Suriyeliyi misafir ediyoruz. Kobani´den gelen insanlar var biz onları da misafir ediyoruz. Biz Ensar´ız onları burada misafir edeceğiz. Ve bütün sıkıntılara rağmen baş edebiliyoruz. Gaziantep bugün bir yandan gelenekselliği öbür taraftan da geleceğe yönelik teknoloji, üretimi bütün bunları bir arada barındıran bir şehir. Bir barış şehridir. Sosyal barışı da temin etmiş bir şehir. Her türlü mezhep farkına rağmen sadece insan olarak onları kendisinin bünyesinde barındırabilen bu anlamda da Türkiye´ye emsal olabilecek bir şehirden bahsediyoruz" diye konuştu.
Gaziantep Üniversitesi´nin yapısından da bahseden Rektör Yavuz Çoşkun, "Biz üniversitemizde bir çok şey yapıyoruz. Üretiyoruz, nitelikli insanı ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Eğitim veriyoruz. Sadece eğitim verilerek, bir takım bilgileri gençlere aktararak üniversite tahsilinin yapılamayacağının çok farkındayız. İlk günden beri nefes alan soluk alan ve entelektüel iklimi bir iklimi ortaya koyan insanların burada bu üniversiteye geldiklerinde sadece iyi doktor, mühendis, ilahiyatçı değil entelektüel geniş dünyanın ve sorgulayan, düşünen insanı ortaya çıkarılmaktır. Ve bu insanı hayata hazırlama konusunda özel çaba gösteriyoruz" şeklinde konuştu.
(FS-VSA-Y)
17.10.2014 15:00:24 TSI