Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Cumhur İttifakı'nda kimse çizdiğimiz çizginin dışına çıkamaz'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz bir Cumhur İttifakı yaptık, Cumhur İttifakı’nda kimse çizdiğimiz çizginin dışına çıkamaz. Cumhur İttifakı’nın gereği neyse tüm arkadaşlarımız, tüm teşkilatlarımız buna uymalıdır. Uymayanlar olursa kusura bakmasınlar, o zaman kendilerini istirahate davet ederiz” dedi.
Altındağ Kültür Sarayı'nda yerel seçim öncesi teşkilat, aday ve aday adayları buluşma programına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı'nda çizilen çizginin dışına çıkılamayacağını belirterek, buna uymayanların istirahate davet edileceğini söyledi. “Ana muhalefet partisinin ilişkilerine ittifak değil, ihanet demek daha doğrudur” ifadelerini kullanan Erdoğan, her fırsatta teröristlere arka çıkmanın başka bir adı olamayacağını belirtti.
“Yekvücut olarak siyasi rakiplerimize karşı mücadeleye başladık”
AK Parti'de her görevin bir bayrak yarışı şeklinde üstlenildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Seçimler bu bayrak değişimlerinin yaşandığı dönemlerdir. Bunu atletizmdeki bayrak yarışıyla birbirine karıştırmayalım, o farklı, bu farklı. Bu bir devir teslim sürecidir. Önümüzdeki seçimlerde kimi arkadaşlarımız görevlerine devam ederken, kimileri yerlerini yeni isimlere bırakacaklar ama bu süre içinde asla geri durmayacaklar. Adeta kendisi belediye başkan adayıymış gibi çalışmasına o hırsla devam edecek. Aday isminin açıklandığı ana kadar olan mücadelede demokrasinin gereğidir. Dün adaylarımızı açıkladık ve hep birlikte yekvücut olarak siyasi rakiplerimize karşı mücadeleye başladık. Genel Merkez veya il teşkilatlarında yönetici, milletvekili, belediye başkanı olmak, bu görevler için adaylık yarışına girmek elbette önemli. Asıl önemlisi AK Parti çatısı altında davamıza, ülkemize ve milletimize hizmet etme şerefine nail olmaktır. AK Parti'nin genel başkanlığı ne kadar şerefli bir görev ise neferliği de aynı derecede şerefli bir görevdir” diye konuştu.
“Başkente de biz hizmet etmeliyiz”
Türkiye'de siyasetin sembolleri olduğunu, bu sembollerin başında da belirli şehirlerde alınan neticeler geldiğini kaydeden Erdoğan, “Ankara'da işte böyle sembol şehirlerden birisidir. Bunun için bizler tıptı İstanbul'u olduğu gibi Ankara'ya da herhangi bir büyükşehir belediyesini kazanmak veya kaybetmek olarak bakmıyoruz. Çünkü Ankara Başkenttir. Milletimizin Cumhurbaşkanlığında ve Mecliste bu ülkeyi yönetme görevi verdiği kadrolar olarak Başkente de biz hizmet etmeliyiz. Hep söylediğim gibi, milletimiz bize oy vermeye mecbur ve mahkum değildir. Tam tersine biz har yaştan, her kesimden insan ile kurduğumuz gönül bağı ile projelerimizle, yaptığımız hizmetlerle, duruşumuzla bu oyu hak etmeye mecburuz” şeklinde konuştu.
“Çankaya niye böyle, Yenimahalle niye böyle?”
İktidara ters düşenlerin, iktidardan kopuk olanların hizmet verme noktasında ne halde olduklarının herkes tarafından görüldüğünü söyleyen Erdoğan, “Bizim avantajlarımız var, bizler bütün büyükşehirlerimizde, illerimizde, ilçelerimizde el ele omuz omuza veriyoruz ve bu hizmetleri en ideal noktalara taşıyoruz. Ankara'da zaten siz bunlara şahitsiniz. Bu güne kadar AK Parti'nin girdiği 14 seçimden nasıl olup da hep başarı ile çıktığını, 16 yılı geride bırakan kesintisiz iktidarı ile nasıl rekorlar kırdığını merak eden varsa işte formülü budur. Ben hep şunu merak ederim, Çankaya niye böyle, Yenimahalle niye böyle? Buralarda belediye var, belediye olduğuna göre çöp, çamur, çukur niye buralarda var, niye hizmet vermiyorlar? Para ise bütçeden bütün belediyelere olduğu eşit koşullarda bunlara da para geliyor. Mesele başka. Belediyecilik bir aşktır. ‘Halka hizmet, Hakka hizmettir' diyerek biz bu yola çıktık. AK Parti'de belediyeciliğin sırrı, belediyecilik her şeyden önce dertli olanların işidir, gönül işidir. Eğer dertliyseniz bu işi yaparsanız. Önlünüze girmişse bu işi yaparsınız, değilse bunu yapmazsınız” ifadelerini kullandı.
“AK Parti'de ben yok, biz var”
Milletin verdiği yetki ile milletin sağladığı imkanlarla yapılan hizmetlerin kerametini kendi görenlerin AK Parti çatısı altında kalma şansı olmadığını belirten Erdoğan, “Eskiler ‘duvarı nem, insanı gam yıkar' derler, siyasette de insanı kibir, gurur, millete tepeden bakmak, kendi çıkarlarını davasının ve ülkesinin üzerinde tutmak yıkar, ben yıkar, biz varsak her şey var. AK Parti'de ben yok, biz var. Osmanlı döneminde padişahlar Cuma selamlığına çıkarlardı. Cuma selamlığına çıktığında kendisini karşılayan ahali ‘mağrur olma padişahım senden büyük Allah var' diye tezahürat yaparmış. Bu ne demek, ‘havaya girme, biz senin havanı indiririz.' AK Partili belediye de milletvekili de hepsi bu havanın içinde olması lazım. ‘Gururlanma padişahım senden büyük Allah var', mesele burada. ‘Nasıl olsa belediye başkanı oldum, 5 yıl kimse bana afra tafra yapamaz' O devir geride kaldı. Kim ki bu millete tepeden bakarsa bilesiniz ki, biz o arkadaşlarla yol yürümeyiz. Anında gereğini yaparız. Kibrin sonu büyüklenme, onun sonu ise Allah göstermesin farkında olmadan sınırı aşmadır. Belediye başkanlarımızdan, adaylarımızdan, tüm teşkilat mensuplarımızdan, milletvekillerimizden bu hususa özellikle dikkat etmelerini istiyorum. Makamlarımızın hizmet makamını unuttuğumuz gün siyasette artık işimiz kalmamış demektir. Bazı yerlerde bu dönem aday olamayan veya istediği yerden aday olmayan kardeşlerimin nazlandığı haberini alıyorum. Bir defa AK Partiliye bu yakışmaz. İsmi üzerinde AK Partili” açıklamasında bulundu.
“Uymayanlar olursa o zaman kendilerini istirahate davet ederiz”
Cumhur İttifakı'nın kurallarına tüm teşkilatların uyması gerektiğini, uymayanların istirahate davet edileceğini belirten Erdoğan, “Biz bir Cumhur İttifakı yaptık, Cumhur İttifakı'nda kimse çizdiğimiz çizginin dışına çıkamaz. Cumhur İttifakı'nın gereği neyse tüm arkadaşlarımız, tüm teşkilatlarımız buna uymalıdır. Uymayanlar olursa kusura bakmasınlar, o zaman kendilerini istirahate davet ederiz. Zira biz bu yolda yürürken bir ittifak oluşturduysak, bu ittifak cumhurun ittifakıysa, bu bir illet ittifakı değil, bir zillet ittifakı değil, o zaman hep birlikte çalışacağız, ittifakımızın gereğini yerine getireceğiz. Bu uzun bir yolculuk, bu uzun yolculukta birbirimizi kıramayız. Birbirimizle dayanışma içinde olacağız. Dayanışma içinde olacağız ki, vatanseverlikten uzak, milliyetperverlikten uzak olanlara karşı 31 Mart akşamı cumhur olarak gereken dersi vermiş olalım. Eğer bugün AK Parti, üstelikte geçmişte kimsenin karşılaşmadığı nice badireleri atlatarak hala dimdik ayaktaysa bunu hizmet siyasetinden asla ayrılmamasına borçludur” dedi.
“Emaneti ehline vermek görevimizdir”
Ankaralılara en iyi hizmeti bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kendilerinin vereceğini vaat eden Erdoğan, “Niye biz Mehmet Özhaseki kardeşimizi Ankara'ya belediye başkan adayı yaptık? Kayseri'de 5 dönem, dile kolay 21 yıl belediye başkanlığı yapmış, Ankara'da Çevre ve Şehircilik Bakanlığını kendisine tevdi ettiğimiz, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığını kendisine tevdi ettiğimiz kardeşimizi Ankara, Başkent, büyükşehir, buraya layık gördük, buraya aday yaptık. Burada herhangi bir spekülasyona kimsenin hakkı yok. Edersen hem davaya ihanet etmiş olur hem de büyük şehir Ankara'ya ihanet etmiş olur. Emaneti ehline vermek görevimizdir” diye konuştu.
“Bu ittifakın asıl gayreti seçim kazanmak değil, ülkemizin istiklal ve istikbalini de garantiye almaktır”
31 Mart akşamı rekor bir oy ile seçimin tamamlanacağını belirten Erdoğan, “Gözünü Ankara'ya dikenlere derslerini bir kez daha vereceğiz. Tek vaatleri Ankara ve Türkiye'yi eski kötü günlere götürmek olanlara cevabımızı şehirlerimizi ve ülkemizi geleceğe taşıyarak vereceğiz. Hizmet adına çakıymış tek çivinin olmadığı halde sürekli şişirilerek Başkentlinin karşısına çıkartılan balonları 31 Mart akşamı bir kez daha patlatacağız. Bunu da Cumhur İttifakı ile yapacağız. Cumhur İttifakı 15 Temmuz gecesi meydanlarda, kışla önlerinde, darbecilerle göğüs göğse girilen destansı mücadelede kurulmuştur, yeni değil. Siyaseten karanlık dehlizlerinde, kirli pazarlık masalarında değil, milletin gönlünde kurulan cumhur İttifakı 31 Mart seçimlerine giden süreçte de aynı şekilde yoluna devam edecektir. Bu ittifakın asıl gayreti seçim kazanmak değil, ülkemizin istiklal ve istikbalini de garantiye almaktır. Bu ittifak özünde ortak dertlerin, ortak hassasiyetlerin neşvünema verdiği bir milli mutabakat ittifakıdır. Elbette ittifakta yer alan iki siyasi partinin farklı politikaları, söylemleri, çeşitli hususlarda farklı çözüm önerileri olacaktır, ama bunların hiç biri ittifakın özünü oluşturan ülkenin ve milletin bekası konusundaki görüş ve mücadele birliğimizin önüne geçmedi, geçmeyecek. Diğer şehirlerde olduğu gibi Ankara'da da cumhur İttifakı'nın gerisindeki bu büyük mutabakata uygun şekilde birlikte çalışacağına inanıyorum. Sizlerden bu konuda azami hassasiyeti göstermenizi istiyorum. MHP'li kardeşlerimizin de aynı hassasiyetle hareket edeceklerinden şüphe duymuyorum” şeklinde konuştu.
“Ankara son 16 yılda yaptığımız 120 milyar liralık yatırım ile bu hizmetlerden en çok payı alan şehirlerimizden biridir” açıklamasında bulunan Erdoğan, Ankara'ya yapılan hizmetleri anlattı. Erdoğan, Ankara'nın son 16 yılda savunma sanayinin de başkenti konumuna geldiğini söyledi.
“Ana muhalefet partisinin ilişkilerine ittifak değil, ihanet demek daha doğrudur”
Konuşmasında ana muhalefet partisini eleştiren cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir de istikameti belirsiz, dolayısıyla rengi ve kimliği karışık, geçmiş sicili de bugünkü duruşu bozuk tipler var. Maalesef ana muhalefet partisi genel başkanı başta olmak üzere yönetim kademeleri ve adayları ile büyük ölçüde bu hastalıklarla maluldür. Girmedik kılık bırakmıyorlar ama milletimiz makyajın altındaki yüzü çok iyi bildiği için her seferinde bunları ifşa ediyor. Cenap Şahabettin'in ifadesi ile ‘kargayı sesinden tanıyor bu millet.' Mahalli seçimler öncesi yine herkese gülücük dağıtmaya başladılar. Kılıktan kılığa, camiler gidiyorlar maşallah, Allah kabul etsin. Ondan sonra bakıyorsunuz vatandaşla olan münasebetler geçmişte olduğu gibi çok farklı. Ama artık kargayı sesinden tanıyan bir millet var. Bir yandan bölücü terör örgütünün güdümündeki parti ile al takke ver külah ilişki içindeler, diğer taraftan kendilerini çok farklı bir kulvarda konumlandıran başka partilerle pazarlık halindeler. Biz sizin terör örgütünün parlamentodaki uzantıları ile veya terör örgütünün ta kendileri ile nasıl al takke ver külah yaptığınızı biliyoruz. Bunun adı ittifak deseniz ittifak değil. Çünkü ittifak dediğiniz belirli ilkeler ve amaçlar çerçevesinde kurulur. Biz kendi ittifakımızın ilkelerini ve amaçlarını hep söyledik. Ana muhalefet partisinin ilişkilerine ittifak değil, ihanet demek daha doğrudur. Ülkemize ve milletimize husumet besleyen kim varsa, onlarla birlikte hareket etmenin başka bir adı olamaz. Her fırsatta teröristlere arka çıkmanın, onların dili ile bizlere saldırmanın başka bir adı olamaz. Nerede mi? Avrupa'da Almanya'da, terör örgütünün AP'deki temsilcileri nasıl birlikte resim çektirdiklerini, ellerinde terör örgütünün paçavraları ile poz verenlerle nasıl yan yana durduklarını Bay Kemal'in hep birlikte gördük, biliyoruz. Kendi ülkesini gidip yabancılara şikayet etmenin, Türkiye'nin aleyhindeki kampanyalara malzeme vermenin başka bir adı olamaz. Bizim milletimiz her şeyi affeder ama ihaneti affetmez. Mart seçimleri aynı zamanda bu gerçeğin tüm açıklığı ile ortaya çıkmasına vesile olacaktır” ifadelerini kullandı.