Kılıçdaroğlu'ndan işçilerle '1 Mayıs' görüşmesi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, aralarında sağlıkçı, apartman görevlisi, kurye, maden işçisi ve gazetecinin bulunduğu, farklı sektörlerde çalışan 12 kişi ile video konferans yöntemiyle görüşerek, 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramlarını kutladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, işçilerin bayramını kutladı, sorunlarını dinledi. Kılıçdaroğlu, Covid-19 salgını nedeniyle bu sene 1 Mayıs’ta alanlara çıkılmadığını hatırlatarak, "Bugün alın teri dökenlerin, emek harcayanların, hakkıyla, hukukuyla kazandığı parayla evine ekmek götürenlerin bayramı. Bu bayramda hastalıktan dolayı sokaklara doğal olarak çıkılmayacak. Çıkılmamasının da haklı bir gerekçesi var ama sonuçta 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı nasıl kutladıysak 1 Mayıs’ı da aynı çerçevede, aynı heyecanla, güzellikle kutlamaya çalışacağız" dedi.
'GERÇEKTEN ONLARI ALKIŞLAMAK LAZIM'
Kılıçdaroğlu, Covid-19 salgını krizinin sadece Türkiye'yi değil bütün dünyayı etkileyen ve derin sarsıntılar yaratan bir hastalık olduğunu ifade ederek, "Her ülke kendince önlem almaya çalışıyor. Biz de önlem almaya çalışıyoruz. Şunun altını da çizmemiz gerekiyor ki gerçekten de Türkiye'de sağlık çalışanları bu sürecin en az hasarla atlatılması için olağanüstü çaba gösterdiler. Bu ülkenin güzel insanları balkonlarına çıktılar bütün sağlık çalışanlarını alkışladır. Gerçekten onları alkışlamak lazım. Onlar çocuklarımıza, ailelerimize virüs bulaşmasın diye evlerine bile gitmediler. Uzun süre evlerinden, yurtlarından, çocuklarından ayrı kaldılar. Sokağa çıkma yasağı olmasına karşı alanda çalışan polislerimiz, bekçilerimiz, kuryelerimiz var. Dolayısıyla bunlar, 'günlük hayatta ciddi aksaklıklar olmasın' veya 'hizmetler yüzde yüz aksamasın' diye çalışan kardeşlerimiz. Bunların da kendilerine göre ciddi sorunları var" ifadelerini kullandı.
'OLAY İNSAN MERKEZLİ DÜŞÜNÜLMÜYOR'
Kılıçdaroğlu, kısa çalışma ödeneğinden tüm işsiz kalanların yararlanması gerektiğini vurgulayarak, "Bir kişi pandemi dolayısıyla ya da Covid-19 oldu işsiz kaldı. Eğer kısa çalışma ödeneğinden yararlanabiliyorsa gidiyor bundan yararlanmak için dilekçe veriyor, işlemler yapılıyor ve ondan para alıyor. Başka bir kişi de düşünün o da sigortalı; ama kısa çalışma ödeneğinden yararlanamıyor. Çünkü o süreyi doldurmamış. Ama o öbüründen yaklaşık 600 lira daha az aylık alıyor. Birisi diyelim ki bin 500 lira alıyorsa öbürü bin lira alıyor. Dolayısıyla bakıldığında kişi işsiz kaldı mı kaldı, sigortalı mıydı sigortalıydı. İşsiz kaldığında da adalete göre ikisine de aynı ödemenin yapılması gerekiyor mu yapılması gerekiyor. Ama fiilen yapılıyor mu? Hayır, yapılmıyor. Yasa da bu dengesizliği özendiren şekilde çıktı. Anayasasında 'sosyal devlet' yazan bir devleti düşünün; kura çekiliyor, kurada çıkıyorum, öğretmen olarak atanacağım, okullar kapalı olduğu için benim atama kararnamem çıkmıyor, ben aylık almayayım diye. Olay insan merkezli düşünülmüyor. İnsanın çıkarı üzerine inşa edilen bir şey yok. Her şey rant merkezli olduğu için insan, öğretmen rahatlıkla feda edilebiliyor" diye konuştu.
'CUMHURİYETİMİZİ DEMOKRASİ İLE TAÇLANDIRMALIYIZ'
Kılıçdaroğlu, "Erzurum'da, İstanbul'da, Orta Anadolu'da, Karadeniz'de taşeron işçilerle nasıl bir araya geldiğimizi, onları nasıl dinlediğimizi, onları önce dernek olarak nasıl örgütlediğimizi ve sonra haklarını alsınlar diye nasıl mücadele verdiğimizi tarih yazacak. En son işsizlik sigortası rahmetli Ecevit’in başbakanlığı döneminde gerçekleşti. Aile yardımları sigortası niye çıkmıyor? Neden sendikalar aile yardımları sigortasını istemezler? Sizin hakkınız. Kişi işsiz kaldığında bir kişi mi işsiz kalıyor? Onun eşi, çocukları yok mu? 'Günde 39 lira 24 kuruş vereceğiz' diyorlar. 39 lira 24 kuruş verilen bir kişinin 5 kişilik ailesinin olduğunu düşünün. Bu simide bile yetmez. Ülkesini seven, 1 Mayıs'ta bayramını kutlayan, barışı, huzuru, birlikteliği savunan her birimizin kimliğine, inancına, yaşam tarzına saygı gösteren bir anlayış için de yola çıkıp gerçek anlamda Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırmalıyız" dedi.