Şimşek: Kıdem tazminatını çözerseniz şunu yaparız diye tehditler yapılıyor
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek 'Birçok işverenimiz de kıdem tazminatını ödeyemiyor. Bu sorunun çözülmesi gerekmiyor mu? Bu sorunu çözerseniz şunu yaparız diye tehditler yapılıyor' dedi
Başbakan Yardımcısı Şimşek, Ankara Sanayi Odası'nın (ASO) mart ayı Meclis Toplantısı'na katıldı. Toplantıda açıklamalarda bulunan Şimşek, “Şu anda dünya ekonomisinin tekrar canlanabilmesi için hem Türkiye’de hem de küresel ölçekte dünya da reform yapılması gerekiyor. Reform yapmakta çok zordur ama imkansız değildir. Küresel kriz üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen küresel kriz sonrası dönemde hala büyüme oldukça düşük. Yetersiz talepten bahsediyoruz ve hala yapısal reform gündeminden bahsediyoruz. Dünya ticaretinde de daralma var. Geçen sene dolar cinsinden küresel ticaret yüzde 14 civarında düştü. Geçen sene küresel gayrisafi yurtiçi hasıla neredeyse 77.5 trilyon dolardan 73 trilyon dolar civarına indi. Gelişmekte olan bazı ülkeler hariç bir enflasyon problemi de yok. G20 düzeyinde çok önemli tartışmalar yaşanıyor ve politikaların koordine edilmesi lazım. Edilmezse, iş birliği yapılmazsa hata yapma riski yüksek ve politikalarda herhangi bir hata söz konusu olursa arzulanan küresel düzeyde bir toparlanma mümkün olmayabilir. Bu risklerin başında küresel para politikasında bir ayrışma söz konusudur. Dünya 2016 yılına çok kötü bir atmosferde başladı. Bir taraftan Emtia fiyatları çöküyor, bir taraftan FED faiz arttıracak, bir taraftan diğer bazı bölgelerde parasal genişleme, bir taraftan küresel büyümeye ilişkin endişeler nedeniyle piyasalarda çok ciddi bir oynaklık yaşandı. Son birkaç haftadır hava iyileşti. Nedeni ise küresel büyümeye ilişkin endişeler zirveyi buldu ve bu anlamda FED artık eskisi kadar faiz arttırmayacak denildi, küresel dolar likidesi bu kadar sıkışmayacak denildi ve dikkat ederseniz gelişmekte olan ülkelere az da olsa bir para akışı başladı. Fakat temel sorunlar yerinde duruyor. Esas onlara odaklanmamız gerekiyor” diye konuştu.
FED’in faiz artışının 25 baz puan olduğunu ancak parasal sıkılaştırmanın Amerika’da aslında 325 baz puan olduğuna dikkat çeken Şimşek, açıklamalarına şöyle devam etti:
“O nedenle de geçmişle de karşılaştırılıp acaba Amerika ekonomisi daralmaya mı girecek diye tartışmalar var. Bunun riskinin yüzde 30’larda olduğunu ifade eden eski hazine bakanları çıktı. Çünkü parasal sıkılaştırmadaki düzey ile geçmiş resesyon öncesi sıkılaştırmalar neredeyse eş düzeyde. ABD doları son yıllarda hemen hemen bütün para birimlerine karşı değer kazandı. Sadece Türk Lirası'na karşı olarak değildir. Son 30 yılın zirvesine çıktı. Risk algısı birçok gösterge itibariyle yükseldi. Emtia fiyatları hızlı bir çöküşe girdi. Son 1.5 ay içerisinde bir toparlanma söz konusu. Ancak soru işaretleri devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası şu anda piyasaya 100 milyar lirayı yüzde 8.85 ortalama faiz ile veriyor. Marjinal mevduatın faizi çok yükseldi. Son topladığınız mevduatın faizi şu anda yüzde 14’lerdedir. Banka, Türk Lirası mevduatı cezp etmek için yüzde 14 civarında faiz veriyor.”
“ŞİRKET VE HANE HALKI TASARRUFLARIMIZ YETERSİZ”
Türkiye’de şirket ve hane halkı tasarruflarının az olduğunu kaydeden Şimşek, “Bizim tasarruflarımız yetersiz. Şirket ve hane halkı tasarruflarımız yetersiz. Kamu maliyesinde biz ciddi bir gelişme sağladık. Milli gelire oran olarak kamu tasarruflarında muazzam bir iyileşme sağlamışız. Hane halkı bugün 100 lira elde ediyorsa bunun büyük bir kısmını tüketiyor. Türkiye’de ise 100 liralık gelir elde ediyorsa bunun 15 lirasını tasarruf ediyor. Türkiye’de şirketlerimizin ve hane halkının daha çok tasarruf etmesi gerekiyor. Daha çok tasarruf edersek sistem büyüyecek ve böylece mevduat faizleri bu kadar yükselmeyecek ve bu kadar yüksek olmazsa o zaman da bankalar daha makul düzeyde faizle kredi verecek. Şirketlerimizin kar marjını yükseltmesi, sermayesinin güçlenmesi için daha çok katma değeri yüksek ürün üretmesi lazım. Bunun için de AR-GE desteklerinden yararlanması lazım. Bankalara mahkum değilsiniz. Sermaye piyasalarına açılın. Bugün halka açıklık oranı Türkiye’de çok düşük. Birçok şirket sermaye piyasasının yollarına hiç aşina değil. Borç yerine halka açılmak daha doğru bir stratejidir. Biz geçen sene çok radikal bir adım attık. Siz sermayenizi arttırırsanız, biz sanki piyasadan borç almışınız gibi her sene o sermayeye bir faiz uygularız ve o faizi siz vergi matrahınızdan düşürebilirsiniz. Yani sermaye arttırın, daha çok kar edin. Borç yerine sermaye arttırın, borçlanmışsınız gibi biz her sene belli bir oranda vergilerinizi indireceğiz dedik ve indiriyoruz. 2013 yılının başından itibaren vatandaşlara 100 lira tasarruf edin, biz devlet olarak size 25 lira verelim dedik. Faizler tek hanedeyken biz vatandaşa 100 lira tasarruf et, biz sana 25 lira verelim diyoruz. Dünyada böyle bir şey yok. Dünyada bu kadar cömert AR-GE desteği ve tasarruf desteği yok. Türkiye’nin daha çok tasarrufa ihtiyacı var. Yatırımlarımızı kendi öz kaynaklarımızla, tasarruflarımızla finanse etmeliyiz” ifadelerini kullandı.
“ESNEK ÇALIŞMA İLE İLGİLİ REFORM MECLİS'TE”
Türkiye’nin tek çıkış yolunun yapısal reformlar olduğunu belirten Şimşek, şöyle devam etti:
“Bütün platformlarda olmazsa olmazınızın kalıcı yapısal çözümler olması gerekiyor. Reform yapmak zordur. Sıkışmadan, krize girmeden reform yapmak çok zordur ancak imkansız değildir. Biz 3 yıldır çok kapsamlı bir reform programını hazırladık ve uygulamaya koyuyoruz. AK Parti hükümetleri döneminde birinci nesil reformlar yapılmasaydı ve kamu maliyesinde, bankacılık sektöründe çok ciddi kazanımlar elde edilmeseydi bugün Türkiye bu küresel rüzgarlar, bu bölgesel çatışma ortamında çok çok daha kötü bir durumda olacaktı. Bütün bu olumsuzlara rağmen iyi gidiyoruz. 2015 yılında Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkeler yüzde 1.7 büyüdü. Türkiye muhtemelen yüzde 4 veya biraz üzerinde büyüdü. Gelişmekte olan ülkeler Latin Amerika’da 0.3 küçüldüler. Gelişmekte olan ülkelerin iki katından daha hızlı bir şekilde iki seçime rağmen Türkiye büyümüştür. Bütçesinde geçen sene dengeyi sağlamıştır. Biz iddialı bir ülkeyiz. Büyük hedeflerimiz var ve bu hedefleri gerçekleştirmek için de yeni nesil reformlara ihtiyacımız var. Esnek çalışma ile ilgili reform Meclis'te. Bunu engellemek için muazzam bir çaba var şu anda. İşte herkesin bu reformlara sahiplenmesi gerekiyor. Muhalefet, reformlara destek vermiyor. Kişisel verilerin korunması meselesi bile haftalar alıyor. Kalıcı çözümler, yapısal dönüşümlerden geçer. Yapısal dönüşüm olmadan Türkiye’nin yeniden bir zıplamayı, kalıcı refah artışını yakalaması mümkün değil, kolay değil. Onun için biz zorun peşindeyiz. Kişi başına milli gelirde Avrupa ile arayı 20 puan kapattık. Türkiye bütün sıkıntılarına rağmen iyi bir performans ortaya koydu. Hedef önümüzdeki 10 yılda bir 20 puan daha kapatmaktır. İşsizlik oranı yüzde 10’un üzerindedir. Demek ki iş gücü piyasası reformuna ihtiyacımız var. Demek ki gençlerimizin, kadınlarımızın part-time çalışmasının önünü açmamız lazım. Demek ki işletmelerimizin kolay bir şekilde eleman arttırmasını veya zorlandığı zaman eleman azaltmasının önünü açmamız lazım. Bunu yapan ülkeler başarılı ülkelerdir.”
“KIDEM TAZMİNATI KONUSUNUN ÇÖZÜLMESİ GEREKMİYOR MU?”
Bugün birçok işçinin kıdem tazminatını alamadığını ifade eden Şimşek, “Birçok işverenimiz de kıdem tazminatını ödeyemiyor. Bu sorunun çözülmesi gerekmiyor mu? Bu sorunu çözerseniz şunu yaparız diye tehditler yapılıyor? Biz daha çok kişi çalışsın, daha çok kişi hak ettiği alın terini zamanında alsın diyoruz. Sizler işlerinizi büyütün diyoruz. Daha çok vatandaşımız çalışma imkanı bulsun. Kıdem tazminatı bu kadar yüksek olmasa, fazla mesai bu kadar olmaz ve daha çok insan istihdam imkanı bulur. Böylece işsizlik azalır ve herkes kazanır. Sanayicimiz de daha esnek şartlarda, ekonominin iniş çıkış süreçlerinde daha iyi uyum sağlayacak şekilde işini yürütür. Amerika, İsviçre, İsveç, Japonya çok mu kötü. Buralarda sosyal devlet yok mu, işçi hakları hiç mi korunmuyor? Bunlar dünyanın en gelişmiş ülkeleri. Onların bilip de bizim bilmediğimiz bir şey mi var. Bu ülkelerin ortalama işsizlik oranları da yüzde 5 civarındadır. Kısmi zamanlı istihdam Türkiye’de neden yüzde 20 olmasın. Bu nedenle Türkiye’nin reforma ihtiyacı var. Yoksulluğu azalttık. Adaletsizlik varsa, gelir dağımı bozuluyorsa o ülkede huzur olmaz. Biz turizmde büyük bir potansiyeli gerçekleştirdik. Bu sene biraz sıkıntılı ama bunlar geçici trendler. Dünyada en çok turist çeken 6. ülkeyiz. Biz aynısını sağlık ihracatında da başarmak istiyoruz. Sağlık sektörü daha da büyüyecek. Siz bankalara mahkum değilsiniz dedim. Sermaye piyasası araçlarını kullanın dedim. Fırsatları kaçırmayın, halka açılın. Bu önemli bir tavsiye. Bir değir tavsiyem ise endüstri 4.0’a kafa yorun. Dünya etrafınızda hızla değişiyor. Yeni üretim modelleri, apayrı bir sanayi iklimine doğru gidiyoruz. Bu konuda kafa yorun. Ne üretiyorsanız dijitalleşme anlamında çok önemli radikal gelişmeler oluyor şu anda. Bunu kaçırmayın. Endüstri 4.0’ı kaçırmayın. İşletmelerinizde bu konulara eğilin. Önümüzdeki 20 yılda öyle bir dönüşüm yaşanacak ki bütün kesimlerin bu yeni döneme hazırlıklı olması lazım. Endüstri 4.0 nitelikli insan gerektiriyor. Nitelikli insan olmadan yeni sanayi devriminin merkezinde olamazsınız. Şu anda Maliye Bakanı Naci Ağbal, zaten gerek gelir vergisi reformu, gerek yeni kamu ihale yasası, gerekse vergi usul kanunu ve damga vergisine ilişkin bir süredir devam eden çalışmalarımızı bitirecek ve TBMM’ye gelecek. Hep birlikte gerek mevzuatın sadeleştirilmesi noktasındaki taleplerinizi, gerekse verginin tavana yayılarak bu modern çağda olmaması gereken vergilerin bu çerçevede azaltılması, kaldırılması gibi hususlarda eminim önemli adımlar atılacak” dedi.
OTOMATİK BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ
Tasarrufun arttırılması hususunda yeni bir reformun yakında hayata geçirileceğinin müjdesini veren Şimşek, şunları söyledi:
“Her işe başlayan veya işini değiştiren kardeşimiz otomatik olarak Bireysel Emeklilik Sistemi benzeri bir sisteme girecek ve bir süre orada kalacak. Daha sonra istemezse çıkabilecek. Şu anda tamamen gönüllülük esası fakat otomatik olarak sisteme geçilecek. Bu, tasarrufların artması için önemlidir. Tasarrufları arttırmak için otomatik Bireysel Emeklilik Sistemi'ne girişi bir reform olarak yakında getireceğiz.”