“Chp Erken Seçim Değil, Öncelikle Uyum Yasaları Çağrısı Yapsın”
Genel Başkanımız Mustafa Destici ülke gündeminde öncelikle erken seçimin değil, uyum yasalarının olması gerektiğini söyledi.
Genel Başkanımız Mustafa Destici, Genel merkez binasında düzenlediği haftalık basın toplantısına şehitlere rahmetle anarak başladı. Destici, “Diyarbakır'da kahpe bir saldırı sonucu önce ağır yaralanan ve daha sonra tedavi gördüğü hastanede şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Bilal Dicle şehidimize ve onun şahsında bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Ruhları şad mekânları cennet olsun. Bu vatan ve bu millet onlara minnettardır. Gazilerimize Rabbim acil şifalar niyaz etsin. Sınırlarımız dışında kahramanca mücadele eden güvenlik güçlerimizin Mehmetçiğimizin, polislerimizin Rabbim yar ve yardımcısı olsun.” dedi.
Geçtiğimiz hafta sonu yapılan 10. Olağan Büyük Kurultayı değerlendiren Genel Başkanımız, “Ben öncelikle bu Kurultayımızın şahıslarımıza, camiamıza, ülkemize Türk ve İslam coğrafyasına hayırlı ve uğurlu olmasını bir kere daha yüce Allah'tan niyaz ediyorum. Rabbime de şükrediyorum bize böyle güzel bir Kurultay yapmayı nasip etti izin verdi. Bu Kurultay vesilesiyle önce delegelerimize, daha sonra genel merkez yöneticilerimize, il ilçe teşkilatlarımıza özellikle Alperen Ocaklarımıza ve gençlerimize, her bir üyemize, salonu dolduran bütün dava arkadaşlarıma, salonumuzu onurlandıran şereflendiren misafirlerimize, kıymetli basın mensuplarımıza, başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere telgraf göndererek ve bizzat telefon açarak tebrik eden muhterem zevata sizlerin huzurlarınızda bir kere daha teşekkürlerimi sunuyorum. Hepiniz sağ olun var olun. Ayrıca kurultay sürecimizde maddi manevi destek veren ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Allah razı olsun diyorum.” diye konuştu.
Büyük Birlik Partisinin 29 Ocak 1993 yılında kurulduğunu ifade eden Genel Başkanımız Mustafa Destici,”3 ay sonra 25. yılını kutlayacak. İnşallah o gün de yine güzel bir programla şimdiden hazırlanmaya başlayarak o günü de inşallah bu günün şanına yakışır bir şekilde kurucu liderimiz Muhsin Başkanımızı da diğer şehitlerimizi de, bizimle birlikte 1993 yılında başlayıp da bugün aramızda olmayan bütün dava arkadaşlarımızın ebediyete irtihal edenleri de anarak İnşallah güzel bir program gerçekleştireceğiz. O gün Muhsin başkanımızla birlikte yola çıktığımızda hedefimiz ve idealimiz milletin değerlerine bağlı kalarak, milletin muktedir iktidarını gerçekleştirmekti. Bizler yine aynı ruhla yani 1993 ruhuna sadık kalarak Şehit liderimiz Muhsin başkanımızın açtığı yoldan yürümeye ve Büyük Birlik hareketini gönüllerden Türkiye Büyük Millet Meclisine ve iktidara taşıma mücadelesini büyük bir kararlılık ve azimle devam ettireceğiz. Ve Allah'ın izniyle de önümüzdeki süreçte buna muvaffak olacağız.” şeklinde konuştu.
“Türkiye Türkiye'den büyüktür” dediklerini kaydeden Genel Başkanımız Mustafa Destici, “Bu sloganın açılımı tek cümleyle biz sadece 80 milyonun yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşlarımızın sorumluluğunu omuzlarımızda hissetmiyoruz. Türk ve İslam coğrafyasındaki bütün kardeşlerimizin sorumluluğunu üzerimize taşıyarak ve onların da sesi soluğu olma gayreti içerisinde yola çıkmış kadrolarız ve Alperenleriz. Aynı şekilde kararlılığımızı sürdüreceğiz. Sadece Türkiye'miz için değil Türk ve İslam coğrafyasındaki bütün kardeşlerimiz hatta yer yeryüzündeki bütün mazlumların sesi ve soluğu olma mücadelemizi devam ettireceğiz.” ifadelerini kullandı.
Genel Başkanımız Mustafa Destici, “Büyük Türkiye için Büyük Birlik ve gerçekten Büyük Birliğin geçmiş 24 yılına baktığımızda Büyük Birlik Partisi Türkiye'nin büyüme noktasındaki bütün adımlarına hangi iktidar döneminde olursa olsun, olumlu bütün işlerine destek vermiş bir siyasi harekettir bir siyasi partidir yine bu anlayışla devam edeceğiz doğru kimden gelirse gelsin onun yanında duracağız yanlışı da kim yaparsa ve kim yanlış söylerse onun da karşısında olacağız. Ve şuna inanıyoruz ki Türkiye'miz elbette büyüktür ama bu büyüklük ne 80 milyona ne de Türk ve İslam coğrafyasına yetmemektedir. Türkiye daha da büyümelidir ve Türkiye hem bölgesinin hem de dünyanın Lider ülkelerinden birisi olma gibi bir mecburiyeti vardır. Çünkü Türk ve İslam coğrafyasının ve dünyanın hali ortadadır. Türkiye gibi geçmiş dönemlerde bu büyük Türk milleti nasıl asırlarca dünyaya adalet ile hükmetmişse yine bu Asil Müslüman Türk milletinin adaletine, idaresine hem coğrafyamızın hem de dünyanın aç olduğunu, ihtiyaç olduğunu hep birlikte görmekteyiz.”
Kuzey Irak’daki gelişmeleri de değerlendiren Genel Başkanımız Mustafa Destici, “25 Eylül gayrimeşru ve korsan Barzani referandumunu, Siyonist İsrail ve Emperyalistlerden güç alarak yaptığı bu referandumla ilgili sıcaklığın gündemden düşmesinden yana değiliz. Artarak Barzani’ye yönelik yaptırımları arzu ediyor ve istiyoruz ve bunun da şart olduğunu düşünüyoruz. Siyonist işbirlikçisi Barzani seçimleri 8 ay erteledi. Neden? Çünkü bugün seçimlere gitse kazanamayacak. Bir zaman kazanıyor. Kendi bölgesinde ve Irakta tekrar güç elde ettiğinde kaldığı noktadan devam edecektir. Onun için biz duramayız ve dolayısıyla da bunu gündemden düşüremeyiz. Onun için Barzani’ye yönelik yaptırımların hızla devam etmesi lazım. Habur Sınır kapısının kapatılması, Ovaköy ve Telafer hattında yeni bir kapının açılmasını biz başından beri teklif ediyoruz. Gümrük Bakanlığının Irak’lı yetkililerle, Dışişleri bakanlığımızın bu yönde çalışmalar oldu. Fakat gelinen son noktada yine Haburu açık bırakarak sadece daha önce Irak'ın kuzeyinden Bağdat'a giden güzergâhın bu sefer Telafer hattından Bağdat'a gidecek şekilde düzenlenmesi gibi bir tedbir alınmaya çalışılıyor. Bence bu geçici bir tedbirdir. Ama alınsın. Bunun bir zararı yok ama 2. kapının yani Ovaköy Telafer hattında mutlaka ama mutlaka açılması lazım. Çünkü yarınların ne getireceğini kestire biliyoruz, ön görebiliyoruz ve bunun da bir zaruret bir ihtiyaç olduğunu görüyoruz.” dedi.
Genel Başkanımız Mustafa Destici, “Kara sınırlarını kapatılması, petrol vanasının kapatılması orayla ilgili de tabii Türkiye Petrol vanasını kapatsın derken zaten bizim kastımız şudur; Barzani'ye akan vana kapatılsın. Yoksa o vana eğer Irak Merkezi hükümetiyle, Türkiye işbirliği ile akmaya devam edecekse elbet de devam eder. Yani bizim vana kapatılmasından kastımız buydu. Yoksa Irak halkını, Irak Merkezi Hükümetini cezalandırmak değil. Barzani'yi cezalandırmak ve hainliğine bir cevap olarak yaptırım olarak bunu yapılmasıydı. Irak'ın kuzeyinde ya da Suriye'de yaşayan Kürt’te, Arap’ta Türkmen'de hepsi bizim. Biz hadise'ye böyle bakıyoruz ve hepsinin huzurlu güvenliği ve barışı için bunların yapılması gerektiğine inanıyoruz.” şeklinde konuştu.
Türkmeneli bölgesinde Kerkük başta olmak üzere yaşayan Türkmenlere Türkiye’nin bugüne kadar yeteri derece de sahip çıkamadığını belirten Genel Başkanımız Mustafa Destici, “Geçmişte farkı tarihlerde ve yıllarda ağır katliamlar yaşanmıştır. Bu katliamların ileride yaşanmayacağının hiç bir garantisi yoktur. Onun için tedbir almak gerekir. Bu da nedir? Türkiye mutlaka ilk yarım saatte müdahale edebileceği gibi bir koridor oluşturmalıdır ve geçmişte geçmiş yıllarda 80 ve 59 yıllarında yaşandığı gibi bir Türkmen katliamı yaşanmasına asla ve kata müsaade etmemelidir. Türkmen vilayetlere ihtiyaç vardır. Bunun içinde Telafer ve Tuzhurmatunun ivedilikle gündemi alınmasını ve 2 Türkmen Vilayeti’nin oluşturulmasını biz geçmişte de teklif ettik, bugün bir kere daha teklif ediyoruz. Kerkük, Musul gibi ihtilaflı bölgelerde yani Arap, Kürt, Türkmenlerin hemen hemen neredeyse eşit oranda yaşadığı bu şehirlerde de mutlaka dönüşümlü Belediye Başkanlığı, Valilik İdaresi ile buralarda huzurun ve barışın tesir edilmesini arzu ediyoruz istiyoruz. Peşmerge Kerkük’ten çıkarıldığı gibi tabii PKK ile birlikte diğer bu ihtilaflı bölgelerin tamamından çıkarılmasının zaruri olduğunu çünkü orada varlığını devam ettirdiği sürece yarın ilk fırsatını bulduğunda Amerika ile birlikte yine Araplara ve Türkmenlere saldırarak orada kendi hâkimiyetini kurmak isteyecektir. Amerika'nın da beklediği şey nedir? Açıkça söylüyorum ABD, Suriye'nin kuzeyini önceliğine almıştır. Suriye'nin kuzeyini hallettikten sonra hedefi Irak'ın kuzeyi ve daha sonra da Türkiye olacaktır. Bu çok açık ve beyandır. Bizim de buna karşı tedbirlerimizi almamız en doğal hakkımızdır. Bu öngörülerİ yapıyoruz, uyarıyoruz, geçmişte yaptığımız öngörüler dikkate alınmadı ve bu noktalara geldik. İnşallah bu yaptığımız öngörüler dediğim gibi tedbire yönelik açıklamalar, tavsiyeler dikkate alınır. Bundan sonra en azından en doğru Politikalar üretilir ki şu anda doğru politikalar üretiliyor hem içerde hem dışarıda hem terörle mücadelede hem Suriye'nin kuzeyi ile ilgili hem Suriye'nin bütünlüğü ile ilgili hem Irak’ın Kuzeyi ile ilgili şu anda çok doğru politikalar üretiliyor, doğru Politikalar yürütülüyor. İnşallah bu Politikalar aynı kararlılıkla sonuna kadar yürütülür ve dediğim gibi hem Suriye'nin kuzeyinde bir yere PYD YPG varlığını tamamen ortadan kaldıracak seviyeye yükselir. Hem de Irak'ın kuzeyinde asla ve kata bir Kürt, Arap, Türkmen Savaşı çıkaracak ya da tamamen o bölgede emperyalistlerin ve Siyonistlerin oyuncağı olacak bir devletçiğin kurulmasına müsaade edilemez.”
Viyana da Türk vatandaşlarının köpeklerle aranmasına tepki gösteren Genel Başkanımız Mustafa Destici, “13 Ekim tarihinde Avusturya Viyana hava alanında bizim vatandaşlarımız köpeklerle aranmaya kalkışıldı. Bu çok çirkin bir davranıştır. Avusturya hükümeti adeta köpekleşti. Avusturya hükümetinin bu köpekliği terk etmesini ve dolayısıyla da bununla ne Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ne Türk milletini ne de orada yaşayan Türk vatandaşlarımızı yıldıramayacağını, sindiremeyeceğini bilmesini ve bu aşağılık tavırdan vazgeçmesini ve bir daha da asla ve kata buna tenezzül etmemesini tevessül etmemesini biz salık veririz. Avusturya hala dediğim gibi Türk ordusunun Viyana kapılarına dayandığını unutamamış hala o korkuyla yaşamaya devam ediyor ama korktuğu bir gün başına gelir inşallah. "
Başbakan’ın açıkladığı ekonomik tedbirleri değerlendiren Genel Başkanımız Mustafa Destici,”Ekonomi ile ilgili tehlike çanları çaldığını, ekonomimizin şu anda iyi bir durumda olmadığını, kırılgan halinin devam ettiğini hep birlikte görüyoruz ve müşahede ediyoruz. Özellikle dövizdeki artış, enflasyondaki artış buna bağlı olarak faizlerdeki artış tabii önce ücretli kesimimizi etkiliyor. Bunlarda dükkâna, çarşıya, pazara zam olarak yansıyor.
Öncelikle ücretli kesimimizi, asgari ücretlerimiz ki bunlar açlık sınırı altında bir maaşla geçinmeye çalışıyorlar. Emeklilerimiz, çiftçilerimiz aynı durumda. Öbür taraftan esnafımızı imalatçımızı, üretici de etkiliyor. Dolayısıyla da etkilememesi zaten mümkün değil. Bunlar ilgili bir takım tedbirler alınıyor ama bunlar bu tedbirler zam olarak kendini göstermemeli. Zaten ezilen vatandaş bir kere daha ezilmiş oluyor.” dedi.
Ana Muhalefet Partisi’nin erken seçim çağrısını değerlendiren Genel Başkanımız Mustafa Destici, “Bence CHP erken seçim çağrısından önce bir uyum yasaları çağrısı yapması lazım. Yani uyum yasaları siyasi partiler yasası’nın demokratikleştirilmesi, seçim kanunun demokratikleştirilmesi niye bunlarla ilgili çağrı yapılmıyor. Mecliste bunlarla ilgili teklifler, öneriler verilmiyor. Neden? Çünkü hepsi nemalanıyor bundan. Şundan utanmıyorlar hala 1980 darbecilerinin yaptığı siyasi partiler ve seçim yasasıyla Türkiye'yi yönetmekten ya da o yasayla seçilip meclise girmekten, partilerini o yasayla yönetmekten hala utanmıyorlar mı? Bence utanmaları lazım. Darbecilerin hepsi ölmüş gitmiş ama biz hala o darbecilerin yaptığı Siyasi partiler yasası ve seçim kanunuyla Türk siyasi hayatımızı şekillendiriyoruz. Artık yeni sistem geldi. 16 Nisan'dan sonra artık yürütme Meclisin dışından çıkacak. Onun için yönetimde istikrar gerekçesinin barajla ilgili, özellikle yüzde 10 seçim barajı ile ilgili hiçbir geçerliliği kalmamıştır. Meclisi güçlendirmek, hem temsilde adaletin sağlanması hem denetim görevini tam olarak yapması lazım. Meclisin güçlendirilmesi bunun içinde barajın sıfırlanması, kaldırılması ve milletvekillerinin ön seçimde tercihli sistem ile belirlenmesi, siyasi partilerin seçimlerde yasal işbirliğinin önünün açılması, seçim sisteminin değiştirilmesi, milletle vekilini gerçekten iç içe yapacak bir sisteme Türkiye'nin kavuşturulması gerekiyor.”
Son Halife Abdülmecit Efendi'nin köşkünde sergilenen ve büyük tepki sergiyi de değerlendiren Genel Başkanımız Mustafa Destici, “Öncelikle bunu kınadığımı bunun sanatla da izah edilemeyeceğini bir kere daha buradan ifade etmek istiyorum. Biz zaten serginin içeriğine karşı olduğumuzu, yapıldığı yer açısından da doğru bulmadığımızı yanlış bulduğumuzu ifade etmiştik. Ama bununla birlikte oraya saldırı yapılmasını da doğru bulmuyorum. Yani bu işin üç beş kişinin saldırısıyla değil bizzat devletin buna müsaade etmemesi lazım. Yani bu tür şeyler devletimizin tedbir alması lazım, bizim ecdadımızı aşağılayacak, küçük düşürecek, aynı zamanda bizim toplumumuzun ahlak kurallarına uymayan, ahlaki yapımıza uymayan milli ve manevi değerlerimize uymayan dediğim gibi birtakım icatların ya da birtakım eserlerin sanat adı altında toplumumuzda sunulmasını doğru bulmuyorum. Bizim sanatımız bu değil. Bu Türkiye'yi değerlerinden kopartmaktır. Yozlaştırma aracıdır.”
Bir gazetecinin yeni kurulan parti ile ilgili düşünceleriniz nedir? Sorusunu cevaplayan Genel Başkanımız Mustafa Destici, “Türk milliyetçilerinin ülkücülerin ayrışmaya değil birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğu bir süreçten geçiyor dedim. Ama o arkadaşların böyle bir tercihi oldu. Tercihlerini de saygı duyuyorum. Ama ortaya çıkan kadroya kurucular kuruluna da baktığımız zaman zaten bir ülkücülük ya da Türk milliyetçiliği iddiasında değil de daha çokluğu Merkez iddiası olan bir siyasi parti ile karşı karşıyayız. Hayırlı olsun.”