Eğitim-bir-sen Genel Baykanı Vekili Özer:
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Ahmet Özer, "Cumhuriyet, milletin egemenliğinin kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı yönetim biçimidir.
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Ahmet Özer, "Cumhuriyet, milletin egemenliğinin kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı yönetim biçimidir. 29 Ekim 1923´te Türkiye Cumhuriyeti ilan edilirken, Milli Mücadele´nin bütün yükünü başından itibaren omuzlayan milletin rey ve rızasına başvurma ihtiyacı hissedilmemiş, "Halkın egemenliği kendi elinde tuttuğu devlet biçimi"ne geçilirken, her ne hikmetse, halka iradesi sorulmamıştır" dedi.
Özer, mesajında şunlara yer verdi: "Milletimizin de, bizim de yönetim şeklinin Cumhuriyet olarak belirlenmiş olmasına yönelik şikâyeti değil, memnuniyeti söz konusudur. Cumhuriyetin ilan edilmesinin değil, inşa edilmemesinin sorun olarak görüldüğü belirtilmektedir. Vesayetin devamını sağlamak adına millete yönelik "Cumhuriyetin varlığından rahatsız" suçlaması yapanlar, bu gerçeği gizlemeyi başarmışlardır. Bunun bir sonucu olarak, devletle millet Cumhuriyet tarihi boyunca neredeyse hiçbir zaman kucaklaşamamıştır. Cumhuriyet´in kurumları, millete hizmet eden, milletin mutluluğunu hedefleyen kurumlar olmak yerine millete tepeden bakan, milleti aşağılayan, milletin iradesini ya yok sayan ya da kontrol altında tutan kurumlar olmak üzere konumlandırılmıştır. Milletin değerlerine yabancı, hissiyatına uzak, millete karşı korunmacı refleksler içerisinde olan, milletin içerisine karışmayan yöneticiler, bilhassa cumhurbaşkanlarının kahir ekseriyeti, devlet millet arasındaki mesafenin kapanmamasına ya da artmasına sebep olmuşlardır.
10 Ağustos´ta yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimi´nde, milletin bin yıllık tarihini, kültürünü, medeniyet değerlerini referans gösteren; bin yıllık medeniyet değerlerinin derinliklerinden beslendiğini vurgulayan, siyasi hayatını milletin bağrında yer tutma hedefiyle şekillendiren, imam hatip lisesi mezunu Recep Tayyip Erdoğan, milletin birebir belirleyiciliğiyle ve doğrudan seçimiyle Cumhurbaşkanı seçilmiştir. 1950´ye kadar iradesine ipotek konulan, 1950´den sonra da türlü tedbirler, fiili müdahaleler ve `cambaza bak´ oyunlarıyla iradesi yönlendirilen ya da yok sayılan millet, 21. yüzyıl şartlarında iradenin sahibi olduğunu tam manasıyla deklare etmiş ve iradesini sandığa yansıtarak Cumhurbaşkanını kendisi seçmiş, bu edimiyle gerçek Cumhuriyet´i ilan etmiştir.
Erdoğan´ın doğrudan milletin oylarıyla seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olmasıyla birlikte onca örselenmiş değeri diriltmek başta olmak üzere pek çok alanda, özellikle son on yılda, gerçekleştirilen iyileştirmelerin ardından bu sefer ta temele kadar inilerek, sistemin cumhurla uyumlu hale getirilmesi fırsatı ortaya çıkmıştır. Devletle milletin candan kucaklaşmasını sağlamak, sistemi millete göre yeniden kurmak, adeta Cumhuriyeti yeniden ilan etmek, bu coşkuyla ve ortaya çıkardığı sinerjiyle her alanda hinterlandımızın bizden beklediği Büyük Türkiye´yi inşa etmek imkânı doğrudan milletimizin eline geçmiştir.
Yeni dönemde, devletle milletin kucaklaşmasının kurumsallaştırıldığı sağlam adımlar atılması gerekmektedir. Bu yönde atılacak adımlar ve bu adımların dercedildiği sivil bir anayasa ile bugünkü demokratik kazanımların kalıcılığı ve milli iradenin etkinliği sağlanmış olacaktır.
Sistem millete göre yeniden kurulmaz ve atılan adımlar sabitlenmezse, sarsıntılı bir süreçte eski Türkiye yeniden sahne alır, 21. yüzyılın başları ancak bir bahar mevsimi olarak tarih kitaplarındaki yerini alır."
(BC-ÖK-Y)
28.10.2014 12:03:55 TSI