demokrasi şehitlerini rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.
Karanlık güçlerin kalleş saldırısı sonucunda 24 Ocak 1993`te yitirdiğimiz yürekli gazeteci Uğur Mumcu’yu, tüm devrim ve demokrasi şehitlerini rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.
Cumhuriyetimizin kurulduğu günden bu güne Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve devrimlerini hedef alanlar hep oldu, bundan sonra da olacaklardır.
Ve biz biliyoruz ki; Uğur Mumcu’yu, Bahriye Üçok’u, Ahmet Taner Kışlalı’yı diğer devrim ve demokrasi şehitlerimizi hedef alanların gerçek hedefi de laik, çağdaş bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti idi. Onun için kahpe pusular, kalleş tuzakların arkasına sığındılar. Ama başaramadılar, başaramayacaklar.
“Eğer; Hak haksızlıktan yüce,
Sevgi nefretten üstün,
Aydınlık karanlıktan güçlüyse..
Çaresi yok usta… Biz kazanacağız!”
Diyor ya Büyük Usta, hiç kimsenin kuşkusu olmasın, biz kazanacağız. Çünkü bizler biliyoruz ki; fikirler ölümsüzdür.
Evet, bu yürekli insanları, Uğur Mumcuları, Muammer Aksoyları, Çetin Emeçleri bizden aldılar.
Evet, o yürekli insanların bedenleri bugün aramızda değil ama fikirleriyle hem bugünümüze hem de geleceğimize ışık tutuyor.
Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden Tam Bağımsız Türkiye idealiyle karanlığa karşı ışık yakan yiğitlere bin selam olsun…
Bin selam olsun; özgürlük ve demokrasi için gözlerini kırpmadan en büyük bedelleri ödeyenlere…
Bin selam olsun Uğur Mumculara, Bahriye Üçoklara, Ahmet Taner Kışlalılara, Çetin Emeçlere, Gaffar Okkanlara, Denizlere, Yusuflara, Hüseyinlere…