Bakan Yılmaz: OECD ülkeleri arasında en çok eğitim harcamasını artıran ülke Türkiye´dir.
Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, millî gelirden eğitime ayrılan pay konusunda büyük bir artış sağlandığını, OECD Ülkelerinin Eğitimine Bakış Raporu´nun yeni yayımlandığını belirterek, "2010-2014 arasında OECD ülkeleri arasında en çok eğitim harcamasını artıran ülke Türkiye´dir. Bizden sonra İsrail ve İngiltere gelmektedir.” dedi.
Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile birlikte Keçiören Gümüşdere Mahallesi´nde "Vatansever Şehit Tümgeneral Aydoğan Aydın Eğitim Kampüsü"nün temel atma törenine katıldı.
“Teröre verilecek en güzel cevap eğitimidir”
Kampüste yer alacak fen lisesi, sosyal bilimler lisesi ve tarım meslek lisesinin eğitimde iyi bir noktada olan Ankara´yı daha da ileriye taşıyacağını ifade eden Bakan Yılmaz, teröre verilecek en güzel cevabın eğitim olduğunu vurguladı. Yılmaz, "Eğitimle cehaleti yeneceğiz, eğitimle yoksulluğu yeneceğiz. Türkiye´nin iki problemi var. Biri yoksulluk, biri cehalet. ´Yoksul olan evde kavga bitmez´ derler. Cahil olan evde de kavga bitmez. İkisinin de yenilme yeri eğitimdir. " diye konuştu.
Eğitimde kalite ve fırsat eşitliği için önemli bir mesafe katedildiğine dikkati çeken Yılmaz, bütçeden en büyük payı eğitime ayırdıklarını, Türkiye genelinde derslik başına düşen öğrenci sayısını ilköğretimde 36´dan 24´e düşürdüklerini aktardı. Atanan öğretmen sayısını 580 binin üzerine çıkardıklarını, Türkiye genelinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısını ilköğretimde 28´den 17´ye düşürdüklerini, eğitimi teknoloji ile buluşturduklarını, müfredatı yenileme çalışması başlattıklarını anlattı.
"Okul öncesi kırtasiye giderlerini pilot illerde Bakanlık karşılayacak"
Bakan Yılmaz, Bu yıl yüzde 73,94 olan 5 yaş için okullaşma oranını daha da arttırmayı amaçladıklarını söyledi. Yılmaz, "Türkiye´nin nereden nereye geldiğini göstermek için sadece bu okul öncesi eğitimde yakalanan mesafeye bakmak yeterlidir. Bu yıl bu oranı daha da artırmak istiyoruz. Yeni hazırlanan etkinlik kitabı ve öğrenci çalışma materyali 34 pilot ile gönderildi. Okul öncesi çocukların tüm kırtasiye giderlerini pilot illerde Bakanlık olarak biz karşılayacağız." diye konuştu.
Bu yıl bilimsel, kültürel, sanatsal, sportif ve sosyal çalışmaların kayıt altına alınacağını bildiren Yılmaz, "12 pilot ilden başlamak üzere ilkokul 3. ve 4. sınıflara devam eden Türkçe ve matematikten ilave destek ihtiyacı olan evlatlarımıza da ek yetiştirme programı uygulayacağız. Okul sütü programını bu yıl da uygulayacağız." dedi.
Beceri eğitimi için 196 milyon kaynak
Yılmaz, işletmelere beceri eğitimi için bu yılın şubat ayından bu yana kadar iş verenlere 196 milyon lira destek sağlandığını bildirdi. Meslek okullarındaki öğrencileri iş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı sigortaladıklarını, 12 tematik meslek lisesine öğrenci alımına başladıklarını kaydeden Yılmaz, bu yıl ilk defa mesleki ve teknik okulların performanslarının izleneceğini de hatırlattı.
Bu çalışmalara rağmen bazen halka yanlış bilgilerin aktarıldığını gördüklerini dile getiren Yılmaz, söylenenlerin bazılarını düzelttiklerini, bazen de söylenenlerin gerçek olamayacağının halkın feraseti ile bilineceğini, bu değerlendirmelerin halk vicdanında karşılığının olmadığını, gereksiz bir tartışmaya girmemek için açıklama da yapmadıklarını anlattı. Dile getirilen yanlışlardan örnekler veren Yılmaz, "Eğitimden kaygı duyuyoruz" iddiasının doğru olmadığını belirterek, "Biz bizden öncekilerin eğitime verdiği önemden çok daha fazla önemi eğitime verdik, vermeye devam ediyoruz. Çok daha iyisini yaptık." değerlendirmesinde bulundu.
"Eğitime Avrupa ülkelerinden daha fazla kaynak ayırıyoruz"
Birleşmiş Milletler (BM) Kalkınma Programı İnsani Gelişmiş Raporları´nın verilerini özetleyen Yılmaz, milli gelirden eğitime ayrılan pay konusunda büyük bir artış sağlandığını belirterek, "Gelişmiş ülkelerin eğitime ayırdığı paydan çok daha fazla payı milli gelirimizden eğitime ayırıyoruz. Dün Avrupa ülkelerinden daha az kaynak eğitime ayırırken bugün eğitime onlardan daha fazla kaynak ayırıyoruz." diye konuştu.
OECD Ülkelerinin Eğitimine Bakış Raporu´nun yeni yayımlandığını hatırlatan Bakan Yılmaz, "2010-2014 arasında OECD ülkeleri arasında en çok eğitim harcamasını artıran ülke Türkiye´dir. Bizden sonra İsrail ve İngiltere gelmektedir. Fakat onlardan da açık ara öndeyiz. Kamu üniversite harcamasında da açık ara öndeyiz. Bizden sonra Estonya gelmekte. Üniversite öğrenci artış sayısında da yine birinciyiz." değerlendirmesini yaptı.
"Öğretmen maaşlarında dolar bazında artış, yaklaşık 3 kat"
Bakan Yılmaz, "Öğretmen mali açıdan zayıf bırakılmıştır, güçlendirilmemiştir." yönündeki eleştirilerin de doğru olmadığını kaydetti. Türkiye öğretmen maaşlarının son 15 yılda dolar bazında yaklaşık 3 kat arttığına dikkati çeken ve dünyada böyle bir örnek olmadığını ifade eden Bakan Yılmaz, şöyle konuştu:
"2002´de haftada 15 saat ek dersle birlikte 9´a 1 derece kademe öğretmenin maaşı 470 lira, 165 lira ek ders olmak üzere toplam 635 lira alıyordu, bu 378 dolardı. Şimdi öğretmene bin 58 dolar veriyoruz. Dolar bazında artış yaklaşık 3 kat. Bütün Avrupa´da ücretlerde indirim yapılırken Türkiye´de yapılan bu ücret artışının bir benzeri yoktur. Bu nedenle öğretmenin mali haklarının iyileştirilmediği iddiası doğru değildir."
OECD´nun son raporuna göre, 2002-2015 yılları arasında öğretmen maaşlarında İngiltere´de yüzde 5, Fransa’da yüzde 10, Yunanistan´da ise yüzde 18 indirim yapıldığını aktaran Yılmaz, "Rapora göre, Türkiye´de öğretmenlerin aldığı ücret Çek’ten, Estonya´dan, Yunanistan´dan, Macaristan´dan, Polonya’dan, Slovakya’dan ve Slovenya’dan satın alma gücü paritesi bakımından çok daha iyidir. Ülkemiz büyüdükçe refahı arttıkça öğretmenlerimizin mali durumunu çok daha fazla iyileştireceğiz." diye konuştu.
Öğretmen tayinlerinde eş durumunun gözetilmediği yönündeki iddiaların da doğru olmadığını bildiren Yılmaz, bu yılın ağustos döneminde eş özrü nedeniyle başvuran 24 bin 763 kişinin tamamının atamasının yapılarak aile bütünlüğünün sağlandığını söyledi. Geçen yıl da özür taleplerinin tamamının karşılandığını belirten Yılmaz, "Her atama, aile birliği dikkate alınarak gerçekleştirilmektedir. Hiçbir dönemde olmadığı kadar bu husus dikkate alınmakta, özür grubu atamalarının tamamı yerine getirilmektedir." dedi.
"40 bin öğretmen istifasını istedi" yönündeki haberlerin doğru olmadığını kaydeden Yılmaz, "Bu yıl istifa eden öğretmen sayısı 207. Geçen yıl 561 idi. Biz iktidara geldiğimiz 2002´den bu yana 15 yılda istifa eden öğretmen sayısı 10 binin altındadır. Dolayısıyla nasıl olur da 40 bin öğretmen istifasının doğruluğuna inanılır da gazetelerde bu öne çıkarılır?" diye sordu.
4+4+4 eğitim sistemi ile ortaokullarda net okullaşma oranının yüzde 95,68´in üzerine, ortaöğretimde ise yüzde 82´nin üzerine çıktığını dile getiren Yılmaz, bu oranın yükseköğretimde yüzde 42´nin üzerine çıktığını söyledi. Yılmaz, "BM Kalkınma Programı´nın 2016 raporuna göre Türkiye´nin yükseköğretimde brüt okullaşma oranı yüzde 79´dur. Bu oran ile Norveç´ten, Fransa´dan, İngiltere´den, İsviçre´den, Almanya´dan çok daha iyi bir durumdadır." dedi.
Dün akşam bir televizyon programında "İmam hatip lisesi açıyorlar, fen lisesi açmıyorlar." şekilde bir ifade duyduğunu aktaran Yılmaz, iktidara geldiklerinde 50 dolayında olan fen lisesi sayısının 6 kat artarak 300´ü geçtiğini belirterek, "Hiçbir okulu 6 kattan fazla artırmadık." dedi.
"İstiyorlar ki toplumun önüne sis perdesi koysunlar"
Bakan Yılmaz, "Müfredattan Atatürk çıkarıldı" iddialarının da her yönüyle yanlış olduğunu bildirdi. Konuya ilişkin yapılan açıklamalarına rağmen iddianın gündemde tutulmaya çalışılmasını eleştiren Yılmaz, "Bugün söylüyorlar, yarın da, öbür gün de yine söyleyecek. Niye söyleyecek? İstiyorlar ki toplumu kutuplaştırsınlar. İstiyorlar ki toplumun önüne sis perdesi koysunlar." diye konuştu.
Yeni müfredatta Atatürk ve kazanımlarının İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinin dışında, beden eğitimi ve spor, coğrafya, çağdaş Türk ve dünya tarihi, fen lisesi fizik, kimya, matematik, görsel sanatlar, müzik gibi derslerde de bulunduğunun altını çizen Yılmaz, şunları söyledi:
"Hatta bir gazetede köşe yazarı ´Vardar Ovası´nı Atatürk çok severdi, bunu niye çıkardınız?´ diyor. İnsaf. Aç bir oku programı da Vardar Ovası var mı yok mu gör, ondan sonra da yaz. Kimse ile kavga etmek için gelmedik ama derler ya ´Şeytan taşlamaktan tavafa fırsat bulamıyoruz´ diye. İnan ki bunların doğru olmayan ibarelerini düzeltmekten bazen kendi işimize yoğunlaşmaktan vazgeçiyoruz."
Millî Mücadele ve Atatürk ile birlikte Çanakkale Zaferi, İstiklal Marşı, Sarıkamış Harekatı, Kut´ül Amare, 15 Temmuz Demokrasi Zaferi konularının da müfredatta yer aldığını dile getiren Yılmaz, Atatürk´e ilkokul birinci sınıftan itibaren yer verildiğini hatırlattı.
Yılmaz, "Atatürk´ü veriyor muyuz? Veriyoruz. Peki, ne istiyorlar? Herhalde ´Atatürk´ü kendi adresini bilmeyen çocuklara doktora seviyesinde öğretin´ diyorlar. Ondan sonra da bu eğitime bilimsel eğitim diyorlar." dedi. Türkiye´nin satın alma gücü paritesi bakımından 200 ülke arasında 13. sırada yer aldığını aktaran Yılmaz, bunun eğitimle sağlandığını vurguladı.
“Eğer yoksulluk ve cehaletle olan savaşı kazanırsak istiklal ve istikbal de bizimdir”
"Sultan Alparslan´ın duası bizim duamızdır." diyen Yılmaz, şöyle konuştu: "Allah´ım niyetimiz halistir, bize yardım et. Biz kimse ile kavga için gelmedik. Hatalarımız da olabilir, Mevlana´nın dediği gibi ´100´de ısrar etme 90 da olur, insan dediğin noksan da olur.´ Varsa hatamızı söyleyin, düzeltmeye de açığız. Yanlışta ısrarımız yok. Evlatlar bizim, bu ülke bizim. Türkiye´nin yarınını çok daha iddialı bir şekilde inşa edeceğiz. Bizlerden umut bekleyenlerin umudu olmaya devam edeceğiz. Allah´ım sen bizim vekilimizsin. Emir ve kader tamamen senin elindedir. Eğer yoksulluk ve cehaletle olan savaşı kazanırsak istiklal ve istikbal de bizimdir. Allah, yükümüzü taşıyacak güç, ayağımızı sürçtürmeyecek bir akıl ve gönül versin. Allah birlik ve dirliğimizi daim etsin."