Kayseri’nin tarihi turizm cenneti: Ağırnas Yeraltı Şehri
Kayseri birçok medeniyete ev sahipliği yapmış tarihi bir şehirdir. Şehrin neredeyse her bölgesinde geçmişte yaşamış medeniyetlerin kalıntılarını görebilmemiz mümkündür. Ağırnas Yeraltı Şehri de bunlardan sadece bir tanesidir.
Ağırnas kasabasının girişinde Aşağı Pınar mevkiinde bulunan Ağırnas Yeraltı Şehri, bazı bölümlerinin milattan önce yapıldığı ve daha sonraki yıllarda da ilaveler yapıldığı, niş ve resimlerden en çok M.S 1-13. yüzyıllar arasında kullanıldığı anlaşılmakta. Son yıllarda büyük bir titizlikle temizlenerek turizme açılan yer altı şehri, Kayseri’ye gelen yerli ve yabancı ziyaretçilerinin büyük ilgisini çekmektedir.
Ağırnas, Mimar Sinan'ın doğduğu kasabadır. Ağırnas kasabasının girişinde Aşağı Pınar mevkiinde bulunan Ağırnas Yeraltı Şehri, bazı bölümlerinin milattan önce yapıldığı ve daha sonraki yıllarda da ilaveler yapıldığı, niş ve resimlerden en çok M.S 1-13. yüzyıllar arasında kullanıldığı anlaşılmakta. Son yıllarda büyük bir titizlikle temizlenerek turizme açılan yer altı şehri, ilimize gelen yerli ve yabancı ziyaretçilerinin büyük ilgisini çekmektedir.
Dehlizleri, mağaraları, yeraltı şehir kalıntılarıyla Ağırnas günümüzden en az 3000 yıl öncesinden insanların oturduğu anlaşılan bir yerleşim merkezidir. Ağırnasın geçmişi ile ilgili Selçuklular dönemine ait elimizde tarihi belgeler bulunmamakta, ama Osmanlı dönemine ait 1500 yılında yapılan tahrir defterine Ağırnasın Kayseride bulunan 9 nahiyeden biri olan Koramaz nahiyesine tabi, 53 hane Hristiyan (Gebran hane), 3 hane Müslüman, 2 adet değirmen, 4 adet bezirhanesi bulunan ve 18 bin akçe vergi ödeyen hem nüfus hem de ekonomik yönden oldukça büyük bir köy olarak kaydedilmiştir. Kasaba nüfusunun % 95'ini Rumlar teşkil etmektedirler. 1834 kayıtlarında Ağırnas'ta 145 hane Müslüman, 28 hane de Hristiyan yer almaktadır. 1875 yılı nüfus sayımında Ağırnas'ta 258 hanede 658 erkek nüfus bulunup bunların 138'i Hristiyan, 560'ı Müslümandır.
Köy arazisinin kıraç ve volkanik olması tarım yapmaya ve bol verim elde etmeye müsait olmayışı tarımın bir yıl yapılıp, ikinci yıl ekilecek yerlerin nadasa bırakılması zorunlu olduğundan hatta yapılan tarımda verimin çok düşük en olumlu şartlarda bile bire beş veya bire yedi gibi ürün vermesi insanların geçimlerini temin etmek için başka meslek dallarına itibar etmelerine neden olmuştur. 16. ve 17. yy. Türkiye'den İngiltere'ye ihraç edilen mallara ait listenin ilk sırasında Ağırnas'ta dokunan kumaşlar yer almakta. Bilhassa "Ağırnas boğası" denilen ince yumuşak beyaz pamuklu bez başta İngiltere, Fransa ve Hollanda da çok aranan rağbet gören ticari mallar arasında görülmektedir. Burası 1923-2003 arası Taşören adını taşımış ve daha sonra yeniden eski adına dönmüştür.