Cumhurbaşkanı Erdoğan, İnsan Hakları Eylem Planı'nı açıkladı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan 9 amaç, 50 hedef ve 393 faaliyeti içeren İnsan Hakları Eylem Planı'nı açıkladı. Erdoğan, "Eylem Planımızın nihai amacı, yeni ve sivil bir anayasadır" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan İnsan Hakları Eylem Planı’nı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen toplantı ile tanıttı. Toplantının hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, "Bugün açıklayacağımız eylem planı da değişim ve reform irademizin devam ettiğinin ve devam edeceğinin bir örneğidir. İnsan Hakları Eylem Planı, geçmişin muhasebesi ile geleceğin murakabesinin ürünü bir belgedir. Her maddenin hayata geçmesi için gereken adımları kararlılıkla atacağız. İnşallah önümüzdeki hafta da ekonomik reform programımızı milletimizle paylaşacağız" dedi.
''2 YILLIK SÜREDE UYGULANACAK'
İnsan Hakları Eylem Planı’nın 9 amaç, 50 hedef ve 393 faaliyeti içeren bir belge olarak ortaya çıktığını kaydeden Erdoğan, "Eylem Planı iki yıllık bir zaman diliminde uygulanmak üzere hazırlanmıştır. Eylem Planı'nda belirlenen her bir faaliyet için sorumlu ve ilgili kuruluşlar ile bu faaliyetler için öngörülen zaman dilimine yönelik takvim de iki hafta içerisinde kamuoyunun bilgisine sunulacaktır. Belgedeki ilke, amaç, hedef ve faaliyetleri, sadece ana hatlarıyla sizlerle paylaşmak istiyorum" diye konuştu.
Vizyonu, 'Özgür birey, güçlü toplum; daha demokratik bir Türkiye' olarak belirlenen Eylem Planı'nın 11 temel ilkeyle başladığını belirten Erdoğan, temel ilkeleri şöyle sıraladı:
"İnsan, doğuştan sahip olduğu vazgeçilmez haklarıyla yaşar, devletin görevi de bu hakları korumak ve geliştirmektir. İnsan onuru, bütün hakların özü olarak hukukun etkin koruması altındadır. Dil, din, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, mezhep ve benzeri sebepler temelinde hiçbir ayrımcılık söz konusu olmaksızın, herkes hukuk önünde eşittir. Kamu hizmetinin herkese eşit, tarafsız ve dürüst biçimde sunulması, bütün idari faaliyetlerin temel özelliğidir. Mevzuat, tereddüt doğurmayacak şekilde açık, net, anlaşılır ve öngörülebilir kurallar içerir, kamu otoriteleri de bu kuralları hukuk güvenliği ilkesinden ödün vermeden hayata geçirir. Sözleşme özgürlüğüne, hukuki güvenlik ilkesi ve kazanılmış hakların korunması prensibine aykırı olarak hiçbir şekilde müdahale edilemez. Devlet, girişim ve çalışma hürriyetini, rekabete dayalı serbest piyasa kuralları ile sosyal devlet ilkesi çerçevesinde korur ve geliştirir. Adli ve idari işleyiş, masumiyet karinesi, lekelenmeme özellikle bunun altını çiziyorum, lekelenmeme hakkı ve ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkelerini koruyan, gözeten ve güçlendiren bir yaklaşımı merkezine alır. Hiç kimse, başkalarının kişilik haklarına saygı göstermek suretiyle yaptığı eleştirileri veya düşünce açıklamaları nedeniyle özgürlüğünden yoksun bırakılamaz. Hukuk devleti, hak ve özgürlükler ile adaletin teminatı olarak her alanda tahkim edilir. Haklarının ihlal edildiğini iddia eden herkes, etkili kanun yollarına zahmetsiz şekilde erişebilir, adalete erişim, hak ve özgürlüklere saygının esasıdır."
'İNSAN HAKLARI KURUMLARININ ETKİNLİĞİNİ ARTIRIYORUZ'
Erdoğan, İnsan Hakları Eylem Planı'nda ilk amacın, 'daha güçlü bir insan hakları koruma sistemi' olduğunu belirterek, "Buradaki hedefimiz, insan haklarına dayalı bir hukuk devleti anlayışının daha da güçlendirilmesidir. Böylece Avrupa Birliği ile bilhassa vize serbestisi diyaloğunda karşılanması beklenen hususlara yönelik çalışmalara da hız veriyoruz. Yine bu amaç başlığı altında Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru sisteminin etkinliğini artırmayı hedefliyoruz. Demokratik katılımı güçlendirmek için, siyasi partiler ve seçim mevzuatında değişiklik yapmak üzere kapsamlı bir çalışma başlatıyoruz. İnsan hakları kurumlarının etkinliğini artırıyoruz. Kamu Denetçiliği Kurumu ile Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu'nun kararlarını, kişisel verilerin korunması suretiyle kamuoyunun erişimine açıyoruz" dedi. Eylem planının ikinci amaç başlığının 'Yargı bağımsızlığı ve adil yargılanma hakkının güçlendirilmesi' olduğunu kaydeden Erdoğan, "Adil kararın makul sürede verilmesini temin için yargıda hedef süre uygulamasını yaygınlaştırıyoruz. İdari yargıda gerekçeli kararın 30 gün içinde yazılmasını zorunlu kılıyoruz. İş davalarının daha hızlı şekilde sonuçlanmasını temin için, hakimlerin, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun kayıtlarına bilişim sistemi üzerinden erişebilmesini sağlıyoruz. Avukatların, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruları elektronik ortamda yapabilmelerine imkân sağlıyoruz. Yine, geçtiğimiz yıl uygulamaya konulan ve özellikle şu salgın döneminde büyük kolaylık sağlayan e-Duruşma uygulamasını tüm hukuk mahkemelerine yaygınlaştırıyoruz" diye konuştu.
'MAHKEME UZMANI' KADROSU İHDAS EDİYORUZ'
Eylem planının üçüncü amacının 'Hukuki öngörülebilirlik ve şeffaflık' olduğunu kaydeden Erdoğan, "Eylem Planıyla, idarenin iş ve işlemlerinde öngörülebilirliği ve şeffaflığı daha da güçlendiriyoruz. Bunun için, idareye yapılan başvurularda idarenin cevap verme süresini 60 günden 30 güne indiriyoruz. Eylem Planıyla, Yargıtay ve Danıştay üyeliğine seçilebilmek için en az 45 yaş ile birinci sınıf olmanın yanında, belli bir kıdem şartı da getiriyoruz. Adliyelerde hakimlere destek olacak 'mahkeme uzmanı' kadrosu ihdas ediyoruz. Hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuğun kapsamı genişletiyor, arabulucuların farklı alanlarda ihtisaslaşmasını sağlıyoruz" ifadesini kullandı. Erdoğan, Eylem Planının dördüncü amacının, 'İfade, örgütlenme ve din özgürlüklerinin korunması ve geliştirilmesi' olduğunu dile getirerek, "Basın, yayın ve internet yoluyla işlenen suçlarda, muhakeme şartı olan süreleri, ifade özgürlüğünü güçlendirmek amacıyla yeniden ele alıyoruz. İfade ve basın özgürlüğüne ilişkin standartları yükseltmek için gazetecilerin mesleki faaliyetlerinin kolaylaştırılmasına yönelik tedbirler geliştiriyoruz. Hangi dine mensup olursa olsun, kamu ve özel sektör çalışanları ile öğrencilerin, kendi dini bayramlarında izinli sayılmalarını sağlıyoruz" dedi.
'KATALOG SUÇLARIN KAPSAMINI DARALTIYORUZ'
Erdoğan, İnsan Hakları Eylem Planı'nın beşinci amacının 'kişi özgürlüğü ve güvenliğinin güçlendirilmesi' olduğunu, bu temel hak çerçevesinde pek çok yeniliği hayata geçirdiklerini söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:
"Tutuklamanın bir koruma tedbiri olduğu, istisnai olarak başvurulması gerektiği yönünde mevzuatta önemli değişiklikler yaptık. Tutuklamanın süresi, kapsamı, gerekçesi konusunda Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişikler, bu alanda önemli bir iyileşme sağlamıştır. İktidara geldiğimiz 2002 yılında, cezaevlerinde bulunanların yüzde 41'i tutuklu iken, bugün bu oran yüzde 17'ye gerilemiştir. Ceza Muhakemesinin temel ilkelerine uygun şekilde, bu anlayışı daha da güçlendiriyoruz. Bunun için, 'tutuklamada ölçülülük ve orantılılık' ilkeleri doğrultusunda, katalog suçların kapsamını daraltıyoruz. Katalog suçlarda 'somut delile dayanma şartı' getirerek, tutuklamanın istisnai bir koruma tedbiri olduğuna ilişkin ilkeyi tahkim ediyoruz. Sulh ceza hakimliklerinin tutuklama ve diğer koruma tedbirlerine ilişkin kararlarına karşı dikey itiraz usulü getiriyoruz. Adli kontrol tedbirlerini de, tutuklamada olduğu gibi üst süreye bağlıyoruz. Müdafi ile görüşme hakkını kısıtlayan kanun hükümlerini, özgürlükler lehine bir yorumla gözden geçiriyoruz. 'Konutu terk etmeme' adli kontrol tedbirinde geçen sürenin, sonuç cezanın infazından mahsubuna yönelik değişiklik yapıyoruz. Konuya sadece mevzuat yönüyle bakmıyor, uygulamadan kaynaklanan aksaklıkları da gündemimize alıyoruz. Vatandaşımızın, sırf ifade almaya yönelik yakalama kararları yüzünden özgürlüğünden mahrum kalmasını istemiyoruz. Eylem Planı'yla, sadece ifade vermek için mesai saati dışında yakalayıp gözaltına alma, otelde gecenin bir yarısı bulup gözaltına alma gibi uygulamalara son veriyoruz. İfade alma işlemleri artık 7 gün 24 saat yapılabilecek."
'ZAMAN AŞIMINI KALDIRIYORUZ'
Eylem Planı'nın 6'ncı amacının 'kişinin maddi ve manevi bütünlüğü ile özel hayatının güvence altına alınması' olduğunu kaydeden Erdoğan, şunları kaydetti:
"İnsan onur ve haysiyetini korumak, devletin en önemli varlık sebebidir. Bunun için, 'işkence ve kötü muameleye sıfır tolerans' anlayışını istisnasız bir şekilde hayata geçirdik. Geçmişte hep tartışılan sistematik işkence ya da kötü muamele iddiaları, artık geride kalmıştır. İşkenceyi, en ağır yaptırımlarla soruşturan Türkiye, bu konuda zaman aşımını kaldıran dünyadaki ender ülkelerden biridir. Bu alandaki kazanımlarımızı korumak için, kolluk görevlileri ile çarşı ve mahalle bekçilerine zor ve silah kullanımı ile kötü muamele teşkil edebilecek hususlar hakkında düzenli olarak eğitim veriyoruz. İşkence iddialarıyla ilgili disiplin soruşturmalarında da zaman aşımını kaldırıyoruz. Hastanelerde adli muayeneye özgü birimleri ve fiziki mekanları yaygınlaştırıyoruz. Görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle bir hak ihlaline sebebiyet veren kamu görevlileri hakkında rücu ve disiplin işlemlerinin etkinliğini artırıyoruz. Soruşturmaların etkili bir şekilde yürütülmesini temin etmek amacıyla, iddianameyi hazırlayan Cumhuriyet Savcısına, yargılama sonucunun bildirilmesini sağlıyoruz. Yine bu kapsamda, olay yeri inceleme, adli arama ve fiziki el koyma işlemlerinin dijital olarak kayıt altına alınması zorunluluğunu getiriyoruz."
Erdoğan, tek bir kadının dahi şiddet mağduru olmadığı güne kavuşana kadar kurumların, sivil toplumun, medyanın ve toplumun tüm kesimlerinin işbirliğiyle, bu mücadeleyi sürdüreceklerini kaydetti.
'PİLOT DAVA' USULÜ GETİRİYORUZ'
Erdoğan, Eylem Planı'nın 7'nci amacının 'Mülkiyet hakkının daha etkin korunması' olduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:
"Bu anlayışla, acele kamulaştırmaya ilişkin hükümleri de içerecek şekilde, kamulaştırmayla ilgili tüm mevzuatı yeniden ele alıyoruz. Kamulaştırmasız el atmaya karşı valilikler nezdinde idari bir başvuru yolu getiriyor, bu hususta kusuru bulunan kamu görevlilerine de idari yaptırım yolunu açıyoruz. Aynı şekilde, kamulaştırmasız el atma eylemlerinden kaynaklı davaların öncelikle görülmesini sağlıyoruz. İcra takibi ve yargılama süreçlerinden kaynaklı mağduriyetlerin önüne geçmek için, İcra ve İflas Kanunu ile ilgili yönetmeliği, mülkiyet hakkının en geniş şekilde korunmasını sağlayacak şekilde yeniden düzenliyoruz. Kamu idarelerinin taraf olduğu aynı nitelikteki uyuşmazlıklarda 'pilot dava' usulü getiriyoruz. Pilot davada verilecek kararın aynı konudaki uyuşmazlıklar bakımından bağlayıcı olmasını temin ederek, gereksiz vakit kayıplarının ve kaynak israflarının önüne geçiyoruz."
'DURUŞMA SALONLARINI, ÇOCUK DOSTU OLACAK ŞEKİLDE TASARLANIYOR'
İnsan Hakları Eylem Planı'nın 8'inci amacının, 'toplumsal refahın güçlendirilmesi ve kırılgan kesimlerin korunması' olduğunu bildirdi. Erdoğan, "Çocukların fiziki ve ruhi gelişimlerinin desteklenmesi için onların dijital riskler, siber zorbalık ve internet bağımlılığından korunmasına yönelik çalışmaları en üst seviyeye çıkarıyoruz. Uluslararası koruma ve geçici koruma kapsamındaki kimsesiz çocukların bakım ve gözetiminin daha etkin sağlanabilmesi için tüzel kişi vesayet sistemini hayata geçiriyoruz. Çocuk adaleti uygulamalarını da güncelliyoruz. Çocuk mahkemelerindeki duruşma salonlarını, çocuk dostu olacak şekilde tasarlıyor, duruşmalara hakim, savcı ve avukatların cübbe giymeksizin katılımına imkan sağlıyoruz. Aile mahremiyeti ve çocuğun üstün yararının daha iyi korunabilmesi amacıyla aile ve çocuk mahkemelerinin müstakil bir kampüs içinde bulunacağı yeni bir adliye mimarisi modeli geliştiriyoruz. Denetimli serbestlik müdürlüklerinde çocuk büroları kuruyoruz. Suça sürüklenen çocukların adli süreçlerinin her aşamasını, bu bürolar vasıtasıyla takip ediyoruz. Denetimli serbestlik müdürlüklerinde çocuk büroları kuruyoruz. Suça sürüklenen çocukların adli süreçlerinin her aşamasını, bu bürolar vasıtasıyla takip ediyoruz" dedi.
Gençlerin aile kurmasını teşvik için evlilik yardımının kapsamını genişlettiklerini belirten Erdoğan, "Sağlık raporlarında engellilik oranı ve haline ilişkin kriterlere bir standart getirerek, bu konuda yaşanan sorunları gideriyoruz. Ayrıca, engelli öğrencilerimizin yurtlarda ücretsiz barındırılmasını sağlıyoruz. Sosyal ve insani politikalar açısından, cezaevlerinde bulunan-bulunmayan gibi bir ayrımı doğru bulmuyoruz. Özel infaz usullerinin kapsamını genişletmeye devam ederek, ağır hasta, yaşlı veya engelli hükümlülerin cezalarının konutlarında infazının imkânlarını artırıyoruz" diye konuştu.
'HUKUK FAKÜLTELERİ 5 YIL OLACAK'
Erdoğan, Eylem Planı'nın 9'uncu ve son amaç başlığının, 'İnsan hakları konusunda üst düzey idari ve toplumsal farkındalık' olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"İnsan haklarına duyarlı çalışmalarıyla, emsallerine göre öne çıkan kamu görevlilerini ödüllendiriyoruz. Hakim, savcı ve avukatlara yönelik eğitim faaliyetlerinde, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarını da içerecek şekilde, insan hakları konusunu merkeze alıyoruz. Hakim ve savcılar ile kamu görevlileri için sosyal medya etik ilkelerini, tarafsızlık anlayışını esas alarak belirliyoruz. İnsan hakları farkındalığını idarenin kapalı devre bir faaliyeti olarak görmüyor, bu işi vatandaşlarımızla etkileşim içerisinde yapıyoruz. Bu anlayışla, her yıl ‘Türkiye İnsan Hakları Raporu’ hazırlanmasını ve kamuoyu ile paylaşılmasını sağlıyoruz. Yargı Reformu Stratejimiz kapsamında hukuk fakültelerine giriş için gereken başarısı sırasını 190 binden önce 125 bine, sonra 100 bine çekmiştik. Yine aynı kapsamda hukuk fakültelerinde öğrenim süresini beş yıla çıkarıyoruz."
'NİHAİ AMAÇ YENİ VE SİVİL BİR ANAYASA'
"Eylem Planı'mızın nihai amacı, yeni ve sivil bir anayasadır" diyen Erdoğan, "Bunun için, geçtiğimiz haftalarda yeni ve sivil anayasa teklifimizi yeniden milletimizin takdirine sunduk. Milli iradenin üstünlüğü esasına göre hazırlanacak yeni bir toplumsal sözleşme metnini, Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını karşılamaya hazırlandığımız şu dönemde ülkemize kazandırmanın, tarihi sorumluluğumuz olduğuna inanıyoruz. İşte bu sebeple, devleti yaşatmanın ancak insanı yaşatmakla mümkün olacağı anlayışı üzerine bina edeceğimiz yeni anayasa hedefimizi, İnsan Hakları Eylem Planımızın nihai amacı olarak belirledik. Yeni anayasa, herkesin anayasası olacaktır. Bunun için tüm siyasi partilerimizi, kurumlarımızı, sivil toplum kuruluşlarımızı, akademimizi, ülkemizin geleceği konusunda sözü olan herkesi, yeni anayasa yapım sürecine katılmaya davet ediyoruz. Cumhur İttifakı olarak biz kendi çalışmamızı elbette yapıyoruz, yapacağız. Diğer partilerin ve kesimlerin teklifleriyle nihai şeklini vereceğimizi ümit ettiğimiz yeni anayasayı, milletimizin takdirine sunarak, Türkiye’nin önünde aydınlık bir dönemin kapılarını açmak istiyoruz" ifadesini kullandı.
BAHÇELİ DE TAKİP ETTİ
Öte yandan tanıtım toplantısına, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, yüksek yargı organlarının başkanları, Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, yargı mensupları, azınlık cemaatlerinin temsilcileri, bazı ülkelerin büyükelçileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve AK Parti ve MHP milletvekilleri katıldı.