“Eğitim Öğretim Başladıktan Sonra Sistem Değişikliği Doğru Olmaz”
Genel Başkanımız Mustafa Destici, Eğitim öğretim başladıktan sonra sistem değişikliğinin doğru olmayacağını söyledi.
Son günlerde lise ve üniversite giriş sınavlarında yapılacak olan değişiklikler ile ilgili konuşan Genel Başkanımız Mustafa Destici, “Bu sınav sistemindeki değişiklik bütün aileleri etkilediği gibi beni ve benim ailemi de direk etkilemiş vaziyette. Sınav sisteminde değişiklik yapabilirsiniz. Ama bunu eğitim, öğretim yılı başladıktan sonra, öğrenciler hazırlıklarını mevcut sisteme göre yaptıktan sonra yapmamalısınız. Bu doğru olmaz. Maç başladıktan sonra kural değiştirmek gibi bir şey bu. Bu kabul edilemez ve çok yanlıştır. Bu sistem değişemez miydi? Değişebilirdi. Milli Eğitim Şuraları toplandığı gibi, Akademik Kurul, bu işin başındakiler etkin, ehliyetli yetkin kişilerle oturularak, bir araya gelirler. Bu sınavları masaya yatırırlar. Burada öğrencilerin, velilerin, özel okul temsilcilerinin, devlet okulu temsilcilerinin, Milli Eğitim yetkililerinin, Üniversite yetkililerinin görüşlerini alırlar ve bir sonuç ortaya çıkartırlar Sayın Cumhurbaşkanına sunarlar ve böyle bir değişiklik yapılabilirdi.” Diye konuştu.
YÖK Başkanı’nın Üniversite sınavları ile ilgili açıklamasını da değerlendiren Genel Başkanımız Mustafa Destici, “Bu anlattığı sınav; bizlerin 1983 girdiği sınav sistemi. Demek ki bizler 34 sene boşuna zaman kaybetmişiz. Biz 34 sene önce YÖK Başkanının açıkladığı sınava girmişiz. Sayısal, sözel eşit ağırlıklıydı. Tek sınavdı. Ona göre de Üniversiteye giriliyordu. 34 sene sonra dönüp dolaşıp gelinen nokta 34 sene önceki nokta. Bu yeni bir şey değil.” Diye konuştu.
TEOG sınavına geçmişte övgüler dizildiğini ifade den Genel Başkanımız Mustafa Destici, “Bu sınavın Dünyada yapılan en mükemmel ve en adil sınav olduğu ve en iyi sınav olduğu anlatıldı. Hatta bir gün önce iyi olan sınav bir gün sonra kötü oldu. Eğer siz okullarınızı eşit seviyeye getiremezseniz, öğretmen kadronuz yeterli seviyede değilse, Öğrenciler hala dershaneye gidiyorsa (dershanelerin adı kalktı ama kendileri devam ediyor.) Temel liseler tam bir dershane mantığı ile işliyorsa. Bunların neredeyse hepsinin dershane işlevi gören yan kuruluşları varsa. Ya ders sonrası, ya hafta sonu yine dershane mantığıyla takviye yapmaya devam ediyorsa neyi konuşacağız? Sayın Cumhurbaşkanının ben bu konularda eksik bilgilendirildiğini düşünüyorum. Yani o dershaneler kalktı sadece devlet okullarında ya da özel okullarda hafta sonları ücretsiz öğrencilere verilen ek dersler var diye biliyor. Öyle değil. Yani ben bunu bizzat yaşayan bir veli olarak biliyorum. Kitabına ayrı para, kursuna ayrı para, okuluna ayrı para, yoluna ayrı para yani velilerin ve öğrencileri anası ağlıyor. İşin doğrusu bu. Sistem böyle işliyor.” Şeklinde konuştu.
“Önerilen alternatiflere baktığımızda bunlardan bizi ve çocuklarımızı kurtaracak mı? Hayır kurtarmayacak.” Diyen Genel Başkanımız Mustafa Destici şunları söyledi: “Çünkü neden evinin yanındaki okula gittiği zaman fırsat eşitliğini sen ortadan kaldırıyorsun. Çocuk çok zeki, seviyesi çok yüksek ama evinin yanında gittiği okulun seviyesi düşük ne yapacağız? Diğer tarafta çocuğun dersleri iyi değil, seviyesi düşük ama gittiği okul bu zamana kadar yüksek puanlarla öğrenci almış bir okul. Okullar sınav yapmaya kalktığı zaman ne olacak? Yine şöyle bir sistem gelişecek. O okulun yaptığı sınava yönelik kurslar başlayacak. Yani bu değişiklikler ana sistemi değiştirmiyor. Sınavın adını siz ne koyarsanız koyun, biçimini hangi hale getirirseniz getirin, ister merkezi olarak, ister okullar kendisi yapsın, okullar arasında eşitliği sağlamadığınızda, okullarınızı aynı kalitede ve seviyede eğitim veren kurumlar haline getirmedikten sonra siz hangi sistemi getirirseniz getirin bu işi çözemezsiniz. İşin doğrusu budur.”
Genel Başkanımız Mustafa Destici konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hepsinin ismi Anadolu lisesi biri 500 tam puanla öğrenci alıyor, birisi 300 puanla alıyor. Öyle bir şey olmaz. Anadolu Lisesi ise, Fen lisesi ise hepsinin aynı puanla alması gerekir. Hepsinin seviyesinin aynı olması gerekir. Sınav sistemlerini değiştirerek, eğitimdeki problemleri çözemeyiz. Eğitimdeki problemleri ciddi ve kalıcı olarak, hiçbir farklı beklenti içine girmeden sırf eğitimi önceliğe alarak bir değişiklik yapmalıyız. Köklü reform ve değişiklik yapmalıyız. Eskiden atanamayan öğretmenler problemi vardı şimdi mülakatlarda elenen öğretmen problemi var. Birisi sınavdan 90 almış o atanamıyor, diğeri 60 almış o atanıyor. Böyle adaletsizlik olmaz. Adaletsizliği de ortadan kaldırmak gerekir. Eğitim çok önemlidir. Eğitimde ilerleyemesek, problemleri çözemezsek diğer problemleri hiç birisini çözemeyiz. Yine de öğrencilerimize sabır, kolaylık ve başarılar diliyorum.”