Eğitim-Bir-Sen Kayseri Şube Başkanı
Eğitim-Bir-Sen Kayseri Şube Başkanı Aydın Kalkan:
Eğitim-Bir-Sen Kayseri Şube Başkanı Aydın Kalkan, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları nedeniyle düzenlenen basın toplantısında, "Kimden gelirse gelsin, kim yaparsa yapsın, bütün haksızlıkların karşısındayız" dedi.
Şube binasında düzenlenen basın toplantısında konuşan Aydın Kalkan, "10 Aralık, Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlanmaktadır. Keşke, hangi kültür ve medeniyet perspektifinden bakılırsa bakılsın, bugünün anısı ve anılması, dili, dini, inancı, rengi, coğrafyası ne olursa olsun, salt insanlık onuru ve değerinin yaşanır kılınması adına bir umut, bir hareket noktası oluştursaydı. O zaman insanlık adına, vicdan, adalet, özgürlük ve barış adına bir dayanağımız, diğer insanlarla bir buluşma düzlemimiz olurdu. Ancak, ne hazindir ki, haksızlıkların, hukuksuzlukların, adaletsizliklerin, gelir dağılımındaki çarpıklığın korkunç düzeyde kitleselleşip küreselleştiği dünyamızda, 67. yıldönümünü yaşadığımız bu gün, bütün bir insanlığın ayıbı, derin, açıklanmaz tezadı, zalimce ironisi olmuştur. Küresel emperyalist politikalar sonucu geçen her dakika onlarca köy, kasaba, şehir bombalanmakta, yüzlerce insan ölmekte, yetim veya öksüz kalmakta, yerinden yurdundan edilmekte, göçmen durumuna düşmekte, ateş, kan ve gözyaşı içinde çaresizliği yaşamaktadır. Savaş, sürgün ve katliamların şiddeti, ulusal sınırlar içinde baskı ve darbe rejimlerinin hak ihlallerini neredeyse unutulur hale getirmiştir" dedi.
"Bugün insanlık, haklarının hiçbir kıymetinin kalmadığı karanlık bir dönem yaşamaktadır" diyen Kalkan, "Materyalizmin çarpık hayat anlayışı ve zalim pratiği arasına sıkışmış insan, bir çıkış bulamamanın ızdırabı ve çaresizliği içinde çığlık çığlığa cinnet geçirme noktasına gelmiştir. Hiçbir insan hakkına ve onuruna kıymet vermeyen güç odakları, iğrenç siyasal veya emperyalist hesapları uğruna, sözde bütün değerlerini ayaklar altına alıp çiğnemişlerdir. İnsan hak ve özgürlükleri temeli üzerine kurulduğu söylenen modern dünya, Gazze’de, Filistin’de, Arakan’da, Suriye’de, Irak’ta, Mısır’da ahlak ve ilkeleri bakımından iflas ve intihar etmiştir" ifadesinde bulunarak açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"Bugün dünyanın yaşadığı kültür ve medeniyet bunalımı doğrudan insan haklarına duyarsızlıktan kaynaklanmaktadır. Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi esasına göre teşkilatlanan Birleşmiş Milletler, mazlum ve müdafaasız milletlere yapılan saldırılara seyirci kalmakta, hatta kimi gayrimeşru işgal, talan ve katliamlar, bizzat bu teşkilatın da imkân sağlamasıyla yapılmaktadır. Srebrenitsa katliamında bunu gördük. Yaşadığımız dünya, Birleşmiş Milletler dâhil, mazlum hiçbir millete sığınak veya korugan olacak bir sistemi ikame edememiştir. Sonuçta yüz binlerce, milyonlarca insan evlerinden yurtlarından edilerek bir anda aç, susuz, çaresiz, vatansız, topraksız kalmakta, mülteci durumuna düşmekte, bebeklerin cansız bedenleri sahile vurmaktadır. Dünyanın, ne yazık ki, kararan vicdanı, yaşanan trajediyi duyarsızlıkla bile değil, nefretle, itici, ötekileştirici, öteleyici bir tutumla izlemektedir.
Kutup buzulları arasında yol almaya çalışan balinalar veya ormanda yaralanmış bir panda üzerine çektikleri dikkatlerle acıma duygularını rahatlatma seansları yapan algı mühendisleri, yüz binlerce Müslüman sivilin, kadın, çocuk, yaşlı denmeden öldürülmeleri karşısında bigâne kalmaktadır. Hastaneler vurulmakta, emzikli çocuklar, hamile kadınlar paramparça edilerek öldürülmekte, sivil yardım malzemesi taşıyan araçlar füzelerle havaya uçurulmaktadır.
Tereddütsüz insan haklarından yana bir kuruluş olan Eğitim-Bir-Sen olarak, ‘Son bulan her nefesin, insanlığı hapseden bir kafes’e dönüşmemesi için kim olduğuna bakmaksızın, haklının yanında, haksızın karşısında olma tutum ve duruşumuzu sürdüreceğiz. Ancak, bunca faciadan olumsuz etkilenenlerin hep Müslüman olmasının da asla tesadüfî olmayan planlı saldırıların sonucu olduğunu biliyoruz. Kimden gelirse gelsin, kim yaparsa yapsın, bütün haksızlıkların karşısındayız; hangi gerekçeyle yapılırsa yapılsın, tüm şiddet, baskı ve haksızlıkları kesin bir dil ve net bir tavırla kınıyoruz.
Biz, bütün dünya mazlumlarını, hiç olmazsa insan olarak haklarını savunmaya, insan onuru için sömürüye ve emperyalizme karşı diri bir bilinç ve birliktelik oluşturmaya davet ediyoruz."