Alper Pirşen: Fenerbahçe bir oyuncuyu isterse alır
Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyesi Alper Pirşen, İrfan Can transferiyle ilgili, "Galatasaray bizden önce davransın, kafasını karıştırsın fark etmez. Eğer Fenerbahçe bir oyuncuyu gerçekten isterse alır. Bunun da örnekleri daha önce oldu, tek tek saymama gerek yok" dedi.
Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyesi Alper Pirşen, Süper Lig'in 21'inci haftasında evlerinde 1-0 kazandıkları Çaykur Rizespor maçının ardından açıklamalarda bulundu. Pirşen, “Sezonun en iyi futbolu değil ama şampiyonluk bu tarz maçları kazanmaktan geçiyor. Takımın mücadele konusunda eksikliği olmadı. İstenilen bir performans olmadı belki ama zor şartlar altında oynanan bir maçta mücadele iyiydi. İki takımı da kutluyorum. Buradan alınan 3 puan çok kritikti” diye konuştu.
“SUMUDİCA ZANNEDERSEM TÜRKİYE’DE MİMLENDİ”
Çaykur Rizespor Teknik Direktörü Marius Sumudica’nın kırmızı kart gördüğü pozisyonu yorumlayan Pirşen, “Sumudica’nın diyaloğu bizi ilgilendiren bir durum değil ama hakemi devamlı taciz ettiğini gördük. Hocanın değişik bir üslubu var, zannedersem Türkiye’de mimlendi. Takdir hakları konusunda katılamayacağım. Saha içinde bizim oyuncularımızın iyi niyetli olduğu bazı pozisyonlar vardı. Kendilerini yere bıraksalar ya da oyun oynamak yerine kendilerini faule konsantre etseler, kartlar çıkabilirdi. Samatta’nın kafaya çıktığı bir pozisyon var. Bizim için biraz daha kolay bir maça dönüşebilirdi. Hakeme bağlanacak bir maç değildi, bağlanacaksa da bizim itiraz edeceğimiz noktalar olabilirdi. Oyundan ikinci sarıdan atılan oyuncunun kartı bize göre direkt kırmızı kart. Hatta ilk sarı kartı da kırmızı kartı gerektirebilecek bir pozisyondu. Ama hakem performansı genel olarak kötü. Türkiye’nin genel problemi haline gelmiş bir konu. Hakemlerimiz seyir zevkini yükseltemiyor. Hakemlere genelde pozisyonun içinde ol derler ama hakem pas arası yapacak kadar fazla içindeydi pozisyonların. İyi bir hakem seyretmedik ama sonuca etki etti demek iddialı” ifadelerini kullandı.
“FENERBAHÇE BİR OYUNCUYU GERÇEKTEN İSTERSE ALIR”
Alper Pirşen, Medipol Başakşehir’in yıldızı İrfan Can Kahveci transferindeki son durumla ilgili ise şunları kaydetti:
“Kim daha yakın demeyelim. Bu transferin gündemini Başakşehir tarafından takip edelim. Çünkü konuyla ilgili en çok detayı paylaşan onlar. Bu konuda bir açıklama yapmayacağım. Bu konu biraz benim yaram. Rakip camiayı da biraz eleştireceğim. Transfer piyasasına düşme ihtimali olan ya da kontratı bitmek üzere olan her oyuncu taciz edilmez, her oyuncu ablukaya alınmaz. Bildiğimiz o kadar çok detay var ki. Hepsiyle önceden imzalanan sözleşmeler ve beğendikleriyle sonradan kontratı gerçekleştirmeler var. Bu ligde artık bu durum bütün kulüplerin canını sıkıyor. Biz bu konuda rahatız, Fenerbahçe bir oyuncuyu isterse o oyuncuyu alır. O yüzden Galatasaray bizden önce davransın, kafasını karıştırsın fark etmez. Eğer Fenerbahçe bir oyuncuyu gerçekten isterse alır. Bunun da örnekleri daha önce oldu, tek tek saymama gerek yok. Eğer bir oyuncu Fenerbahçe’yi istemezse, Fenerbahçe de onu istemez. Bu basittir. Ama oyuncunun gönlü varsa ve Fenerbahçe istiyorsa, bu filmin sonu her zaman Fenerbahçe Stadı’nda sonlanmıştır. İrfan Can konusunda aktaracağım başka bir konu yok.”
“BEN OYUNCUNUN YERİNDE OLSAM RAHATSIZ OLURUM”
Galatasaraylı futbolcu Oğulcan Çağlayan’ın eski kulübü Çaykur Rizespor ile olan davası hakkında da görüşlerini dile getiren Alper Pirşen, şöyle devam etti:
“Transfer konularıyla ilgili önemli bir detay var. Oğulcan Çağlayan dosyası bir ara köpürdü, sonrasında sessizliğe gömüldü. Profesyonel bir futbolcu kardeşimiz, zarar görmesini istemeyiz ama öyle ya da böyle kulübünü son 6 haftada yalnız bırakmış bir oyuncudan bahsediyoruz. Sonuçta federasyonun ilgili kurulları bir ceza öngörmüşler. Tazminat kısmına da girmiyorum. Ama dosya bir şekilde öyle bir öteleniyor ki. Benim, konum gereği bulunduğum bir yer orası. Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nda dosyanın yazılması 1 ay sürmüş. Tahkim görüşmesinde biraz oyalandı derken 2,5-3 aydır sonlanmamış bir dosya. Oyuncu ceza alacak mı almayacak mı o bilinmiyor ama daha önemlisi şu, Galatasaray transferlerini yetiştirdi. Oğulcan Çağlayan, geçtiğimiz 6 hafta oynamasaydı Galatasaray’da önemli bir rol oynuyordu. Galatasaray transferlerini yetiştirsin diye mi beklendi bu. Spor hukukunun temel prensibi hızlı olmaktır. Rahatsız edici ve karın ağrıtıcı konular bunlar. Biz hız olduğu için adli yargılamaların dışında seçiyoruz bunu. Hız olmayacaksa neden bu var. Sözleşme sadakati önemli bir konudur. Biz hakemle ilgili kötü bir laf söylesek haftasında ceza alıyoruz. Oyuncu sözleşmesini feshetmiş, üzerinden 6-8 ay geçmiş ama hala ceza alacak mı almayacak mı? Ben oyuncunun yerinde olsam rahatsız olurum bu konudan. Öyle böyle transfer dönemi bitti. Beklentimiz Tahkim Kurulu’nun bu hafta bunu sonlandırması. Umarım derbi öncesi diyerek etki altında kalıp halletmemezlik etmezler, hukuk gereği bu kararın verilmiş olması gerekiyor.”
“28 ŞAMPİYONLUĞUMUZU HERKES KABUL ETMEK ZORUNDA KALACAK”
TFF Başkanı Nihat Özdemir’in 1959 yılından önce yaşanan şampiyonluklarla açıklamaları için ise Alper Pirşen şunları dedi:
“Nihat Bey geçmişteki başvurulara bakacağını söyledi. Fenerbahçe’nin böyle bir başvurusu yok. Tahkim Kurulu’nun tarafsızlıklarından şüphe edildiği için böyle bir başvuru yapılmamış. Bu sadece Fenerbahçe’nin konusu değil. Şampiyonlukları sayılmayan Göztepe, Altay gibi kulüpleri de cesaretlendiririz. Biz Türkiye’nin en büyük ve en çok şampiyon olan kulübüyüz. 28 tane helal şampiyonluğumuz var. Yerelleri saymıyorum. Bunun masa başı bazı oyunlarla, kimlerin yaptığını ve hangi camianın nasıl dominant bir lobisinin olduğunu herkes biliyor, mevzuat böyle denilerek savunulması komedi. Hangi döneme geldiğinin ismini anmak bile istemiyorum. Bunu gören zaten hukuki bir dayanağı olmadığını söyler. Bu durum Beşiktaş için esnetildi. Bizim daha çok gerekçelerimiz var ve tazminat boyutunu da değerlendiriyoruz. Taraftarlarımıza bunun müjdesini vereyim, bu sürece aşırı inanıyoruz. 28 şampiyonluğumuzu herkes kabul etmek zorunda kalacak. Yıldız bizim için önemli değil. Ama bu ülkenin en büyük futbol takımı olduğumuz çok yakında tescillenecek. Çok büyük bir şey değil ama tazminat konusunda 1 lira bile bize yapılan haksızlığın sembolü olacaktır.”