Bilim Kurulu Üyesi Özlü: Tedbirlere uyarsak ikinci dalgayı uyandırmayız
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, "Henüz birinci dalgayı atlatmış değiliz, bitirmek üzereyiz, iyi gidiyor. Bayram sonrasında rakamların daha da düşeceğini ve kontrolün artacağını umuyorum. Tedbirlere uyarsak ikinci dalgayı uyandırmadan normal hayatımızı virüsten geri alabileceğimize inanıyorum" dedi.
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, Youtube ve Twitter hesaplarından yaptığı videolu paylaşımda, Türkiye için şu anda ikinci dalga olasılığından ziyade, birinci dalgayı tam olarak bitirmek üzerine odaklanmak gerektiğini kaydetti. Prof. Dr. Özlü, "Çünkü biz henüz birinci dalgayı atlatmış değiliz, bitirmek üzereyiz, iyi gidiyor. Şu an itibarıyla eğer bir gecikme olmazsa bayram sonrasında rakamların daha da düşeceğini ve kontrolün artacağını umuyorum" dedi.
'TERBİRLERİMİZİ AKSATMAMALIYIZ'
Ramazan Bayramı göz önüne alındığında beklenmedik bir kalabalıklaşmanın olması durumunda sürenin uzayabileceği, tekrar geriye dönüş olabileceği uyarısında bulunan Prof. Dr. Özlü, "Ama gördüğüm kadarıyla bugüne kadar kontrollü sosyal yaşama geçiş döneminde de önemli ölçüde bir geriye dönüş olmadı. Günlük dalgalanmalar oldu; ama bunlar makul düzeyde öngörülebilir düzeyde kaldı. Bu da sevindirici. Bence ikinci dalga olasılığı daha sonra ortaya çıkacak bir risk, şu anda biz birinci dalganın bir an önce tamamlanması noktasında hepimiz gayret ediyor olmalıyız. Tedbirlerimizi aksatmamalıyız, bir an önce bu süreci bitirmeliyiz" mesajını verdi.
'İKİNCİ DALGANIN KONTROLÜ DAHA KOLAY OLABİLİR'
Prof. Dr. Özlü, ikinci dalga olasılığının her zaman olduğunu, birinci dalgayı kontrole alıp bitirmiş Çin, Güney Kore ve Singapur’da aradan bir süre geçtikten sonra tekrar vakaların görüldüğünü hatırlatarak, "Ama ikinci dalga konusunda biz birinci dalgaya göre daha donanımlı, daha deneyimliyiz, daha başarılı olacağımıza inanıyorum. Çünkü virüsü tanıdık, onunla başa çıkabileceğimizi biliyoruz, aldığımız tedbirlerin işe yaradığını gördük, virüsü yenebileceğimizi gördük. Dolayısıyla ikinci dalga konusunda, elbette böyle bir olasılık var; ama onun kontrolü daha kolay olabilecektir diye düşünüyorum" dedi.
'DİKKAT EDİLİRSE İKİNCİ DALGA OLMAYACAKTIR'
Türkiye'de kontrollü sosyal hayata geçişin ikinci dalgayı başlatmayacak şekilde planlandığının altını çizen Tevfik Özlü, "Bunlara dikkat edilirse ikinci dalga Türkiye’de olmayacaktır, olmaması gerekir. 'Kontrollü sosyal' hayat denmesinin sebebi zaten bu. Yani ikinci dalgaya izin vermeyecek şekilde tedbirler alınarak normalleşmeye geçmemiz lazım. Burada en önemli şey, vazgeçilmez olan şey sosyal mesafenin korunması. Her yerde her zaman her ortamda herkes için her koşulda vazgeçilmez olan şey diğer insanlarla 1-2 metrelik mesafeyi korumak, o çok önemli. İkinci dalgadan korunmak için en önemli korunma tedbiri bu" ifadelerini kullandı.
'YAZIN BULAŞMA HIZI KESİLEBİLİR'
Prof. Dr. Özlü, kalabalık alanlarda maske kullanmanın ve evden dışarı çıkışları zorunlu hallerle sınırlamanın da önemine dikkat çekerek, şunları söyledi:
"Keyif için, eğlenmek, vakit geçirmek için evden çıkarsak, bu durumda kalabalık sokaklara, caddelere, AVM’lere, mağazalara değil, tenha yerlere, doğaya insanların olmadığı kırsal alanlara gidip orada vakit geçirmek, doğayla hemhal olmak güvenli olacaktır. Bunu tavsiye ederim. Tabii el hijyeni ve yüzey temizliği de önemli. İyi havalandırılmayan, klimalı kapalı mekanlardan mümkün olduğunca uzak kalınmalı. Bunları yaparsak ikinci dalgayı uyandırmadan normal hayatımızı virüsten geri alabileceğimize inanıyorum. Tabii bu bir süreç, bizim bu öngörülerimiz, varsayımlarımız koşullara bağlıdır. Beklenmedik bir risk ortaya çıkarsa bu süre uzayabilir veya daha dikkatli olursak daha da kısalabilir. Umarım önümüzdeki günlerde yazın da gelmesiyle havaların ısınması, nemin azalması, güneşin bol bol ultraviyolesinin virüsü kontrol etmede etkili olması, D vitamini sentezimizin artması, dolayısıyla bulaşmanın da hızının kesileceğini, daha mutlu, daha umutlu günlere varacağımızı varsayıyorum."