BATI MEDENİYETİNİN KATİLLERİ GAZZEYİ YOK EDİYOR

BATI MEDENİYETİNİN KATİLLERİ GAZZEYİ YOK EDİYOR

Mazlumder Kayseri Şubesi tarafından organize edilen İnsan Hakları Okulu seminerleri devam ediyor. Mazlumder Kayseri Şubesi tarafından ilki Kasım ayının başlarında gerçekleştiren İnsan Hakları Okulu Seminerlerinin ikincisi 18 Kasım Cumartesi günü Sivil Toplum Kuruluşları Merkezi’nde gerçekleştirildi. Avukat Fevzi Konaç’ın konuk olarak katıldığı programın bu haftaki konusu ise “İnsan Hakları Tarihi” olarak belirlenmişti.

İnsanlık tarihinin serüveni hakkında kısa bilgiler ile sözlerine başlayan Konaç, bu program beni seneler önce Ankara Hukuk Fakültesinde yine insan hakları konulu yapmış olduğum seminere götürdü diye sözlerine başladı.  İnsan hakları deyince başta insanın yaradılıştan itibaren temel hakkı vardır.  Bu yaratılma ister güneyde olsun ister se de kuzeyde olsun, ister siyah olsun ister beyaz olsun, ister en doğuda olsun isterse de en batıda olsun insan olarak temel haklara doğumla birlikte sahip olmuş olur diye sözlerini devam ettirdi.

Konaç, yaşadığımız yaklaşık 2000 yıllık süreç içerisinde, 1948 yılına kadar yaşanan onca savaştan sonra Birleşmiş Milletler tarafından 10 Aralık 1948 yılında İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi yayımlandı. İnsanlığın tarihi boyunca ilk insan hakları ihlali Hz Adem’in çocukları arasında yaşandı. İlk insanın oğlu olan Kabil kardeşini kıskanıyordu ve onu öldürdü. Böylece ilk ihlal ve ilk öldürme gerçekleşmiş oldu şeklinde sözlerini devam ettirdi.

İnsan hakları ile ilgili olarak ilk belge 1215 yılında İngilizler tarafından Büyük Özgürlükler Sözleşmesi (Magna Carta) adıyla yayımlandı diye devam eden Konaç, daha sonra Fransız Devrimi tabanlı Yurttaşlık Bildirisi 1789 yılında yayımlandığını, hâlbuki Magna Carta’dan yaklaşık 600 yıl önce, Özgürlük Sözleşme ’sinden 1150 yıl önce İslam Medeniyetini esas alan “Medine Vesikası” yayımlanmış olduğunu sözlerine ekledi.

İnsanlık tarihini Magna Carta’ya kadar götüren olayların başında 1200 yıllarındaki engizisyon kararlarının olduğunu, 1200’lü yıllarda başlayıp 1800’lü yılların sonuna kadar devam eden engizisyon ve engizisyona ait işkence aletlerinin bir utanç vesikası olduğunu hatırlatan Konaç, engizisyon kararları ile yaklaşık bir milyon kadının öldürüldüğünü de ifade etti.  

Devam eden yıllarda insan hakları ihlallerinin birbirini izlediğini, yüz yıl savaşları ile devam ettiğini, 1492 yılında Kolomb tarafından Amerika’nın keşfi ile birlikte 12 milyon Kızılderili’nin öldürüldüğünü de belirtti. İngilizler tarafından Avustralya’nın yerlileri olan Aborjinlerin öldürülmesini, Fransızlar tarafından Cezayir’de 1,5 milyon insanın katledilmesini, birinci ve ikinci dünya savaşı ile birlikte insanların sebepsizce öldürülmeleri izledi ve insanlar yurtlarından edildiler diyerek sözlerini devam ettirdi.

İkinci dünya savaşında daha fazla insan ölmesi için Amerikalılar tarafından Japonya şehirlerine saat 8.15 de atom bombasının atılması yaklaşık 400 bin insanın yanarak ölmesi ile sonuçlandığını sözlerine ekledi.  Arkasından 1948 yılında İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi yayınlandığını, ancak 1980, 1990 ve 2000’li yıllarda yeniden savaşlar, işgaller ve öldürmelerin başladığını belirtti. Şimdi ise insanlığın gözünün içine baka baka bir avuç Filistinliyi yerlerinden yurtların edildiğini, kucaktaki çocukların öldürüldüğünü, adeta bir insanlık dramı yaşandığını beyan etti. Bu katliamı yapanların ise 1948 yılında İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine imza atmış olan batı medeniyeti ve batı medeniyetinin kanlı evlatları diye sözlerini devam ettirdi.

Programın sonunda “… oysaki tabi olduğumuz İslam medeniyeti bize öldürmeyi değil yaşatmayı emrettiğini, bir insanı öldürmenin bütün insanlığı öldürmek gibi sayıldığının” altını çizerek sözlerini tamamladı.  

Google+ WhatsApp