Engelli vekil Bennur Karaburun'un seyyar satıcılıktan milletvekilliğine zorlu yaşamı

Geçirdiği trafik kazası sonrası yaşadığı sıkıntılı dönemleri atlatarak ailesine destek olmak için seyyar satıcılık yapan ve bir yandan da ikinci üniversitesini bitiren AK Parti Bursa Milletvekili Bennur Karaburun, yaşadığı zorlu süreci süreci anlattı.

Engelli vekil Bennur Karaburunun seyyar satıcılıktan milletvekilliğine zorlu yaşamı

26. Dönem 1. Yasama Yılı'nın açılışında gerçekleştirilen yemin töreninde milletvekili yeminine 'Besmele' ile başlayan AK Parti Bursa Milletvekili Bennur Karaburun, vekillik süreci ve hayatındaki zorlukları İhlas Haber Ajansı'na anlattı. Karaburun, 7 yaşından 23 yaşına kadar yüzme ve stop sporlarıyla ilgilendiğini ve Türkiye derecelerinin olduğunu belirterek, stop oynadığı için üst üste 3 yıl gol kraliçesi olduğunu ifade etti. Daha sonra üniversite hayatının başladığını ve Uludağ Üniversitesi Tekstil Bölümü'nden mezun olduktan sonra çeşitli firmalarda imalat müdürlüğü ve yöneticilik yaptığını söyleyen Karaburun, "En son çalıştığım firmada Bursa'da imalat müdürlüğü yaparken bana tahsis ettikleri araçla bir köprüden aşağı uçtum. O esnada boynum kırıldı ve 5,5 ay yoğun bakımda kaldım. Yoğun bakımda kalma sürecinde boğazım delikti, makinelere bağlıydım. Hiç nefes alamıyordum, tamamen yaşam desteğiyle birlikte. 5,5 ay bitti, 1996 yılıydı kazayı geçirdiğimde, 8 aylık bir hastane süreci geçti, ardından eve çıktım. Eve geldiğimde çok farklı bir Bennur olarak geldim. En basitinden elektrik düğmelerine ulaşamıyorsunuz, lavaboya gidip yüzünüzü yıkayamıyorsunuz, bambaşka formatta gelmiş olan bir Bennur vardı. Çok büyük zorluklardı. 1998'li yıllarda ilk kez dışarı çıktım. Dışarı çıktığımda da maalesef yolların fiziki şartlarından dolayı tekerlekli sandalyeyle yere düştüğüm de oldu" ifadelerini kullandı.

Karaburun, 1996'lı yıllarda ailecek büyük sıkıntılar çektiklerini anlatarak, "İlaç kuyruklarına girerdi annem ile babam sabahın 5 buçuğunda. Bize hikaye gibi geliyor ama ben de tam onları yaşayan biri olarak çok sıkıntılar çektik. Yoğun bakımdaki hastanın ilacının yetişebilmesi için aileler sıraya giriyor. Şu anda bunu anlattığınızda sanki nasıl olur öyle şey diye düşünürsünüz. AK Parti'yle birlikte insanlar artık ilaç kuyruklarına girmiyor, istedikleri hastanede tedavilerini görüyorlar" diye konuştu.

"SOSYAL GÜVENCEM OLMUŞ OLMASINA RAĞMEN EVLERİMİZİ SATMAK ZORUNDA KALDIK"
"Sosyal güvencem olmuş olmasına rağmen evlerimizi satmak zorunda kaldık" diyen Karaburun, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Çok büyük sıkıntılar çektik, maddi anlamda iyice dibe vurduğumuz noktalardı 1996'lı yıllarda. O kadar zordu ki bana diyorlardı ki 'oturamaz bile'. 2000'li yıllarda bilgisayarım oldu, bilgisayarım olmasıyla birlikte elime aparat yaptırdım ve onun yardımıyla bilgisayarımı kullanmaya başladım. Bu hastalığın mutlaka bir çözümü vardır düşüncesiyle araştırmaya başladım. Normal bir insanın bir saatte yaptığı araştırmayı belki ben 6 saatte yapıyordum. Büyük bir azimle geçen yıllardı, en sonunda kök hücre adı altında tedavinin olduğunu söylediler. Nerede yapılıyor diye araştırmaya başladım. Çin'de yapıldığını öğrendim, randevu aldım ve Çin'e gitmeye karar verdim. Bu arada Türkiye'de de enteresan bir şekilde Prof. Dr. Haluk Dede ile karşılaştım, kendisi beni muayene etti ve kök hücre ameliyatı olmama engel olmadığını ifade ettiler. Çin'e gitmeme gerek kalmadan kendi ülkemde kendi doktorlarıma kendimi emanet etmenin huzurunu, güvenini yaşadım ve 2006 yılında kök hücre ameliyatı oldum. Kök hücre ameliyatından sonra sırt kaslarım gelişti ve yüzmeye başladım. Yüzmek, yürümek kadar önemliydi benim için. Özgür olduğunuz ortam vardı, küçük de olsa havuzun içindesiniz. Kendimi idare edecek kadar olumlu gelişmenin varlığını hissederek, yalnız başıma hareket etmenin güzelliğini yaşadım."

"BESMELE İLE BAŞLADIĞINIZ HER İŞİN SONU GÜZEL DEVAM EDİYOR"
Milletvekili yeminine 'Besmele' ile başlamasına ilişkin olarak Karaburun, "Her işimizin başında Besmele çekeriz ve gerçekten de dilime şiar olmuş bir kelimedir bu. O esnada, daha doğrusu 7 Haziran seçimlerinden sonrakinde tam rampaya çıkarken 'Bismillahirrahmanirrahim' diye içimden söylemiştim. Tabii bu arada ses yankılandı, herkes demişti ki 'Herkes duydu, Meclis Başkanı duymadı' diye söylemişlerdi. Aslında bunun söylenmesi gerekiyor diye düşünüyorum açıkçası. Biz, Müslümanız Elhamdülillah, Besmele ile başladığınız her işin sonu da güzel devam ediyor" diye konuştu.

"ZANA'NIN YAPTIĞI HEM ETİK HEM DE DOĞRU BİR ŞEY DEĞİL"
Karaburun, HDP'li Leyla Zana'nın yemininin geçersiz sayılması ve Zana'nın yemin tekrarına gitmemesine ilişkin, "Yemini değiştirmek gibi bir şey olamaz. Beni onunla kıyasladığınızda bunun doğru olmadığını düşünüyorum, ben sadece yemine başlamadan önce 'Bismillahirrahmanirrahim' dedim. Bu da çok normal bir şey ama onun yaptığı hem etik değil hem de doğru bir şey değil. Yasalarımıza hiçbirimiz karşı koymayız. Eğer bana Meclis Başkanı deseydi ki 'Yeminini tekrar et Bennur Hanım' diye, ben yine tekrar ederdim. O yaptığı yanlışı bildiği halde yanlışta ısrar ediyorsa bu vekil olma sürecindeki samimiyetsizliğini gösteriyor" dedi.

"6 YIL SEYYAR SATICILIK YAPTIM"
Karaburun, annesi ve babasının her zaman için yanında olduğunu belirterek, "Babam iki kere bel fıtığından ameliyat oldu ve en sonunda da kalp pili takıldı. Benim zor zamanımda onlar benim yanımdaydı, ben kendimi toplayıp güçlü hissettiğim zaman dedim ki 'sıra bende, sıra sende Bennur'. Seyyar satıcılık yapmaya başladım. Bu süreçte küçük bir tezgahımız vardı, makyaj malzemeleri satıyorduk. Çok güzel dostluklarımız oldu. Tabii bu esnada zamanı hiç boşa geçirmek istemedim, ikinci üniversitemi de seyyar satıcılık yaparken tezgahın başında okuyarak geçirdiğim dönemlerim oldu. O zaman o üniversitemi de bitirmiş oldum. Aileme destek olmak adına ben de 6 yıl seyyar satıcılık yaptım, 2009 ila 2015 yılları arasında. Milletvekili olmadan önce seyyar satıcıydım" şeklinde konuştu. 

Google+ WhatsApp