Danıştay, memurların kamerayla gözetlenmesine ‘dur' dedi
Bir kamu kurumunda müdür talimatıyla çalışanların masalarına kamera konuldu. Vatandaşlarla münasebetlerinden, çay içmelerine her hareketleri kayıt altına alınan memurlar, konuyu yargıya taşıdı. Davada son sözü söyleyen Danıştay, iş yerinin güvenliğini sağlama amacını aşan, çalışanın yaptığı her türlü haberleşmenin, çalışma alanı ve masasının gözlemlendiği kamera takip sistemini hukuka aykırı buldu.
Bir kamu kurumunda görev yapan şube müdürü, çalışanlarını yakından takip etme adına tüm masalara kamera sistemi koydu. Adeta biri bizi gözetliyor (BBG) uygulamasını hatırlatan sisteme, memurlar ve yetkili sendika tepki gösterdi.
Özel hayatlarının takip altına alındığını öne süren sendika, İdare Mahkemesi'ne dava açtı. Tarafları dinleyen mahkeme, uygulamayı yerinde buldu. Kararda; kamu hizmeti görevini yerine getiren memur ve diğer kamu görevlilerinin kamuya sunulan bu faaliyeti ifa ettikleri ve bu hizmetin yürütüldüğü binaların kamuya açık olup bu yerlerde kamu hizmetine özgü olarak çalışma yapıldığına vurgu yapıldı. Kamu hizmetinin sunulduğu yerler ve hizmeti gören memur ve kamu görevlilerinin bu hizmeti vermekle yükümlü idarelerin gözetimi ve denetimi altında olduğuna dikkat çekildi. İdarelerin hizmet binalarında, kamu hizmeti ve yararına yönelik olarak gerekli gördükleri önlemleri almakla yetkili ve görevli oldukları hatırlatıldı. Kararı davacı sendika avukatı temyiz etti.
Emsal bir karara imza atan Danıştay 10. Dairesi, takip sistemini hukuka aykırı buldu. Kararda; “İş yerinin güvenliğini sağlama amacını aşıp doğrudan çalışan memurların kendisinin ve diğer memurlarla ya da iş sahipleriyle ilişkisinin ve kamu hizmetlerinin görülmesi sırasında yaptığı her türlü haberleşmenin gözlenmesinin açıkça hukuka aykırı olduğu, bu nedenle Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. Davacı sendika tarafından, kamu kurumunda çalışan personelin şikayetleri üzerine bazı müdürlüklerde çalışanların kamera ile takibi şeklinde uygulama başlatıldığı belirtilmiştir. Mahkemeye sunulan görüntülerde kameraların masalarda ve bankolarda çalışan personeli doğrudan gören ve izleyen şekilde olduğu, kamera sisteminin yerleştirildiği konum ve çektiği alan dikkate alındığında, iş yerinin güvenliğini sağlama amacını aşarak, doğrudan çalışan memurun kendisinin, diğer memurlarla ya da iş sahipleriyle ilişkisinin ve kamu hizmetinin görülmesi sırasında yaptığı her türlü haberleşmesinin, çalışma alanı ve masasının gözlemlendiği kamera takip sistemi kurulmasının özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği anlaşılmıştır. Uygulamanın sınırlarını, usul ve esaslarını gösteren bir kanuni dayanağın bulunmaması, toplanan görüntülerin ileride başka bir şekilde kullanılamayacağına dair bir güvencenin mevcut olmaması ve bu haliyle yukarıda belirtilen temel haklar ve Anayasal ilkelerle bağdaşmaması nedeniyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken davanın reddi yolunda verilen mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır. Davacının temyiz isteminin kabulüne, davanın reddine ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi'nin kararının bozulmasına oy birliği ile karar verildi.”