Bahçeli: CHP milletvekilinin Türk ordusuna 'satılmış' demesi, Türkiye husumetinin kök salmasıdır
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bir CHP milletvekilinin kalkıp Türk ordusuna 'satılmış' demesi bize göre hesabı sorulması gereken şerefsizliktir, kepazeliktir, Türkiye husumetinin kök salmasıdır. Kahraman Türk ordumuzun satılan, satılmış görülen yeri neresidir?" dedi.
MHP lideri Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasında ilk olarak, Avrupa Şampiyonu olan Ritmik Jimnastik Grup Milli Takımı’nı tebrik etti. Bugün kadınların hayatın her yerinde, her sahasında olduğunu söyleyen Bahçeli, "Bütün kadınlarımızın çehresi ışıklı, üstelik bakışları, aydınlık yarınların müjdesiyle doludur. Kadınlarımız göz nurudur, baş tacıdır, üzerinde yaşadığımız vatan coğrafyasının yükünü bir sevdayla omuzlayan aziz millet varlığının ana direği, ana yüreği, ana fikridir" dedi.
'CHP’YE OY VEREN KARDEŞLERİMİZ HAYAL KIRIKLIĞI İÇİNDEDİR'
Bahçeli, CHP'nin Türkiye'ye cephe almış bir siyaset ayıbı olduğunu belirterek, "Bizim CHP’yle sorunumuz Türkiye’yle sorunu olduğu içindir. Bizim CHP’yle sorunumuz sakat ve sancılı politikalarıyla ilgilidir. Geçen hafta, bir bakıma CHP’ye oy vermeyen öğretmenlerimizi aşağılayan, onlara öğretmen demeyen Kılıçdaroğlu’nun, sorarım sizlere neresi demokrattır? Öğretmene, işçiye, memura, esnafa, emekliye, sanayiciye, işsize, çiftçiye verdiği oy kadar kıymet yükleyen bir siyasi zihniyetin samimiyetinden, insan sevgisinden, müşfik ve muhik muamelesinden söz etmek mümkün müdür? CHP’nin kumaşını kesen kesmiş, tarlasını süren çoktan sürmüştür. CHP’ye oy veren kardeşlerimiz hayal kırıklığı içindedir. Onlara karşı yapılan haksızlıklar, saygısızlıklar diz boyudur. ABD’ye ‘demokrasimize müdahale edin’ çığırtkanlığı yapan bir CHP’nin neresi doğrudur? Türkiye’yi yalanlarla dışarıya jurnalleyen bir CHP’nin nesi düzgün, neresi dürüsttür?" diye konuştu.
'TÜRK ORDUSUNUN SATILAN YERİ NERESİDİR'
Bahçeli, CHP Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın Türk ordusuna yönelik sözlerine tepki göstererek, şöyle konuştu:
"Yine bir CHP milletvekilinin kalkıp Türk ordusuna ‘satılmış’ demesi bize göre hesabı sorulması gereken şerefsizliktir, kepazeliktir, Türkiye husumetinin kök salmasıdır. Kahraman Türk ordumuzun satılan, satılmış görülen yeri neresidir? Terörle mücadelesi mi satılmıştır? Millet ve kanun ordusu oluşu mu satılmış görülmektedir? Fırat Kalkanı’ndan Zeytin Dalı Harekâtı’na, Barış Pınarı Harekâtı’ndan Pençe Operasyonları’na kadar ova ova, dağ dağ, mağara mağara, şehir şehir, deyim yerindeyse köşe bucak hainleri arayan, sonra bulan, bulduktan sonra da imha eden kahramanlar mı satılmıştır? Sınırımızda nöbetçi, gökyüzümüzde kartal, gönlümüzde şükran, dileğimizde dua, dilimizde Peygamber ocağı, tarihte muzaffer bahadırlık olan kahraman Türk askeri mi satılmıştır? Orduya satılmış demek, bedelsiz satılmışlığın, uşaklığın aleni beyanıdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifadesiyle bu zehirli ve zillet CHP anlayışına diyorum ki; askere düşmanlık, düşmana askerliktir. CHP’nin kutuplaşmadığı, kurcalamadığı, kaşımadığı, kanatmadığı, karıştırmadığı geriye ne kalmış ne bırakılmıştır?"
'CHP MİLLİ GÜVENLİK MESELESİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR'
"Doğu Akdeniz’den Afrika içlerine, Suriye’den Katar’a, Dağlık Karabağ’dan Irak’a, Afganistan’dan Kıbrıs’a kadar kahramanlarımızın varlığı, CHP’nin, İYİ Parti’nin, HDP’nin, SP’nin ve bilumum çıkar ortaklarının uykularını kaçırıyor" diyen Bahçeli, Batı’nın oyunlarına ses çıkaramayanların, Katar’la yatıp, Katar’la kalktığını söyledi. Bahçeli, şöyle konuştu:
"Boşa kürek çekiyorlar, boşuna çırpınıyorlar. Bilhassa Türkiye hak ve menfaatlerini muktedir şekilde savundukça Kılıçdaroğlu’nun gözüne perde, gönlüne peçe iniyor. CHP, sokakları tahrik etmiş, vatandaşlarımızı istismara yeltenmiş, fakat başaramamıştır. Sendikaları, sivil toplum kuruluşlarını manipüle etmiş, ne var ki sonuç alamamıştır. Uluslararası toplumu, küresel kuruluşları, husumet lobilerini kışkırtmış, velakin emeline muvaffak olamamıştır. Şimdi de sırayı Türk askeri mi almıştır? Türkiye Cumhuriyeti, pastane liberallerinin, meyhane devrimcilerinin, arada poşu takan, derede mekap giyen, tepeye varınca mermiyi yiyen kanlı bölücülerin, köşeleri kaybolmuş tatlı su kurnazlarının, pos bıyıklarıyla doymayan kursaklarıyla boğazın iki yanına tutunmuş küreselcilerin eline, emeline, heveslerine, hedeflerine terk edilemez, Allah’ın izniyle de terk edilmeyecektir. Artık öyle bir noktaya gelinmiştir ki ismini saydıklarımın çatı ve çıkar örgütü haline gelen CHP bir milli güvenlik meselesine dönüşmüştür. İşte zillet budur. İşte hezimet budur. İşte dalalet, işte cehalet bu kirli anlayışla mündemiçtir."
'FRANSA, TARİHİN YANLIŞ TARAFINDADIR'
Bahçeli, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un iç siyasette sıkıştıkça, Türk ve İslam düşmanlığının dozajını sürekli artırdığını belirtti. Fransa'nın Doğu Akdeniz, Libya, Suriye, Dağlık Karabağ ve Afrika'da Türkiye'nin karşısında olduğunu belirten Bahçeli, "Türkiye hakkın yanındadır, haklının yanındadır, hakikatin yanındadır. Fransa’nın yanında olduğu da terör örgütleri, kanlı şebekeler, bölücü mihraklar, paramiliter gruplar, denizlerde yan kesicilik yapan korsanlardır. Özgürlük diyorlar, eşitlik diyorlar, kardeşlik diyorlar, bunların hepsini göre göre, göstere göstere çiğniyorlar. Fransa Senatosu’nun Dağlık Karabağ ile ilgili hükümsüz, geçersiz ve kağıt parçasından farksız kararı Türklüğün ayakları altındadır. Neymiş, Senato, Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’ni küstahça tanıyormuş. Bu konuda Fransa hükümetine de akıl ve hukuk dışı bir tavsiyede bulunuyormuş. TBMM’de grubu bulunan dört siyasi partinin Fransa Senatosu kararına sert ve isabetli tepkisi kayda değer ve takdire şayan bir duruşun belgesidir. Ermeni sevdası nükseden Fransa her zaman olduğu gibi, tarihin yanlış tarafındadır. Bu Fransızlar ister kabul etsinler, ister etmesinler, ister sevsinler ister sevmesinler, Dağlık Karabağ Azerbaycan toprağıdır, Karabağ Türk’tür, Karabağ ebediyen Türk yurdudur" dedi.
'KİMLERİN HAFTER'İ DESTEKLEDİĞİ ORTADADIR'
Bahçeli, İrini Harekatı kapsamında, bir Alman fırkateyninin hiçbir hukuk kuralıyla hiçbir dostluk ilkesiyle bağdaşmayacak şekilde Türk bandıralı bir ticaret gemisine baskın düzenlediğini anımsatarak, şunları kaydetti:
"Türkiye’nin AB ile karşılıklı saygı ve eşit haklara dayalı diyaloglarını canlandırmak için sıcak mesajlar verdiği bir dönemde, üstelik 10-11 Aralık 2020 tarihlerinde yapılacak AB Liderler Zirvesi’ne sayılı günler kala, Doğu Akdeniz’de vuku bulan provokasyonun izahı yoktur, ifadesi yoktur, saklanacağı hiçbir kılıf da olamayacaktır. Bu korsan müdahale, muhatap hiçbir devletin yanına bırakılmamalıdır. Libya’ya kimlerin silah sevk ettiği, kimlerin Hafter’i desteklediği malumdur, ortadadır. Uluslararası Deniz Hukuku’nun mihenk taşı olan ticari gemilerin seyrüsefer güvenliği ilkesi yok sayılmıştır. Bize göre İrini Harekatı Doğu Akdeniz’de kurulmuş mayınlı bir tuzaktır. 31 Mart 2020’den bu tarafa devrede olan bu harekatın meşruluk temelleri zayıf, güvenirliği sallantıdadır. Taraf ülkeler akıllarını başlarına devşirsinler, Doğu Akdeniz’de önümüzü kesen kim olursa olsun her ihtimali göze almalıdır, bir yaparken bin düşünmek mecburiyetindedir. Mavi vatana karşı boyun borcumuz neyse yapılması gereken odur. Dileğimiz AB Liderler Zirvesi’nde aklı selimin hakim olması, yaptırım yanlışına üye ülkelerin düşmemesidir. Yine dileğimiz, Doğu Akdeniz’de sağduyunun, yapıcı ilişkilerin, dayanışmanın, eşit ve adil paylaşımın hakimiyet kurmasıdır."