O manşete Yargıtay son noktayı koydu
Yenik Akit Gazetesi’nin merhum Genel Yayın Koordinatörü Hasan Karakaya ve yazar Abdurrahman Dilipak’ın Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Güven Erkaya hakkında attıkları "Hakkımızı helal etmiyoruz” manşeti nedeniyle yargılandıkları davada Yargıtay, Karakaya ve Dilipak lehine karar verdi.
Konuyla ilgili açıklama yapan Yeni Akit Gazetesi avukatı Ali Paccı, "AİHİM tazminat davası sonunda verilen kararın adil yargılama hakkıyla düşünce ve ifade hürriyetinin ihlali anlamına geldiğini karar verdi. Bunun üzerine Türkiye’de iadeyi muhakeme yoluna başvuran Dilipak ve Karakaya’nın talebi AİHM kararı doğrultusunda kabul edilip tazminat kararının iptaline karar verildi. Erkaya’ların temyiz başvurusunu reddeden 4. Hukuk dairesi, 7 Nisan 2016 tarihli kararıyla bu karara karşı yapılan karar düzeltme başvurusunu da reddederek son noktayı koydu" dedi. ,
“25 Haziran 2000 tarihli Akit gazetesinin manşetine bir gün önce ölen Güven Erkaya için “Hakkımızı helal etmiyoruz” ifadesi çekilmiş; Abdurrahman Dilipak ve merhum Hasan Karakaya bu ölüm haberini köşelerine taşımıştı. Her iki yazıda da Güven Erkaya’nın 28 Şubat sürecindeki rolü ağır biçimde eleştirilmişti” diyen Avukat Paccı, şöyle devam etti: “Akit gazetesinin bu yayınlarından rahatsız olan Güven Erkaya mirasçıları, belki de bugün pişman oldukları bir süreci başlattılar: Akit’e ve gazetenin yazarlarından bugün bile fahiş sayılabilecek bir miktar, yani 50 milyar lira tazminat talebinde bulundular. Ankara 29. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2000/636 esas sayısına kaydedilen dava sonunda 21.03.2003 günü mahkeme davayı 30 milyar üzerinden kabul etmişti. Tazminat tutarının fahişliğini anlamak için Dilipak’ın Kadıköy’de oturduğu evin borcu ancak karşıladığını söylemek yeterli olacaktır.”
Merhum Karakaya ve Dilipak’ın evlerine haciz gidildiğini ifade eden Av. Paccı, “Dava, Dilipak ve Karakaya’nın gıyabında, onların haberi olmadan görülmüş; karar bile gazetede ilan edilmek suretiyle kesinleştirilmişti. Gelin görün ki, 3 yıl boyunca bulunamayan Dilipak ve Karakaya karar kesinleşir kesinleşmez bulunmuş, evlerine hacze bile gidilmiştir. Yargıtay’a yaptığımız başvurular sonuçsuz kalmış, istemeyerek de olsa konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşımak zorunda kalmıştık. AİHM’in çok ciddi ihlallere geçit vermeyeceği ortadaydı” şeklinde konuştu.
“Her şeyden önce, yargılamanın tanınmış iki gazeteci olan davalıların gıyabında yapılması adil yargılanma hakkının ihlali anlamına geliyordu. Ancak bunun zaman alacağı da belliydi. Dilipak bu paranın ödenmesi için evinin satılmasına rıza gösterebilir, ileride AİHM’in kararı ile zararının tümünün devletten tazminat olarak alabilirdi. Ancak o bunu seçmedi. Dilipak’ın ev eşyalarını haczetmek için evine gelen Erkayaların avukatına, Dilipak’ın söylediği sözler hala kulaklarımdadır: ’Size verilecek tek sentim yok!’ Bu tavır, Erkaya ailesine tek kuruş kaptırmamak için hapsi bile göze alan bir adamın tavrıydı. Nitekim, hacizler, ihaleler, tasarrufun iptali davaları derken Dilipak evini satmakla suçlandığı ceza davasında mahkum da olmuştu” ifadelerini kullanan Paccı, “Dilipak’ın Kadıköy’de oturduğu evin borcu karşıladığı düşüncesi ile daha çok onun üzerine yoğunlaşan Erkaya ailesinin avukatları evi üç kez satışa çıkarmışlarsa da satış sonunda dosyaya yatan parayı almaya bir türlü muvaffak olamadılar” diye konuştu.
Dilipak’ın evinin geri verileceğini kaydeden Paccı, şöyle konuştu: “Her seferinde bir şey sanki ellerine ayaklarına dolanıyor, bir hata yaptırıyor, sonuçta satışlar da bozuluyordu. Sonuncu satışın akıbeti halen icra mahkemesi önündeyken, Yargıtay’ın son noktayı koyan kararının gelmesi sevindirici; tam on altı yıl aradan sonra olsa da sevindirici. Sevindirici, çünkü hak etmedikleri paranın tahsili için Erkaya ailesi milyarlarca lira da masraf yaptı. Sevindirici, çünkü AİHM’in kararına kadar Erkayaların evi sattırıp tek kuruş tahsil edememeleri bu paranın devletin kesesinden tahsil edilmemesine de yol açtı. Şimdi, Dilipak’a evi geri verilecek, satış bozulacak, haciz kalkacak.”
Erkayalar’ın mirasçılarına borçlarının kalmadığını belirten Paccı, “2012 yılında başlattığımız iade-i muhakeme süreci ilk etapta mahkemece reddedilse de, AİHM’in dostane çözüm önerisi kararın bozulmasına, bilahare de AİHM’in ihlal tespiti kararı üzerine kabulü ile sonuçlanmıştı. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 7 Nisan 2016 günü verdiği karar ile süreç sonuçlandı: Ne Dilipak’ın ne Karakaya’nın Erkayalara tek sent borcu yok; Güven Erkaya’ya da haklarını helal etmemelerinde de bir beis!” dedi.