Erdoğan'dan Rusya'ya: 'Alsan ne olur almasan ne olur'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Herkes Rusya’ya yaptırım uygularken biz yaptırım uygulamadık. Biz yine bütün ürünleri gönderdik. Bakıyorsunuz ki şimdi tekstilde falan ‘biz Türk malı tekstil ürünleri almıyoruz’ diyorlar. Velkevki 1 milyar dolarlık ithalatınız olsun Türkiye bunlarla yıkılacak bir ülke değil. Alsan ne olur almasan ne olur.' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türk Akımı projesinin Rusya tarafından durdurulduğu haberlerini yalanlayarak, "Türk Akımı taleplerimizin karşılanmaması sebebiyle bir süredir tarafımızdan rafa kaldırılmış bir projedir" dedi. Rusya'nın ekonomik yaptırımlarını da hatırlatan Erdoğan, "Türkiye bunlarla yıkılacak bir ülke değil. Alsan ne olur almasan ne olur" ifadelerini kullandı.
“RUSYA VE IRAK TEK KAYNAĞIMIZ DEĞİL”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye İnovasyon Haftası Kapanış Seremonisi’nde yaptığı konuşmada Rusya ile yaşanan gerginliğe değinerek, “Türkiye zengin enerji kaynakları olan bir ülke değil, tam tersine bu bakımdan dışa bağımlıyız. Rusya ile yaşadığımız son sıkıntıda ilk akla gelen doğalgaz konusu oldu. Niçin Çünkü ısınmada ve elektrik üretiminde büyük ölçüde doğalgaz kullanıyoruz. Petrolümüzün yüzde 90.5’ini, doğalgazımızın yüzde 98.5’ini dışardan alıyoruz. Doğalgazda en büyük tedarikçi Rusya, ham petrolde ise Irak. Her iki ülke de tek kaynağımız değildir. Doğalgazı İran, Azerbaycan, Nijerya, Cezayir gibi ülkelerden de temin ediyoruz. Petrolde İran ve Suudi Arabistan gibi tedarikçiler bulunuyor. Doğalgazın önemli bölümünü elektrik üretiminde kullanıyoruz. Kendi alternatif kaynaklarımızı yenilenebilir enerji olarak kullanma imkanlarımız var. Geçtiğimiz Çarşamba günü Katar ziyaretinde bu doğrultuda önemli bir adım attık. Sayın Başbakanımız’ın Azerbaycan ziyaretinde de farklı adımlar atıldı. Bu arada Rusya ile aramızdaki sorunların doğalgaz, Akkuyu nüklere enerji santrali gibi bu projelere yansıyacağına yönelik bir işaret yok” diye konuştu.
“ALSAN NE OLUR ALMASAN NE OLUR”
Türkiye’nin egemenlik hakları üzerinde operasyon düzenleyenlere karşı uyarıları daha önce de yaptığını vurgulayan Erdoğan, “Bir değil iki değil üç değil. Tüm bunlara rağmen bu gelişme ne yazık ki böyle bir netice doğdu. Burada kalkıp da gıda noktasında herkes Rusya’ya yaptırım uygularken biz yaptırım uygulamadık. Biz yine bütün ürünleri gönderdik. ‘Niye gönderiyorsunuz’ dediğinde ‘bizim stratejik ortağımız’ dedik. Bakıyorsunuz ki şimdi tekstilde falan ‘biz Türk malı tekstil ürünleri almıyoruz’ diyorlar. Bunların hepsi duygusal şeyler. Velkevki 1 milyar dolarlık ithalatınız olsun Türkiye bunlarla yıkılacak bir ülke değil. Alsan ne olur almasan ne olur. Başka kapıdan başka kaynaklar çıkar. Şu anda onlar da çıkıyor zaten. Bu konulardan endişeniz olmasın. Biz üretimlerimizi arttırarak kendimize yeni pazarlar üretmek suretiyle çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu tür sıkıntılarla karşılaşmamızı önleyecek tedbirler zaten gündemimizde” ifadelerini kullandı.
“TÜRKAKIMI TARAFIMIZ TARAFINDAN RAFA KALDIRILMIŞ BİR PROJE”
Türk Akımı projesinin Rusya tarafından durdurulduğu yönündeki haberleri de yalanlayan Erdoğan, “Kamuoyunda Türk Akımı projesinin Rusya tarafında durdurulduğu yönünde haberler çıkıyor. Bu yalan haberlere inanmayın. Tam aksine Türk Akımı taleplerimizin karşılanmaması sebebiyle bir süredir tarafımızdan rafa kaldırılmış bir projedir. Dolayısıyla burada da yaşanan son olaylardan kaynaklanan olumsuzluk söz konusu değildir. Buna rağmen biz Rusya’nın krizi tırmandıran üslubunu tasvip etmiyoruz. Biz onların diliyle de konuşmuyoruz. Biz diplomatik dille konuşuyoruz. Bu konuda sabırlıyız. Biz milliyiz, yerliyiz ve bu ülke bu konuda ne zaman neyi konuşacağını çok iyi bilir” şeklinde konuştu.
“ARTIK DİPLOMASİSİ GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE VAR”
Rusya ile yaşanan sorunun Türkiye’nin milli savunma sanayisini geliştirme yönündeki iradesinin ne kadar isabetli olduğunu ortaya çıkardığını söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu alanlarda ciddi mesafe kat etmekle birlikte henüz arzu ettiğimiz seviyeye ulaşamadığımızı ifade etmeliyiz. Eskiden mücadeleler yürekle ve bilekle verildiği için işimiz daha kolaydı. Şimdi yüreğiniz ve bileğiniz kadar sağlam güçlü bir ekonomimiz ve gelişmiş ve savunma sanayiniz yoksa netice alıcı bir mücadele yürütebilmeniz mümkün değil. Bir de sahada kazanıp masada kaybetme meselesi var. Artık diplomatik gücü güçlü bir Türkiye var. Masada güçlü bir ülke var”.
“BÖYLE BİR ZAMANDA ÜLKE SİYASETİ BERABER OLAMAZSA, NE ZAMAN BERABER OLACAK”
Rusya sorunu üzerinden muhalefeti de eleştiren Erdoğan, “Bizim en önemli sıkıntımız içimizdeki bazı kesimlerin ülkelerine olan güvensizliği. Böyle bir zamanda ülkenin siyaseti bir olamazsa beraber olamazsa ne zaman beraber olacak. Ana muhalefete bakıyorsunuz. Neredeyse utanmasa gidecek Putin’in yanında yer alacak. Zaten Esed’in yanında yer aldı oradan tanıyoruz. Böyle bir şey olabilir mi. Bugün değilse ne zaman. STK’larımızla her şeyle biz bugün bir olacağız ve dayanışma içinde olacağız. Bu herhangi bir siyasi partinin sorunu değildir. Milletimizin ortak sorunudur. Siyasi rekabetle milli çıkarları ayırt edemeyecek kadar basiretleri bağlanmış olanları ben milletimizin vicdanına havale ediyorum. Türkiye’nin karşısında kim varsa onun yanında yer almayı siyasetçi, aydın olmak zannediyorlar. Biz bilim dediğimiz, inovasyon dediğimiz için bunlara da kaşı çıkarlar ha. Her fırsatta bizim nezdimizde millete ve milletin değerlerine olan düşmanlıklarını açığa vurmaktan çekinmeye bu güruha şimdiye kadar eyvallah demedik, bundan sonra da demeyeceğiz” diye konuştu.
“BİZE DOST OLAN FAYDA SAĞLAR, HUSUMET BESLEYEN ZARAR GÖRÜR”
Erdoğan dünyanın hızla değiştiğine de dikkat çekerek, “Bize dost olan bundan sadece fayda sağlar, husumet besleyen sadece zarar görür. Biz ruhumuzla gönlümüzle kalbimize Yunus Emre’lerin sevgi ile dostlukla döşeli yolunda ilerliyoruz. Aynı zamanda biz Alparslanların, Kılçarslan’ların, Fatih’lerin, Yavuz’ların, Gazi Mustafa Kemal’lerin torunlarıyız bunun da böyle bilinmesini istiyorum. Kim hangi tarafımızla muhatap olursa o tarafımızı görür. Bizim komşularımızın dostlarımızın huzurundan güvenliğinden başka bir gayemiz yok. Bunun için her türlü yardımlaşmaya varız ama onlardan da kendi huzurumuza, refahımıza saygılı olmaların beklemenin hakkımız olduğuna inanıyorum. Bizden saygı bekleyenler lütfen onlar da bize saygı göstersinler” dedi.
“TÜRKİYE KÜRESEL İNOVASYON ENDEKSİNDE HIZLA YÜKSELDİ”
Türkiye İnovasyon Haftası Kapanış Seremonisi'nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ürettiğimiz ürünlerin tasarımlarını kendimizin yapması bizim için dün olduğundan daha önemlidir. Bunun için inovasyona, Ar-Ge faaliyetlerine önem vermeliyiz. Türkiye küresel inovasyon endeksinde hızla yükseldi” dedi.
Erdoğan, Türkiye'nin ekonomik alanda 13 yıl içinde büyük bir gelişme katettiğini belirterek, “Türkiye geçtiğimiz 13 yılda her alanda olduğu gibi ekonomi alanında da büyük bir değişime imza attı. Sizler bu devrimin en yakın şahitlerisiniz. Önümüzde 2023 hedeflerimiz var. Türkiye’yi bugünlere getiren politikalar çok önemliydi ancak sadece bunlarla hedeflerimize ulaşamayız. Yeni politikalar geliştirmek ve bunların hayata geçirmeliyiz. Elbette üretmeye devam edeceğiz ama artık üretimimizin ağırlık noktasını emek, yoğun işlerden ileri teknoloji, esaslı işlere doğru kaydırmak durumundayız. Ürettiğimiz ürünlerin tasarımlarını kendimizin yapması bizim için dün olduğundan daha önemlidir. Bunun için inovasyona, Ar-Ge faaliyetlerine önem vermeliyiz. Türkiye küresel inovasyon endeksinde hızla yükseldi. Daha kat etmemiz gereken çok mesafe var” dedi.
Eğitim alanında Türkiye'nin eksiklerinin olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Eğitim öğretim alanında eksikliklerimiz bulunuyor. Maalesef eğitimde altyapıyı güçlendirmekte gösterdiğimiz başarıyı içeriğinin geliştirilmesinde ortaya koyamadık. Bu dönem eğitim öğretim konusu üzerinde en çok duracağımız alanların başında gelecektir. Ekonomide de itici gücümüzün inovasyon olacağına inanıyorum. Güney Kore ve Japonya inovatif ürünleri ön plana çıkararak kendilerine yeni pencereler açıyorlar. Bunun için Türkiye’ye Ar-Ge konusunda daha kararlı adımlar atması gerekiyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“2002 yılında Ar-Ge harcamalarının milli gelir içindeki payı sadece binde 5 idi. Biz bu oranı 2014 itibariyle yüzde 1’e çıkarmış bulunuyoruz. Hedefimiz 2023 yılına kadar mili gelirden Ar-Ge ye ayrılan payı yüzde 3 düzeyine yükseltmektir. Maalesef bu yılın ilk on ayında ileri teknoloji ürünlerinin imalatan sanayi ihracatındaki payı sadece yüzde 3.5 düzeyindedir. Buna karşı aynı kategorinin ithalatında payı yüzde 15.5. Sürdürülebilir büyüme ve kalkınma hedeflerimizin bakımında bu dönüşümü başarmamız hayati derecede önemli. İnovasyon kültürünü hem kurumsal, hem bireysel alanda köklü bir şekilde yerleştirmeliyiz. Üniversitelerimizi ki 2002 sonunda 76 olan sıyısı 193’e çıkarmış bulunuyoruz. Eğitim öğretimi ayağa değil, ulaşamayanların ayağına götürme operasyonunu gerçekleştirdik. Benim Muş’taki, Hakkari’deki gençlerimizin İstanbul’a, Ankara’ya gelmeye imkanları var mı, yok. Bu operasyonla oralarda üniversitelerimizi kurduk. Oralara Prof., doçentleri göndermiş bulunuyoruz. Daha iyi olacak. Bundan şüphem yok. Üniversitelerimizi her alanda ve her düzeyde inovatif yeteneğine olan değerlerimizi ortaya çıkaracak çalışmalar için teşvik etmeliyiz. Bu konuda üniversite sanayi işbirliği geliştirilmesine ihtiyaç var. Bilim Sanayi Ve Teknoloji Bakanlığımızın bu kapsamda uyguladığı programlar olduğunu biliyoruz.”
“Teknopark sayımızı 13 yılda 2’den 59’a çıkardık” diyen Erdoğan, “Ama hedeflerimiz bakımından bunların yeterli olmadığı açık. Dünya çapında tanınan en az 10 küresel markamız olmalı. Burada gerek TİM, gerek TOBB gerek DEİK gibi kuruluşlarımızın yoğun bir atak içinde olması şart. Tabii ekonomi bakanlığımız ve ilgili bakanlığımızın yol açmaları önem arz ediyor. TİM tarafından hazırlanan inovasyon stratejisi 2023’ün önemli bir çalışma olduğuna inanıyorum. Bu çalışmanın kurumlarımız tarafından en iyi şekilde değerlendirileceğine inanıyorum” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarihe baktığımızda dönemin en önemli çalışmalarına imza atan sayısız şahsiyet olduğun görüyoruz. Bunu şimdi de gerçekleştirmemek için bir sebep yoktur. Ülkemizde büyümüş sonra yurt dışına gidip çalışmaları sürdürmüş kişileri dünya çapında başarıla imza attığına şahit oluyoruz. Aynı başarının ülkemize gösterileceği ortamı oluşturmalıyız” diye konuştu.