Erdoğan: Türkiye insanlığın onurunu kurtarmıştır

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye, Suriye meselesindeki duruşu ile küresel vicdanın sesi olmuş, insanlığın onurunu kurtarmıştır" dedi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Conrad Otel'de düzenlenen Somali Altıncı Yüksek Düzeyli Ortaklık Formu açılışına katıldı. 

Toplantının açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Somali'de yaşanan değişime ve gelişime dikkat çekerek, "Somali ayağa kalkmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanı Sayın Mahmud nezdinde Somalili kardeşlerimi çabalarından ötürü tebrik ediyorum. Türkiye, Somali halkının güven ve barış içinde bir hayat sürebilmeleri için destek olmayı sürdürecektir. Somali kritik bir süreçten geçiyor. Devleti bütün kurumları ile birlikte yeniden yapılandırılması, engellerle dolu zahmetli bir yoldur. Federal yapının oluşturulması, yeni anayasanın kabulü, seçimlerin yapılması gibi kilometre taşları her ülkenin tarihinde uzun tartışmaların sonucunda oluşabiliyor. Somali federal hükümetini ve bölgesel yönetimlerin kararlarını verirken Somali'nin geleceğini koruyacağına inanıyorum" diye konuştu.

"SOMALİ ÜLKEMİZİN AFRİKA KITASINA BAKIŞ AÇISININ SEMBOLÜ OLMUŞTUR"

Yaşanan bu süreçte Türkiye'nin Somali'ye destek olacağını söyleyen Erdoğan, "Biz bu desteğimizin bir tezahürü ve dayanışmamızın sembolü olarak dünyadaki en büyük büyükelçiliğimizi Mogadişu'da inşa ettik. İnşallah önümüzdeki aylarda büyükelçiliğimizi açmak üzere Mogadişu'yu ziyareti planlıyorum. Mogadişu Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ni geçtiğimiz yıl hizmete açmıştım. Yine bir sivil toplum kuruluşumuz tarafından inşa edilen kadın ve çocuk hastanesi de önümüzdeki günlerde hizmete girecek. Askeri eğitim tesisimizin de faaliyetlerine başlamasını planlıyoruz. Mogadişu'yu ziyaret ettiğimizde STK'lar tarafından işletilen üniversiteler, okulları, yetimhaneleri, dikilen sokak lambalarını görürsünüz. Somali'nin bugün acil ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağının yetişmesi için binin üzerinde Somalili öğrenciye burs veriyoruz. Türkiye tüm devlet kurumları ile resmi ve gönüllü çalışanları ile Somali'nin yeniden inşasına omuz veriyor. Somali ülkemizin Afrika kıtasına yönelik bakış açısının adeta sembolü olmuştur" şeklinde konuştu.
Somali'nin gelecekte yardımlara bağımlı olmadan tüm kurumları ile işleyen bir ülke olabilmesi için kalkınma projelerinin şart olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Somalili kardeşlerimizin günlük hayatlarını rahatlatma yönünde yapacağımız iyileştirmelerin, ülkenin terör belasından da kurtulmasın katkı sağlayacağına inanıyorum. Somali'deki Türk modelinin başarısının altında yatan işte bu anlayışla hareket ediyor olmamızdır. Uluslararası ortakların da aynı yaklaşımla Somali'ye destek olmalarını bekliyoruz" dedi.

"ZULMÜN BÜYÜĞÜ BALİSTİK FÜZELERLE, VARİL VE MİSKET BOMBALARI İLE YANI BAŞIMIZDA YAŞANIYOR"

Türkiye'nin de içerisinde bulunduğu bölgede yaşananlara değinen Erdoğan, "Hiçbirimizin ne kadar uzakta yaşanırsa yaşansın ortaya çıkan dramlara kayıtsız kalması mümkün değildir. Maalesef sınırlar günümüzde, daha önce olmadığı kadar erozyona uğramış, anlamını yitirmiştir. Suriye ve Irak'ta yaşanan hadiselerde olduğu gibi terörizm, istikrarsızlık ve göç sorununun yüzlerce ülkeyi etkilediğini görüyoruz. Yıkılan devlet yapılarının yol açtığı savaşlar, karışıklıklar, acılar ve göçler hepimizin gözleri önünde cereyan ediyor. Derme çatma botlarla umut yolculuğuna çıkan mültecilerin azgın dalgayla sönen hayatları, parçalanan aileleri, yetim ve öksüz çocuklar asla unutulmaması gereken gerçeklerdir. Her akşam seyrettiğimiz haberlerde şahit olduğumuz bu acı tablo, Suriye'deki insanlık dramının yansımalarının bir kısmıdır. Şu ana kadar 400 bini aşkın insanın öldürüldüğü Suriye'ye insanlık olarak duyarsız kalmamız mümkün değildir. Zulmün ve katliamın daha büyüğü balistik füzelerle, varil ve misket bombaları ile yanı başımızda yaşanıyor. Suriye'de yaşanan iç savaş 5'inc, yılına girdi. Şu ana kadar 400 bini aşkın insan hayatını kaybetti. 12 milyon insan yerini yurdunu terk eti. Bunların kimi kendi ülkesinde, kimi başka ülkelerde mülteci durumuna düştü. Türkiye olarak komşumuzdaki bu duruma sessiz kalamazdık. Bugün ülkemiz dinine, diline etkin kimliğine bakmadan 3 milyonu aşkın sığınmacıya ev sahipliği yapıyor. Türkiye, dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke konumunda. Türkiye aynı zamanda dünyada milli gelirine oranla insani kalkınma yardımlarını en fazla arttıran ülke olmuştur. Türkiye, Suriye meselesindeki bu duruşu ile küresel vicdanın sesi olmuş, insanlığı onurunu kurtarmıştır. Biz bunları çıkar hesabıyla değil insani duruşumuzun bir gereği olarak yapıyoruz. Fakat durum artık Türkiye'nin kendi imkanları ile kaldırabileceği bir yük olmaktan çıkmış bulunuyor. Son dönemde rejim ve destekçisi ülkeler Halep ve Türkmen bölgesi başta olmak üzere Suriye'nin kuzeyindeki hava saldırılarını yoğunlaştırdılar. Suriye'nin kadim şehirleri tarihinde görülmemiş şehirde yok ediliyor. Bu saldırılarda sadece son on günde çoğu sivil 600 üzerinde masum insan hayatını kaybetmiştir. Bu saldırılar güney sınırımızda yeni bir göç dalgası oluşturdu" ifadelerini kullandı.

"İYİ TERÖRİST, KÖTÜ TERÖRİST AYRIMINA GİTMEK TERÖRE DESTEK VERMEKTİR"

Suriye'de yaşanan kaosun Daiş, El Nusra, PYD ve YPG gibi terör örgütleri için ortam sağladığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Suriye şu an terör ihraç eden bir ülke konumuna gelmiştir. Türkiye, Suriye kaynaklı tehditlerin acısını en fazla hisseden ülkedir. Sınırımız sadece Suriye ile 911 kilometredir. Teröre ve terörü destekleyen ülkelere karşı tüm devletlerin ortak bir duruş sergilemesi gerekiyor. Bu konuda 'amalı' 'fakatlı' ifadeler kullanmak, 'iyi terörist', 'kötü terörist' ayrımına gitmek, daha önce gördüğü irtibatı şimdi yok saymak, teröre destek olmaktır. Bu tarz bir duruşla terörle başarılı bir mücadele olamayacağını herkesin idrak etmesi gerekiyor. Biz Türkiye olarak 30 yıldır bölücü terör örgütü ile mücadele ediyoruz. Bizim nazarımızda terör örgütleri arasında fark yoktur. El Şebap ile El Nusra, PKK, YPG, PYD arasında ayrım göz etmiyoruz. Terör kim tarafından yapılırsa yapılsın terördür. Bu tehdide karşı kararlı şekilde mücadele edilmelidir. Temennimiz bu anlayışın istisna olmaktan çıkıp tüm ülkeler nezdinde ortak bir hareket tarzına dönüşmesidir" 

Google+ WhatsApp