Terör örgütleriyle mücadelede kararlılık vurgulandı
Başbakan Yıldırım, Çankaya Köşkü’nde bir araya geldiği ABD Başkan Yardımcısı Biden ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Başbakan Binali Yıldırım, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile Çankaya Köşkündeki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında yaptığı konuşmada, görüşmede, 15 Temmuz kanlı darbe girişimi başta olmak üzere bölgesel konularda, fikir alışverişinde bulunma fırsatı yakaladıklarını söyledi.
ABD-Türkiye ilişkilerinin çok uzun tarihi bir geçmişi olduğunu ifade eden Yıldırım, zaman zaman yaşanan olaylarla bu köklü ilişkilerin yara alması ve olumsuza dönüşmesine asla müsaade etmemeleri gerektiğini vurguladı.
Silahlı kuvvetler içerisinde, askeri elbise giymiş terörist grupların gerçekleştirmeye çalıştığı 15 Temmuz darbe girişiminin, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dirayetli duruşu, hükümetin kararlılığı ve 79 milyon Türk vatandaşının ülkesine, demokrasine sahip çıkmasıyla etkisiz hale getirildiğini ve bu belanın defedildiğini dile getiren Yıldırım, "Bu vesileyle demokrasi uğruna hayatını kaybeden, seve seve veren şehitlerimize bugün de dahil bölücü terör örgütü ile mücadele ederken hayatını kaybedenlere rahmet diliyorum, yaralılarımıza şifa ve esenlikler diliyorum." diye konuştu.
"FETULLAH GÜLEN'İN İADE SÜRECİNİ BAŞLATMIŞ BULUNUYORUZ"
"Sayın Biden, sizin de ifade ettiğiniz gibi, bu alçak darbe girişiminin başı olan ve bu darbenin yönlendiricisi, azmettirici olarak bildiğimiz, düşündüğümüz Feto'nun, Fetullah Gülen'in aramızdaki anlaşmalar tahtında gerekli işlemlerin yapılıp ve ülkemize iadesi sürecini başlatmış bulunuyoruz." görüşünü aktaran Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bu konuda gerek hükümetimize gerekse Türk halkına yönelik samimi açıklamalarınız, sürecin sağlıklı işlemesi bakımından hayati önem sahip. Bunun için teşekkür ediyoruz. Şunu bilmenizi isteriz ki bu konuda teknik heyetin Türkiye'ye gelmesi ve bizim savcılarımızla hakimlerimizle bu konuyu enine boyuna değerlendirmesi, bu işin ne kadar ciddiye alındığını, sizin tarafınızdan ne kadar önemsendiğini bir kez daha ortaya koymuştur. Bu hassasiyetinizden dolayı teşekkür ediyoruz. Bizim buradaki en büyük beklentimiz, bütün bu hukuki süreçlerin zaman kaybetmeden yürümesi ve burada milletimizin beklentisi olan sonucun ortaya çıkmasıdır."
Başbakan Yıldırım, Fetullah Gülen'in iade sürecine ilişkin şunları söyledi:
"Demokrasiye karşı girişilen bu hareketi, dost ve müttefikimiz olan Amerika'nın tabii hiçbir zaman tasvip etmeyeceğini biliyoruz. Sizin, Amerikan Hükümeti olarak, Sayın Başkan Obama ve sizin, diğer yetkililerin bu konudaki beyanatları esastır. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte, eğer bu terör başının cezalandırılmak üzere ülkemize iadesi süreci hızlandırılabilirse, buradaki işbirliğimiz artarak devam ederse, Türk milletinin bu konudaki üzüntüsü, bu konudaki hayal kırıklığı da çok hızlı bir şekilde müsbete dönecektir. Bunu da sizlerle bu vesileyle paylaşmak isterim."
Görüşmelerinde ayrıca terörle mücadele adına bugüne kadarki işbirliğini de değerlendirdiklerine işaret eden Yıldırım, bundan sonra başta Suriye olmak üzere DAEŞ, PKK ve diğer terör örgütleriyle mücadelede kararlılık vurgusu yaptıklarını kaydetti.
“3 MİLYONDAN FAZLA SURİYELİYE KUCAK AÇTIK”
Başbakan Yıldırım, Suriye'deki durumun iç açıcı olmadığını, milyonlarca insanın Suriye'yi terk ettiğini, 500 bin Suriye vatandaşının iç savaşta hayatını kaybettiğini, memleketlerini, yurtlarını terk etmek zorunda kaldığını belirtti.
Yıldırım, Türkiye'nin 3 milyondan fazla Suriyeliye kucak açtığını, onlarla ekmeğini paylaştığını ve paylaşmaya da devam edeceğine işaret ederek, şunları söyledi:
"Bu sürdürülebilir bir durum değildir. Mutlaka bölgede başta ABD ve Rusya olmak üzere, Türkiye'nin de etkin katılımıyla, diğer İran ve bölge ülkelerinin de olumlu yaklaşımıyla mutlaka ve mutlaka artık daha fazla insanın hayatının kaybetmemesi için bir çözümü, ortak bir uzlaşmayı gerçekleştirmemiz lazım. Burada bizim iki tane hassasiyetimiz var. Bir tanesi Suriye'nin toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesi. Herhangi bir etnik gruba bir avantaj sağlayacak şartların oluşmasını, yeni bir Kürt oluşumunu asla ve asla kabul etmiyor ve bunu ulusal güvenliğimiz için çok büyük bir tehdit olarak görüyorum. Diğer yandan da bütün etnik grupların kendisinin temsil edildiğini düşündüğü, adil bir yönetim yapılaşmasının sağlanmasıdır. Bu esasla çalışmalarımızı sürdüreceğiz."
“KIBRIS TÜRK TARAFI HEP ÇÖZÜMDEN YANA OLMUŞTUR”
Başbakan Yıldırım, Kıbrıs sorununa yönelik ABD'nin yıllardır ortaya koyduğu gayretleri bildiklerini, bunu takdir ettiklerini vurguladı.
Kıbrıs'ta çözüm şansının ilk seferinde kaçırıldığını ama bu sefer bu şansın kaçırılmamasını, özellikle Kıbrıs Rum Yönetimi'nin bu şansı ıskalamamasını tavsiye ettiklerini anlatan Yıldırım, "Kıbrıs Türk tarafı her zaman yıllardan beri izolasyonlarla, ambargolarla mağdur olan taraf olarak çözümden yana olmuştur. Hep çözümü desteklemiştir, bu kez de aynı şekilde çözümü destekleyecektir. Bundan kimsenin endişesi olmasın. Sonunda eğer bir anlaşma olsa bile bunun bir referanduma konu olduğunu akılda tutmamız gerekir." değerlendirmesinde bulundu.
"YANLIŞ ANLAŞILMALARI ORTADAN KALDIRAN BİR ZİYARET"
"Türkiye-ABD ilişkilerini ne 15 Temmuz darbe girişimi ne de başka sorunlar asla ve asla bozmamalıdır, bozmasına izin vermememiz gerekir." diyen Yıldırım, "Bugünkü ziyaretiniz bir anlamda esasen yanlış anlaşılmaları da ortadan kaldıran ve Amerikan yönetimi ve halkının Türk milleti ile Türkiye Cumhuriyeti yönetimiyle dayanışmasını gösteren bir ziyaret olmuştur. Şahsınıza ve heyetinize ziyaretiniz için teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
SORU - CEVAP
Suriye’ye yönelik operasyonla ilgili bir soru üzerine Başbakan Yıldırım, Münbiç operasyonunun ardından DAEŞ unsurlarının Türkiye’ye doğru hareket ettiğini ve Karkamış’ın karşısında Cerablus denen bölgeye yerleşmeye başladığını, aynı zamanda PYD unsurlarının da onları takip ederek bir yandan Kuzeye, bir yandan da güneyde Afrin bölgesine yayılma gayreti içerisine girdiklerini kaydederek, “Bunun üzerine hem sınır güvenliğimizi korumak, hem bölgedeki roket atışlarıyla vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak bakımından dün gece itibarıyla buraya hem topçu atışıyla, hem hava desteğiyle bir operasyon başlattık ve nihayet buraya gelen terör unsurlarını bölgeden püskürttük” dedi.
“PYD, YPG UNSURLARININ FIRAT’IN BATISINDA VARLIK GÖSTEREMEYECEKLER”
Başbakan Yıldırım şöyle devam etti:
“Esasen burada yapılan çalışmalarda Amerika Birleşik Devletleri’yle mutabık kaldığımız bir konu var, o da, PYD unsurlarının asla Fırat’ın batısına yayılmamaları ve burada herhangi bir faaliyet içerisine girmemeleri yönündedir. Bugünkü toplantımızda bu konuyu da değerlendirdik ve burada Amerika Birleşik Devletleri’nin bu konudaki kararlılığını bir kez daha gördük ve hiçbir şekilde PYD, YPG unsurları Fırat’ın batısında varlık gösteremeyecekler. Bu konudaki hassasiyetlerini bir kez daha teyit ettik, bunun için de teşekkür ediyoruz.
Bizim genel yaklaşımımız şu PYD için, YPG için: Biz biliyoruz ki bunlar PKK’yla iç içeler ve PKK’yla birlikte çalışıyorlar. Her ne kadar DEAŞ bunlar yardımcı oluyor gibi gözüküyorsa, Amerika Birleşik Devletleri bilmelidir ki, günün sonunda bir terör örgütüyle başka bir terör örgütünü belki alt edebilirsiniz, ama ondan sonra elinizde kalan o terör örgütünü nasıl alt edeceğiniz başka bir soru olarak önünüze gelecektir. O yüzden tehlikenin büyümemesi bakımından YPG ve PYD’ye de bakış açısından tekrar gözden geçirme ihtiyacı olduğunu ifade etmek isterim.”
BİDEN: YPG VE SURİYE KUVVETLERİ NEHRİN ÖBÜR TARAFINA GEÇMEMELİDİR
ABD Başkan Yardımcısı Biden da aynı konudaki soruya, “Türkiye sınırlarında ve birleşik Suriye’den ödün vermeyeceğiz. Başbakanın da izah ettiği gibi, hem Cerablus’ta ayarlamalarımız var, ayrıca Münbiç’le ilgili azimkar kararlarımız var ve oradaki elementlere açıkça haber verdik, YPG ve Suriye kuvvetleri nehrin öbür tarafına geçmemelidir ve onlar hiçbir şekilde geçerlerse ve buna bağlı kalmadıkları takdirde hiçbir zaman Amerika’dan desteklenmeyecekler” cevabını verdi.
"DOSTLUĞUMUZ DAHA DA ARTARAK DEVAM EDECEK"
Başbakan Yıldırım, bir gazetecinin, Biden'ın "ABD'nin darbe girişimine iştirak etmediğini" ifade etmesine rağmen, halk arasında ve basında halen aksi yönde bir görüşün yaygın olduğunu hatırlatarak, "Siz bu konuda son beyanatınızı verirken hem kendi halkınıza hem Amerika halkına Amerika’nın bu darbe teşebbüsüyle hiçbir ilgisi olmadığını söyleyecek misiniz?" sorusu üzerine, şunları söyledi:
"Sayın Başkanın açıklamaları bizim için de Türk halkı için de önemlidir, bunu mutlaka milletimiz değerlendirecektir. Şunu ifade etmek isterim, Amerikan yönetimi, hem Sayın (Barack) Obama hem Sayın Joe Biden, açıkça bu darbeyi bugün de bundan önceki dönemde de tasvip etmediklerini ve demokrasiye yapılan bir hareket olduğunu ifade etmiştir. Bizim için geçerli olan budur, bunun dışındaki değerlendirmeler mutlaka halk arasında vardır. Bu bir algıdır, bu algıyı düzeltmek için zaten buradayız, bir aradayız. Eminim ki bu terörist başının iadesine yönelik süreçlerin sağlıklı işlemesi vatandaşlarımızın zihnindeki bu algıyı da kısa sürede olumlu hale dönüştürecek. Böylece var olan dostluğumuz daha da artarak devam edecektir."