Mersin´deki ´paralel Yapı´ Operasyonu

Mersin´de aralarında vali, emniyet mensupları, siyasetçi ve iş adamlarının da bulunduğu 123 kişinin yasa dışı yollarla dinlenmesi iddialarıyla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı´nın sürdürdüğü soruşturma

Mersin´de aralarında vali, emniyet mensupları, siyasetçi ve iş adamlarının da bulunduğu 123 kişinin yasa dışı yollarla dinlenmesi iddialarıyla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı´nın sürdürdüğü soruşturma kapsamında haklarında yakalama kararı bulunan eski istihbarat şube müdürü ile 2 komiser emniyete gelerek teslim oldu.
Bu sabah gerçekleştirilen operasyonlarda, evlerinde bulunamadığı için gözaltına alınamayan Mersin Emniyet Müdürlüğü eski İstihbarat Şube Müdürü Ali İhsan Kaya ile komiserler İlyas Avcı ve Yavuz Efe, avukatlarıyla birlikte Emniyet Müdürlüğü´ne gelerek teslim oldu. Kaya ve yanındakiler, teslim olmadan önce, emniyet müdürlüğü önünde toplanan gözaltına alınanların yakınlarına yanına giderek basın mensuplarına açıklama yaptılar.
Soruşturma kapsamında açığa alınan eski İstihbarat Şube Müdürü Ali İhsan Kaya, burada yaptığı açıklamada, 1987 yılında Polis Koleji´ne girdiğini ve o tarihten bu yana devletin ekmeğini yediğini, devletin ekmeği ile büyüdüğünü söyledi. Bunun karşılığında 19 yıl boyunca gece gündüz, bayram-seyran dinlemeden, aylarca, bazen yıllarca, 1 gün dahi izin kullanmadan çalıştığını ifade eden Kaya, "Buna herkes şahittir. Fakat öyle bir güne geldik ki, bunların hiçbirinin kıymeti yokmuş. Ben ve 16 arkadaşım yoktan sebeplerle, bir hiç uğruna, belirsiz suçlamalarla meslekten ihraç edildik. İhraç edildiğimiz kurumla ilgili şunu özellikle vurgulamak istiyorum; 19 yılın karşılığı olarak 19 dakika bile savunma yapamadan ihraç edildik. Tabi buna da saygılıyız, ama hukuk karşısında hakkımızı arayacağız. Ancak bir şeyi özellikle vurgulamak istiyorum; daha sonraki bir toplantıda, İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu´nun bir toplantısında, değerlendirmeler yapılırken, ´Mersin´e yanlış yapıldı, Mersin´e yanlış yaptık´ şeklinde ifadeler var. Bunların hepsinin tanığı var. Zamanı geldiğinden bunlar da hukuk karşısında değerlendirilecek. Şunu bilin ki, böyle bir değerlendirmeyle biz meslekten ihraç edildik" dedi.

"BAKAN HAYATİ YAZICI DA YALANLADI"
Sürece nasıl gelindiği konusunda da açıklamalarda bulunan Kaya, şöyle devam etti:
"Yaklaşık 10 ay önce yaşanan bir süreçten sonra, özellikle bazı medya grubunda Mersin ile ilgili, Mersin Emniyeti ile ilgili çok sayıda haberler çıktı. Özellikle benim başında bulunduğum şube ve benim ismim bizzat verilerek iftiralar atıldı. Başlangıçta çarşaf çarşaf listeler verildi ki, sonrasında bunların hepsinin yalan olduğu ortaya çıktı. Akabinde, yine benim başında bulunduğum dönemde, birlikte çalıştığım arkadaşlar ve şubem için, ´Mersin Limanı´nda, Mersin Gümrüğü´nde dinleme üsleri kurulup, insanlara şantajlar yapıldığı´ şeklinde iddialar ortaya atıldı. Sayın Bakanımız Hayati Yazıcı bu konunun doğru olmadığını, oradaki bazı suç gruplarıyla ilgili bir çalışma olduğunu söyleyerek bu konuyu yalanladı. Arkasından, Mersin´de fuhuş çetelerine yönelik çalışmalar, sanki buradaki bazı iş adamlarına şantaj yapılmış gibi basında yer aldı. Bu çalışmada halen sonuçlanmamış asayiş birimlerinin yaptığı, bizim de onların talebi doğrultusunda sadece destek verdiğimiz bir çalışma bu. Bunu da bize mal ettiler. Akabinde, çok sayıda dinlemelerle ilgili gündeme gelen iftiralar, aklınıza gelebilecek her türlü insanın burada dinlendiğine dair iddialar. Sonunda öyle bir hale geldi ki, buna artık güldük yani. Dönemin Sayın Başbakanının bile Mersin´den dinlendiği iddiaları ortaya atıldı. Şimdi o iddiaları ortaya atanlara soruyorum; hani dinleme üsleri, hani şantaj yapılan insanlar, hani dinlenen bakanlar, hani dinlenen hakim-savcılar? Bunların hepsi yalan çıktı."

"GDO OPERASYONLARININ İNTİKAMI"
"Peki biz bu sürece neden geldik?" şeklinde konuşmasını sürdüren Kaya, şunları kaydetti: "2013 yılında benim de yeni geldiğim dönemlerde, Mersin´de gümrük birimlerinin tesadüfen ortaya çıkardığı bir GDO konusu var. Bu konu o dönemde Türkiye´de gündem oldu. GDO konusu normalde bir kaçakçılık olayının deşifre edilmesi sürecinde ortaya çıktı. Bu çalışma derinleştikçe, öyle bir şey gördük ki, aslında bu GDO basit bir kaçakçılık olayı değil. Bu GDO aslında Türk halkının planlı ve ağır bir şekilde zehirlenme olayı. Rakamlar çok büyük. Biz bunu, çalışmalar derinleştikçe gördük. Türkiye´de gıda sektöründe çok büyük bir lobinin olduğunu gördük. Ve bu lobinin kolay para kazanmak için çocuklarımıza, halkımıza zehir yedirdiğini gördük. Bu lobinin o kadar güçlü olduğunu şimdi anlıyoruz ki, yapılan bu haberler, yönlendirmeler, kumpaslar, netice itibariyle, şunu net olarak söyleyebilirim ki, bu GDO operasyonunun, Türkiye´nin gündemine GDO konusunun atılmasının, halkın bu konuya dikkatinin çekilmesinin intikamı alınıyor. Bunu herkesin bilmesini istiyorum."

"GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ OPERASYON"
Komiser Yavuz Efe ise, emniyet mensuplarına yönelik düzenlenen operasyonu, ´genetiği değiştirilmiş operasyon´ olarak nitelendirdi. Bu şekilde bir operasyonun olamayacağını savunan Efe, "Operasyon nasıl yapılır? İçerideki arkadaşların hepsi aslında bunu gösterdi. Mersin´de yıllardır giren teröristler yakalandıysa, yıllardır giren kilolarca bombalar yakalandıysa, terör örgütlerinin Akdeniz açılımları engellendiyse, yakalandıysa, bu arkadaşlar sayesinde yakalandı. Öyle 9-5 çalışarak, hafta sonu yatarak, bayrama giderek değil. Herkes bayrama giderken, biz bayramda yollarda yattık. Bugün yaptığımız bu işlerden dolayı buradayız işte. İçeriye girince göreceğiz" diye konuştu.
Komiser İlyas Avcı ise, "Bir yönü ile GDO´ya bakıyorsa bu operasyon, bir yönü ile de hukukun genetiğinin değiştirilmesine bakmaktadır. Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı´nın hakkımızda yaptığı hukuksuz bir inceleme, hukuksuz bir soruşturma neticesinde bu günlere gelmiş durumdayız" şeklinde konuştu.
3 emniyet mensubu açıklamanın ardından avukatlarıyla birlikte emniyet müdürlüğüne giderek teslim oldu. Kalabalık, emniyet mensuplarına sloganlarla destek verdi.
(HSK-SO-Y)

28.10.2014 16:48:52 TSI

Google+ WhatsApp