Mersin´de ´suriyeli Mültecilerin Sorunları Ve Çözüm Önerileri Çalıştayı´

AK Parti Genel Merkezi tarafından organize edilen ´Suriyeli Mültecilerin Sorunları ve Çözüm Önerileri Çalıştayı´ Mersin´de başladı. Milletvekilleri, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ve gazetec

AK Parti Genel Merkezi tarafından organize edilen ´Suriyeli Mültecilerin Sorunları ve Çözüm Önerileri Çalıştayı´ Mersin´de başladı. Milletvekilleri, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ve gazeteciler Suriyeli mültecilerin sorunları ve çözümü konusunda fikir alışverişinde bulundu.
HiltonSA Otel´de düzenlenen çalıştaya, AK Parti Sosyal İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mazhar Bağlı, AK Parti Mersin milletvekilleri Nebi Bozkurt ile Çiğdem Münevver Ökten, AK Parti Mersin İl Başkanı İsmail Taşpınar, akademisyenler, STK temsilcileri ve bazı gazeteciler katıldı. Sadece açılış konuşmalarının basına açık olduğu çalıştayda, milletvekilleri, akademisyenler, STK temsilcileri ve gazeteciler sorum ve çözümler konusunda fikir alışverişinde bulundu. Açılış konuşması yapan Prof. Dr. Mazhar Bağlı, Türkiye bugüne kadar ki en fazla mülteciyi ağırladığını söyledi. Şu anda Türkiye´de 1.6 milyon mültecinin bulunduğunu belirten Bağcı, "Bunların 2 türlü toplumsal etkisinden bahsetmek mümkün. Doğrudan muhatap olan kentler, dolaylı olarak muhatap olan kentler. Mersin bizim gözlemlerimiz ve yaptığımız çalışmalar sonucunda 2. derecede etkilenen kentlerden birisidir. Biz bir sonraki çalışmamızı Gaziantep´de, 3.´sünü ise Şanlıurfa´da yapacağız. Bildiğiniz gibi Anadolu bugüne kadar tarihinin pek çok döneminde çevresinde olup biten sorunlardan dolayı sığınmak isteyenlerin bir güven limanı olmuştur. Bunu kendi kendinizi övmek için söylemiyorum. Anadolu bugüne kadar başları sıkışan insanların rahatlıkla gelip, sığınabildikleri yerdir. Bundan sonrada böyle olacaktır. Tabi ki bir takım sorunlar var. Bunların farkındayız. Zaten bu çalıştayda bu ve benzeri konularda var olan sorunları birlikte sevk ve idare etmek için bir ortak aklı ortaya koymaktır. Duygusal davranmak yerine aynı zamanda rasyonelde davranmamız gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu.

"SURİYE´DE KARIŞILIK BİTSE BİLE BU MÜLTECİLERİN 1 MİLYONA YAKINI BURADA KALACAKTIR"
Türkiye´nin bugüne kadar çevresinde olup bitenlerden kendini koruyabilmiş olmasının halkın bu anlamdaki sağ duyusuna ve bilgeliğine borçlu olduklarının altını çizen Bağlı, "Bu bilgeleğin bir gereği olarak insanlar buraya geldikleri zamanda bu misafir perverliğin bir gereği olarak da büyük bir hoşgörü ile karşılanmaktalar. Var olan sorunları total bir mesele olarak görmemek gerekiyor. Burada 1.6 milyon insan bulunmaktadır. Bunları yarın, bir gün Suriye´de bir istikrar kurulduğu zaman ne kadarı geriye döner diye hesap yaptığımızda dünyanın bugüne kadar ki mülteciler ile ilgili hesaplamalarında zannediyorum Afrika´da bir ülkede böyle bir büyük geri dönüş sağlanabildi oda yüzde 30 civarındaydı. Hadi bizde daha iyimser bir tablo çizelim yüzde 40 bile olsa 1 milyona yakın insan burada kalacak anlamına geliyor. Dolayısıyla bunların hem toplumsal olarak hem düşünsel olarak hem kültürel olarak buradaki coğrafyadaki insanlara eklenebilmeleri için nasıl bir strateji izlememiz gerekiyor hangi politikalar başvurmamız gerekiyor ve bugüne kadar hükümetin gerekse diğer kamudaki aktörlerin bu anlamda yürüttükleri çalışmalarda ne tür aksaklıklar var, bize ne söylemek istiyorlar, bunu öğrenmek istiyoruz. Tamamen arkadaşlarımızı dinlemeye geldik" şeklinde konuştu.

NEBİ BOZKURT: "KIYAMETİN KOPUŞ ANINDA DAHİ BİR MÜSLÜMAN HAYATA KARŞI SORUMLUDUR"
Milletvekili Nebi Bozkurt ise insan oğlunun çok şerefli bir mahluk olduğuna dikkat çekerek, "Cenab-ı Hak Kuran-ı Kerim´de, "Adem oğlunu, insan oğlunu biz şerefli kıldık, üstün kıldık" diyor. En güzel şekilde yaratılmış insan yerine göre çok zalimde olabiliyor. Bu bakımdan bizim insan olarak en önemli amacımız hayata karşı olan sorumluluğumuz ve bunun bilincinde olmak. Hayata karşı olan sorumluluğumuz ile ilgili Hz. Peygamber bir hadisinde, "Kıyametin koptuğunu görse bile bir insan, elindeki yaş bir fidan varsa bu fidanın dikilmesini" istiyor. Hocalarımızdan birinin bu konuyla ilgili makalesinde, "Kıyamet koparken dikilen fidanın ne kerestesinden yararlanacağız ne gölgesinden yararlanacağız ne meyvesinden yararlanacağız" der. Ama en son anda bile bir Müslüman hayatına karşı sorumludur. Kıyametin kopuş anında dahi bir Müslüman hayata karşı sorumludur. Hele hele bu insan hayatı olunca sorumluluğumuz bir kat daha artmaktadır. Tabi Mersin halkının yaşadığı birçok problemler var. Bu toplantılar devam edecek. Mersin´imiz birçok konuda bazı sıkıntılar yaşıyor ama yardım konusunda bizim bir geleneğimiz var. Biz komşusunu kendisine tercih eden arkadaşını kendisine tercih eden bir anlayışa sahibiz. İnşallah bu toplantılarda nasıl yardım edebiliriz, nasıl olayların gelişmesine göre faydalı olabiliriz bunların bir takım fikirlerin ortaya çıkması ile daha da planlı yapılmasının önü açılır" dedi.
Açılış konuşmalarının ardından çalıştay, basına kapalı olarak devam etti.
(KRY-ÖK-Y)

26.10.2014 13:58:21 TSI

Google+ WhatsApp