gerçeklerin gücüne güvenerek
asıl ‘milli ve yerli’ dış politika sözde ‘milli ve yerli’ politikaların iç yüzünü teşhir etmekten geçer
iyi parti başkanlık divanı, başta sayın genel başkan meral akşener olmak üzere, gerçek bir ‘milli ve yerli’ politikanın sayın erdoğan’ın sözde ‘milli ve yerli’ politikalarının iç yüzünü teşhir etmekten geçtiğine karar verdi.
iyi parti, diğer muhalefet partilerinin yaptığı gibi edilgen bir muhalefet anlayışı yerine,gerçeklerin gücüne güvenerek sayın erdoğan’ın çok ağır propaganda mekanizmasını alt etmeye kararlıdır.
bu kararlılıkla şu gerçeklere dikkat çekmeyi bir görev biliyoruz.
saray merkezli dış politikaların her cephesi ayrı bir fiyaskodur.
ancak ak parti’nin dış politika fiyaskosu güdümlü suriye politikalarında zirve yapmış ve türk milletine çok ağır can ve mal kaybına neden olmuştur.2012’de birkaç hafta içinde şam’da emevi camisinde cuma namazı kılma ideolojik hayaliyle olağan rotasından çıkarılan suriye politikaları,bugün türkiye’yi, ırak’ının yaşadığı gibi bir cehenneme sürükleme tehlikesi ile karşı karşıya bırakabilir.
sayın erdoğan’ın müslüman kardeşler’in lideri olma hayalinin bedeli,şu an için kendi refahından ve mutluluğundan çalınan 30 milyar dolardır.maddi bedel her geçen gün biraz daha katlanmaktadır.manevi maliyet ise her türlü parasal bedelin üzerindedir ve olumsuz etkileri kuşaklar boyu sürecektir.
pyd/ypg’yi erdoğan’ın yakın dostu trump silâhlandırdı
yönetenlerin görevi türk milleti’nin evlâtlarını refah içinde yaşatmak için çalışmak iken…ilk defa verdirdiği şehitlerle övünen bir anlayış görüyoruz.
halbuki - iktidarın ağzıyla söylüyorum- ypg desteği altında süleyman şah türbesi’nin geri çekilmesi ile başlatılan ricat…sınırımızda sayın erdoğan’ın “yakın dostu” trump tarafından silâhlandırılmış terör güçlerinin oluşması ile sonuçlanmıştır.iktidar, süleyman şah türbesi geri çekilirken ypg’den destek aldığını açığa vurmamış modır?
süleyman şah türbesi’ni geri çekip toprağımızı terketmek mi milli siyaset?süleyman şah türbesi’ninypg himayesinde geri çekilmesi, o günlerde ypg ve işid türü başka terör örgütlerine hediye edilen tavizler,daha sonra fırat kalkanı harekatını zorunluluk haline getirmiş ve maalesef 71 şehit verilmiş, birçok askerimiz gazi olmuştur.
ancak bu gaflet ve dalalet durumu bugün çok daha vahim bir noktaya taşınmak üzeredir.
ak parti’yi eleştirmemiz dış dünyanın yanında yer aldığımız anlamına gelmez
sayın erdoğan afrin meselesini yine iç politikaya alet etmekte ve seçim süreçlerinde kendi hedeflerine ulaşmak için kullanmak niyetindedir.
dış politikanın sayın erdoğan tarafından şehitler vermemiz pahasına tekrar seçilmek için kullanılması ‘yerli ve millî’ sıfatları ile kamufle edilemez.dış politikadaki türkiye cumhuriyetine ve türk milletine asla yakışmayan akıl almaz zigzaglara ‘milli ve yerli’ sıfatlarıyla itibar kazandırmanın devrini iyi parti bitirecektir.ancak iyi parti’nin gayrı millî ak parti siyasetlerine karşı durması, dış dünyanın yanında yer aldığı anlamına gelmez.
bu kez, iyi parti olarak böyle ucuzluklara izin vermemek için, türk milleti adına şu soruları soruyoruz ve hemen cevaplandırılmasını istiyoruz:
şamar oğlanı olmanın adı dostluk mu oldu?
siz cumhurbaşkanı olarak daha eylül ayında trump’la görüştünüz. bu görüşmeden ne çıktı, ne aldınız?
pyd meselesini hallettiniz mi?
fetö’nün başının iadesini sağladınız mı?
daha siz amerika yolunda iken, pyd/ypg’ye silâh gönderen trump’tan neden 11 milyar dolarlık uçak satın aldınız?neye göre bir sabah amerika’nın, öğlen iran’ın, akşam rusya’nın “dostu” olma kararı veriyorsunuz?
yoksa şamar oğlanı olmanın adı dostluk mu oldu?
şimdi asıl soruyu soruyorum:
pkk’nın yerleştiği ırak-suriye sınırımız toplam 911 kilometre.
bu 911 km. cephe boyunca aynı anda harekat yaparak sınırın güneyindeki terör hedeflerini komple yok mu edeceksiniz yoksa pkk'nın ağırlık merkezini mi yok edeceğiz?
eğer pkk’nun ağırlık merkezini yok edecekseniz bu fırat’ın doğusu değil mi?yoksa afrin, türk milletinin dikkatlerini fırat’ın doğusu’ndan uzaklaştırmak için oynanan kanlı bir oyun mu?diğer yandan hepimizi üzen bu soruların ortaya koyduğu hazin manzaraya rağmen niye abd’den hala stratejik ortağımız diye bahsediyorsunuz?
bunlarla amacın ne?
‘milli ve yerli’ olmak ne zamandan beri koskoca türkiye’yi sudanlı el beşir’in muhatabı haline getirerek üçüncü sınıf bir devlet derekesine indirmek oldu?
cumhurbaşkanının, abd’nin ypg tercihinin çok aşikar olduğu halde…‘suriye siyasetimizi abd ile yürütmek istiyoruz’ diyebilmesi de esasen bir gafletten başka bir şey olmayan ömür boyu başkan olma amacının bir sonucudur.
iyi parti, tek adam rejimini kalıcı kılmaktan başka hiçbir maksada hizmet etmeyecek ve bekâsorunu yaratabilecek afrin savaş senaryolarına tamamen karşıdır.
davul zurna ile günler öncesi savaş ilânı mı olur?
çünkü suriye’ye girmek demek, abd, rusya, israil ve iran’a türkiye’nin daha da zayıflamasına yol açacak teşebbüslerde bulunma fırsatı sunmak demektir. üstelik bir savaş operasyonunun günler öncesinden ilân edildiği nerede duyulmuş?
sayın erdoğan’ın afrin operasyonunu adeta bir halkla ilişkiler çalışmasına dönüştürmesinin bedelini –allah korusun- daha çok mehmetçik canlarıyla ödeyebilir.
cumhurbaşkanı bu tutumuyla afrin’deki bazı radikal gruplara ‘vakit varken kaç’ uyarısını da yapmış olmaktadır.
aslında erdoğan askeri harekatın her an başlayabileceğini ifade etmek suretiyle yeni bir göç hareketinin fitilini kendisi ateşlemiştir.ypg/pkk afrin’de tuzaklar kurmaya hendekler kazmaya başlamıştır.
iyi parti başkanlık divanı, cumhurbaşkanının içine girilecek seçim süreçlerini yönetmek üzere uygulamaya koyduğu yeni bir “oneminute” politikasını ret eder.milletin bize verdiği millî muhalefet görevi nedeniyle yaptığımız eleştiri ve uyarılardan sonra, iyi parti olarak görüş ve önerilerimiz şöyle:
esad’ın uzattığı eli sıkın ve suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlayın
diplomasi tükenmemiştir. diplomasinin yolları milli çıkarlarımız istikametinde zorlanmalıdırabd müttefiklikle uzaktan yakından ilgisi olmayan politikalarından vazgeçmeli ve sadece afrin’de değil tüm suriye sınırında pyd/ypg’yi silahlandırarak sınır birlikleri oluşturmaktan derhal vazgeçmelidir.
sayın erdoğan, mezhepsel dış politika anlayışını terk etmeli dış politikamızı derhal iç politikasının ve seçim süreçlerinin aracı olmaktan çıkarmalıdır.türkiye suriye'nin egemenliği ve toprak bütünlüğüne atıflı açıklamalarda bulunmalı ve elini ikinci defa bize uzatan esad ile doğrudan görüşmelere başlanmalıdır.
esad’la barış yaparak pyd/ypg ile mücadeleyi tüm sınır boyunca şam'la birlikte yapmalıyız ve türkiye’deki sığınmacıların güvenlik içinde geri dönmelerini sağlamalıyız.idlib ve fırat nehrinin batısında kalan araziyi suriye kuvvetlerine teslim ederek biran evvel suriye bataklığından çekilmeliyiz.
aksi halde karşı karşıya kalacağımız sorunların çözümü de çok maliyetli olur. umarız bir an önce hamasetten uzaklaşılıp, diplomasiye imkân tanınır.
aksi takdirde, ilişkilerimizin kontrolden çıkması gibi hiç arzu edilmeyecek bir noktaya sürüklenebileceğimizden derin endişe duyuyoruz. bugün türkiye’nin karşı karşıya olduğu asıl büyük tehdit ve beka sorunu da budur.