Öğretmenler adliye önünde meslektaşlarının öldürülmesine tepki gösterdi

Öğretmenler adliye önünde meslektaşlarının öldürülmesine tepki gösterdi

İstanbul'da okul müdürü İbrahim Oktugan'ın (74), daha önce okuldan kovulan yabancı uyruklu Y.K. (17) tarafından makam odasında tabancayla vurularak öldürülmesinin ardından Kayseri’de yüzlerce öğretmen ellerinde pankartlarla Adliye Sarayı önünde gösteri yaptı.

İstanbul’da özel bir okulun müdürü İbrahim Oktugan, 7 Mayıs’ta 5 ay önce okuldan kovulan Y.K. tarafından odasında silahla vurularak öldürüldü. Yaşanan olayın ardından ülke genelinde öğretmenler, Oktugan'ın ölümüne tepki göstermek için bugün iş bırakma kararı aldı.

“CAN KORKUSUYLA EĞİTİM OLMAZ. YAŞAMAK İSTİYORUZ”

Kayseri Adliye Sarayı önünde ki gösteriye konuşan Kayseri Eğitim – İş Şube Başkanı Tülay Bayrak, “Can korkusuyla eğitim olmaz. Yaşamak istiyoruz. Savaşlarda hedef alınmaması için uluslarası anlaşmaları bulunan okullar, Türkiye’de şiddet sarmalının kucağına itilmiştir. İstanbul Eyüpsultan’da bulunan özel bir lisede silahlı saldırı olayının yaşanması ve bu saldırı sonucunda bir eğitimcinin yaşamını yitirmesi okullarımızın güvenlik açısından geldiği son noktayı gözler önüne sermektedir. Yönetmelikler çerçeveside okuldan atılan Irak kökenli bir öğrenci 5 ay sonra atıldığı okula silahla girerek okul müdürünü makam odasında kurşun yağmuruna tutmuştur. Silahlı saldırı sonucu ağır yaralanan okul müdürü İbrahim Oktugan kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmiştir. Şimdi soruyoruz; itibardan tasarruf olmuyor da, güvenlikten mi oluyor? Gerekli adımların atılması için kaç öğretmenin, kaç öğrencinin daha  can vermesi gerekiyor. İktidarın plansızlığı sebebiyle ülkenin demokratik yapısı ve güvenliği ciddi risk altındadır. Planlama ve rehabilitasyon süreçleri sağlıklı işletilmediği için güvenlik anlamında ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Bu güvenlik açığının faturası bizlerin canı mı olacaktır? Bu sorular yanıtlanmadan bizlere başsağlığı dileyen yöneticilerin samimiyetine  inanmayacağız. Her şuç gibi bu şuçunda azmettiricileri olduğunu biliyor ve onları tanıyoruz” açıklamasında bulundu.

“EĞİTİM EMEKÇİLERİ KENDİ VE ÖĞRENCİLERİNİN CANLARINDAN ENDİŞE EDEREK OKULA GİDİYOR”1

Kayseri Eğitim – İş Şube Başkanı Tülay Bayrak, açıkalamsının devamında,  “Öğretmenler çalışmıyor veya çok rahat çalışıyor gibi yalan bir algıyı topluma yaymaya çalışarak öğretmenlerin hakkını gasp eden, daha az itiraz gelmesi için uğraşan iktidar, liyakatsızca atandıkları koltukları bir hükümdarlık ağı gibi kullanan, her fırsatta eğitim emekçilerini aşağılamaya çalışan mülki amirler, öğretmenlerin uzmanlıklarını görmezden gelerek kendi alanlarında bile getirdikleri önerilere kulak tıkayarak eğitimini ve mesleki tecrübesini hadsizce küçümseyen, öğretmenin eğitimin mimarı olduğunu idrak edemeyen yönetim zihniyetine seslenmek istiyorum. Eğitim emekçileri bugün kendi canları ve öğrencilerinin canlarından endişe ederek okula gidiyor olması sizlerin eseridir. Hak yoksunları kırılırken itibar sözüyle yutturduğunuz şatafat için, yandaş bürokratlara 3’er 5’er maaş dağıtmak ve Diyanet İşleri’nin garajında Avrupa ülkelerinin başbakanlarında olmayan araçlardan yenilerini katmak için bulduğunuz o paralar okullarımızda, öğrencilerimizin önünde birer öğün yemeğe ve kadrolu personele dönüşebilirdi. Anyasaya’ya göre her öğrencinin eşit, adil ve bedelsiz alması gereken kamu hizmeti olan eğitimin ve devlet okullarının niteliğini ve niceliği yetersiz bırakılarak sermaye kapısı yapılmasaydı.  Herkesin eğitim kurumu açmasına zemin hazırlanmasaydı, özel okulların güvenlik ve eğitim faaliyetlerine karşı ‘sen benim başkanlığıma bağlısın’ ve’ ülkenin geleceği senin kasandan daha önemli’ diyen bir zihniyet olsaydı, bugün İbrahim öğretmen yaşıyor olacaktı. Biz bu tabloyu kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.

“EĞİTİMDE ŞİDDET YASASI ACİLEN ÇIKARILMALI”

Tülay Bayrak, konuşmasının son kısmında şöyle konuştu, “Bu ülkede eğitim emekçisinin hor görülmesini, emeğinin ve canının hiçe sayılmasını kabul etmiyoruz. Bizler baş öğremenin eğitim neferleri olarak kendi değerimizi biliyor. İtibarımıza, haklarımıza, canımıza ve canımızın parçası olan öğrencilerimize sahip çıkıyoruz. Uzmanlıklarımızı yok sayan ve suni kategorilere bölen bizlere sormaya bile tenezül edilmeden hazırlanan meslek kanunu’na karşı ana başlığımız öğretmene saygı olmuştur. Birkez daha görüyoruz ki bu başlık hala ülkenin en büyük sorunlarından birisidir. Fakir Baykurt’un dediği gibi ‘öğretmen horlanmaz, öğretmene saygı duyulur’, bu erdemden uzak olan yöneticilere sesleniyorum. Öğretmenin vicdanına, fikrine, emeğine saygı duyacaksınız. Okullardaki şiddet eylemlerini azaltmak için yapılması gereken adımlar var; eğitimde şiddet yasası acilen çıkarılmalı failler toplumun vicdanını rahatlatacak ve yeni olaylar açısından caydırıcı olacak şekilde cezalandırılmalıdır. Özel veya devlet okulu ayırmaksızın tüm okulların güvenliği sağlanmalı, devleti yönetenler okulları güvenli hale getirmeli, kadrolu güvenlik personeli atamalı ve giriş kapılarına dedektörler koymalıdır. Özel okullarda da aynı güvenlik koşullarının yapılması şart koşulmalı ve bu konuda sıkça denetim yapılmalıdır. Ahlak bekçiliğine soyunan RTÜK’ün toplumsal şiddeti başlıca gündem haline getirerek mafya ve suç temalı dizi ve filmleri denetlemesi sağlanmalıdır. İçine her türlü gereksiz rahat ve zararlı içerik dolduran müfredat yerine şiddetin çağ dışı olduğunu gösteren toplumsal yaşam programları hazırlanmaktadır. Kendimizin ve öğrencilerimizin canından endişe edeceğimiz  bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz. Can güvenliğimizin olmadığı bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz. Yaşamak istiyor ve eğitimde adalet istiyoruz.”

Gösteriye katılan Eğitim-İş Sendikası, Anadolu Eğitim-Sen ve Hürriyetçi Eğitim-Sen üyeleri alkışla protesto ederek alandan ayrıldı.

Google+ WhatsApp