Bilim Kurulu Üyesi Şener açıkladı: 'Omicron varyantında pik seviyeyi Şubat ayında bekliyoruz'
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, Omicron varyantının tırmanacağı pik seviyeyi Şubat ayının ilk iki haftasında beklediklerini söyledi.
Daha önce deneyimlenen ve istenilen düzeyde sonuç alınamayan kapanma tedbirlerinin gündemde tutulmasının faydası olmadığını belirten Prof. Dr. Şener, “Daha önce deneyimleyip istenilen düzeyde sonuç alamadığımız kapanmayı gündemde tutmanın faydası yok. Bu tip önlemler sağlık sisteminin tıkanma ihtimali oluştuğunda alınıyor. Şu anda sağlık sisteminde tıkanma yok” dedi.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Öğretim Üyesi ve Sağlık Bakanlığı Korona Virüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, vaka artışları ve son zamanlarda sıkça gündeme gelen kapanma tedbirleri hakkında İhlas Haber Ajansı'na (İHA) konuştu.
“Omicron varyantındaki pik seviyeyi Şubat ayının ilk iki haftasında bekleyebiliriz”
Prof. Dr. Alper Şener, Omicron varyantlı vaka artışlarının tedbirlerle bağdaştırılmasını doğru bulmadığını belirterek, “Çünkü Omicron varyantı aşılanma oranları yüksek olan ülkelerde dahi çok ciddi şekilde yüksek vakalara sebep oldu. ABD 1 milyona yakın, Fransa 200 bin vaka bildirdi. Almanya ve İngiltere'de de yüksek vaka sayıları devam ediyor. Türkiye'de de vaka tırmanışı devam edecektir diye düşünüyorum; ancak bu vakaların tamamı Omicron varyantı değil. Delta ve Delta Plus varyantıyla birlikte Omicron el ele gidiyor. Bu durum bizim açımızdan özellikle birkaç hafta daha tehlike barındırıyor; çünkü Omicron varyantı olgularında karşı karşıya kaldığımız hastaneye yatış oranı daha düşükken, Delta ve Delta Plus varyantlarında hala yüksek. O yüzden Omicron varyantının tırmanacağı pik seviyeyi şubat ayının ilk iki haftasına kadar ki zaman dilimi içerisinde bekleyebiliriz” dedi.
“Omicron vakalarının artışı aşı ve aşılama perspektifiyle alakalı”
Omicron varyantının Türkiye'de baskın olarak İstanbul'da görüldüğünü hatırlatan Prof. Dr. Şener, “Diğer illerde de yavaş yavaş yayılacağını düşünüyorum. Diğer illere yayılmasıyla birlikte vaka sayıları daha da yükselecektir; ancak burada üst sınır tahmin etmek çok zor. Şu anda dünyadaki vaka sayısı, salgının başından beri görülen en yüksek vaka sayısı. Bu, Türkiye'deki vaka sayılarına da yansıyacak. Bu vaka sayılarının da tedbirlerle ilişkili olabileceğini düşünmüyorum. Daha çok aşı ve aşılama perspektifiyle alakalı” diye konuştu.
“Her ne olursa olsun virüs, aşıdan kaçabilen bir varyant formuna döndü”
Alper Şener, Omicron varyantı ile Covid-19'un sona ereceği söylentilerini de şöyle yorumladı:
“Omicron varyantının Covid-19'un son varyantı olacağı uzun zamandır dillendiriliyor. Omicron varyantında daha önceki varyantlardan görmediğimiz bir genom dizisi var. Bu da mevsimsel korona virüsle hemen hemen aynı diziye sahip. Acaba 'Omicron ile birlikte Covid-19, mevsimsel bir korona virüse dönüyor olabilir mi?' diye düşündürüyor. Omicron varyantının ilk tespit edildiği hastada uzun dönem Delta pozitif devam etmiş, daha sonrasında da değişime uğrayarak Omicron varyantına dönüşmüş. Bu dönüşümün tetiklenmesi virüsün doğal süreci mi yoksa olmaması gereken bir değişim mi? Önce buna karar vermek gerekiyor. Her ne olursa olsun virüs gerçek anlamda çok değişti ve aşıdan kaçabilen bir varyant formuna döndü. O yüzden hatırlatma dozlarını çok önemsiyoruz, antikor sayısı ne kadar yüksekse o kadar iyi korunacaksınız.”
Şener, Omicron varyantında diğer varyantlarda olduğu gibi akciğerdeki hücrelerin birbirine yapışmadığını ve bunun sonucunda da hastaneye yatış oranlarının ve akciğerdeki hasar oranının çok daha az olacağını söyledi.
“Daha önce deneyip istenilen düzeyde sonuç alamadığımız kapanmayı gündemde tutmanın faydası yok”
Son dönemde sıkça konuşulan “Kapanma tedbirleri yeniden alınacak mı?” sorusuna da cevap veren Şener, sözlerini şöyle tamamladı:
“Kapanma veya diğer tedbirlerle ilgili kişisel görüşüm bu konunun üzerinde çok gereksiz durduğumuz yönünde. Okulları kapattığımız dönemde insanlar bunu tatil olarak algıladı ve tatil yerlerine gitti. Kimse o süreci insan hareketinin durdurulması ve virüs yayılımının azaltılması olarak algılamadı. Kapanma gibi kavramları konuştuğumuz zaman yeniden aynı şeylerle karşılaşacağız. Daha önce deneyimleyip istenilen düzeyde sonuç alamadığımız kapanmayı gündemde tutmanın faydası yok. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer de eğitime yönelik bir önlem alınmasını gerektirecek bir durum olmadığını söylemişti. Toplumsal açıdan bakacak olursak da bence kapanmaya gerek yok; çünkü bu tip önlemler sağlık sisteminin tıkanma ihtimali oluştuğunda alınıyor. Şu anda sağlık sisteminde tıkanma yok; ancak olursa Sağlık Bakanlığı zaten bununla ilgili gerekli kararı alır."