Davutoğlu: 'Terörle mücadeleyi başlatmasaydık Türkiye kaosa sürüklenebilirdi'
Başbakan Davutoğlu, 'Biz, terörle mücadeleyi başlatmasaydık, Türkiye birilerinin bazı merkezlerde planladığı bugün kaosa sürüklenebilirdi' dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, NG Güral Otel'de düzenlenen '24. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuşmasına partililere teşekkür ederek başladı. Davfutoğlu, "Dün kampa gelirken trafik kazası geçiren İstanbul Milletvekillerimiz Tülay Kaynarca ile Fatma Benli'ye, Trabzon Milletvekilimiz Ayşe Sula Köseoğlu'na ve Antalya Milletvekilimiz Sena Nur Çelik kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Geçmiş olsun, Allah muhafaza eylemiş, Allah kazadan beladan esirgesin cümlemizi. Bu kardeşlerimiz, yol arkadaşlığı için biraraya gelip Afyon'a doğru yola çıktıklarında bir güzel tedbir aldılar, arkada oturanlar da dahil olmak üzere hepsi kemerlerini taktılar. Buradan bütün vatandaşlarımıza seslenmek istiyorum, eğer arkada oturan kardeşlerimiz kemerlerini takmamış olsalardı muhtemelen çok daha acı bir tabloyla karşılaşabilirdik. Kardeşlerimiz, tedbirleri dolayısıyla tebrik ediyorum ve vatandaşlarımıza ister kısa yol ister uzun yol olsun ister önde oturuyor ister arkada oturuyor olsunlar. Mutlaka kemerlerini takmalarını tavsiye ediyorum. Allah, kazadan beladan muhafaza eylesin. Bu arada bir milletvekili kardeşimizin İstanbul Milletvekilimiz Mustafa Yeneroğlu'nun muhterem babası da vefat etti. Biraz önce kendisiyle konuştum, sizlerin de selam ve taziyelerini ilettim. Mustafa Bey ve ailesine de taziyelerimi iletiyorum" ifadelerini kullandı.
Afyon'ın ülke, tarih için de sembolik bir mekan olduğunu anlatan Davutoğlu, "Afyonkarahisar milli mücadelenin sancak şehridir, sembol şehridir. Milletimiz büyük istiklal mücadelesinde zafere giden yolda Afyon'da harekete geçmişti. Afyon, AK Parti için de özel bir şehirdir. Milli mücadelenin sembol şehriyse, Afyon'da istiklal orduları bu milletin bağımsızlığını, onurunu, izzetini korumuşsa AK Parti'nin, Cumhurbaşkanımızın başlattığı yol da yine 14 Ağustos'ta kurulan partimiz de bu kutlu yolculuğa başlamıştır" dedi.
Davutoğlu, Türkiye'yi ümitsiz bir noktadan, karanlık bir tünelden yepyeni ufuklara taşıyan AK Parti kadrolarının milletin umudu olduğunu ifade etti. Bu yürüyüş ülke, bölge ve dünya için de adil, demokratik ve insan odaklı siyasetin adı olduğunu belirten Davutoğlu, inançlı bir siyasi kadronun Afyon'dan yola çıktığını ve o günden bugüne bu davanın kadrolarında yer alanların 23. kez biraraya geldiğini dile getirdi. Davutoğlu, herşeyin başlangıcında temel atmak lazım dien Cumhurbaşkanımıza da buradan bir kez daha şükranlarımızı arz ediyorum. AK Parti, bugün o sağlam temel üzerinde 14. yılında. Bugün milletimize hizmetteyiz, Allah'ın izniyle hiçbir güç bizi millet yolundan alıkoyamacaktır. Hiçbir senaryo milletle aramıza giremeyecektir. Dahili ve harici hiçbir odak Türkiye'yi bütün unsurlarıyla sahiplenmemize engel olamayacaktır. Hiçbir cinayet şebekesi bizi hukuktan, adaletten, hakkaniyetten, merhametten uzaklaştırmayacaktır" ifadelerini kullandı.
Siyasetin esasının istişare olduğunu anlatan Davutoğlu, akılların, emeklerin birleştirilmesi gerektiğine işaret etti. Davutoğlu, istişarenin başkasının dostunun aklını önemsemek olduğuna dikkat çekerek, istişareden fikirlerin bereketlenmesini umduklarını ifade etti. AK Parti'nin kuruluşundan itibaren istişarelere önem verdiğini anlatan Davutoğlu, bu toplantılarda eksik birşey var mı diye istişarede bulunduklarını söyledi.
7 HAZİRAN 1 KASIM SEÇİMLERİNDE ARASINDAKİ 5 KRİTİK KAVŞAK
7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri arasında 5 kritik kavşağın olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, "AK Parti siyasetinin Türkiye için ne kadar önemli olduğunu gösterdiği için burada bir kere daha sizlerle muhasebe etmek istiyorum. Bu 5 kavşaktan birincisi 7 Haziran'dı. Yol arkadaşlarımız Genel Merkezi'in önünü doldurarak umutsuzluğa katılmamazı bir kez daha vurguladı. O gün 7 Haziran günü Konya'dan Ankara'ya geldiğimizde bizim yeise kapılmamızı bekleyen çok çevreler oldu. Genel Merkezimizin balkonunda yaptığım konuşmada, 'Başımız öne eğilmeyecek, daha vakur bir şekillde başımızı dik tutacağız' demiştim" konuştu.
Türkiye'yi hükümetsiz bırakmayacağız' dediklerini hatırlatan Davutoğlu, "7 Haziran'dan 1 Kasım'a kadar bir saniye dahi bu ülkeyi hükümetsiz bırakmadık" dedi.
"İKİNCİ KAVŞAK, MECLİS BAŞKANLIĞI SEÇİMİYDİ"
İkinci kavşak o zaman Meclis Başkanlığı seçimi olduğunu anlatan Davutoğlu, "Birtakım blok siyaseti uygulayanlar, hesaplara içine girenler oldu. 'Meclis Başkanımızı kendi içimizden çıkarırız ama yan yollara sapmayız' dedik. 7 Haziran'da da TBMM Başkanlığı onurlu şekilde İsmet Yılmaz aldı, birtakım hayaller görenlere gerekli cevabı 257 milletvekilimiz omuz omuza durarak gösterdi" şeklinde konuştu.
"ÜÇÜNCÜ KAVŞAK, 7 HAZİRAN'DA MİLLETİMİZİN VERDİĞİ MESAJI SAMİMİYETLE DEĞERLENDİRMEK OLDU"
AK Parti'nin geçtiği üçüncü kavşağın, '7 Haziran'da milletin verdiği mesajı samimiyetle değerlendirmek' olduğunu belirten Davutoğlu, "Parti içinde oluşturulan zeminlerle, araştırmalarla geniş istişare zemini oluşturduk. Ardından kongremize gittik. Örnek bir kongre gerçekleştirdik ve küçük hesaplara girmeyeceklerin partisi olduğunu herkese gösterdik. Partimizin kurucu ilişkilerimizi kurumsallaştırmak, toplumla ilişkisini kuvvetlendirmek üzere yeni birimler ve başkan yardımcıları ihtas ettik" ifadelerini kullandı.
"BU DAVAYI ŞAHSİ ÇIKARLARI İÇİN KULLANANLARA BUGÜNE KADAR FIRSAT VERMEDİK, BUNDAN SONRA DA VERMEYECEĞİZ"
Kurucu ilkelerinin AK Parti'ye yön vermeye devam ettiğini belirten Davutoğlu "Afyon'da yakılan meşalenin temelini oluşturan kurucu ilkelerden hiçbir şekilde taviz vermedik, vermeyeceğiz. MYK'da aldığımız bazı belediye başkanlıkları ile ilgili aldığımız kararlar bunun somut göstergesidir. Bu davayı şahsi çıkarları için kullananlara bugüne kadar fırsat vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Siirt'te mitinge katıldığı için dövülen genç kızlarımız hakkının, mitinglerde saatlerce bekleyen yaşlılarımızın hukukun birkaç kişi tarafından çiğnenmesine izin vermedik, vermeyeceğiz. Partimiz dava arkadaşlarımızın emanetindedir. Partimizin ve hareketimizin en büyük sahipleri hiçbir makam ve mevki sahibi olmaksızın gece-gündüz koşturan, meydanları dolduran, 7 Haziran'da 1 Kasım'da soğukta, gece yarısında o meydanları dolduran kardeşlerimiz" dedi.
DÖRDÜNCÜ KAVŞAK, SURUÇ SALDIRISIYDI"
"Dördüncü kavşağın 20 Temmuz'daki Suruç saldırısı olduğunu anlatan Davutoğlu, "Bu saldırıyla beraber ülkemiz üzerinde ameliyat yapılmak istendi. Bir anda PKK, DHKP-C, DEAŞ örgütleri birlikte saldırıya geçtiler. Terör örgütleri sahaya sürüldü, Türkiye dört bir koldan saldırıya maruz kaldı. Anında kararlı ve kapsamlı bir mücadeleyi başlattık. Biz, beklemek için emanet almadık, korkarak kenara çekilmek için emanet almadık. Biz, bu emaneti başkalarına devretmek için almadık. Biz gerektiğinde her riski alırız ama bu milletin kaderini yad ellere teslim etmeyiz. Milletimiz üzerine getirilmek istenen kara bulutlar dağılıncaya kadar terörle mücadele kararı verdik, bugün de aynı şekilde sürdürüyoruz. Biz, terörle mücadeleyi başlatmasaydık, Türkiye birilerinin bazı merkezlerde planladığı bugün kaosa sürüklenebilirdi" şeklinde konuştu.
"BEŞİNCİ KAVŞAK, ANKARA SALDIRISIYDI"
Başbakan Davutoğlu, beşinci kavşağın ise Türk demokrasisini hedef alan Ankara saldırısı olduğunu belirterek, "Biz orada teröre karşı tepkimizi açıkça gösterdik. Neticede olayın faillerini ortaya çıkardık. Bu 5 kritik kavşak dönülürken AK Parti kadroları hep sorumluluk aldı ve daima tarihin doğru tarafında durdu. Bu dönem boyunca, yegane siyasi umudu olduğunu çok iyi gördü. Diğer partiler kaybederken, sorumluluk alan, teröre karşı mücadele eden, demokrasiye sahip çıkan AK Parti kazandı. Milletimiz bizim samimiyetimize, ehliyetimize ve dava aşkımıza inandı. 1 Kasım zaferi, AK Parti'nin vizyoner siyasetine güven verdi. 1 Kasım aynı zamanda demokrasinin de zaferi. Milletimiz, büyük bir katılımla demokrasiye sahip çıktı. Terörden, kargaşadan medet umanlar, sorumluluk almaktan kaçanlar kaybetti, demokrasiye sahip çıkanlar kazandı" dedi.
"CHP VE MHP ÇEŞİTLİ BAHANELERLE ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMADI, SORUMLULUK ALMADI"
Davutoğlu, 2015 yılının sıradan bir yıl olmadığını belirterek, "Siyasi yolumuzda çok önemli bir eşikti. İki önemli genel seçime tanık olduk. Bu iki seçime ibretle bakanlar AK Parti'nin muhasebesini ne kadar samimi yaptıklarını gördüler. Mecliste en çok milletvekili sayısına sahip parti olarak, ortak hükümet olarak samimiyetle gayret gösterdik. Görüşmeler boyunca net olduk, sağlam durduk. Ancak, aynı samimi tavır ve arayışı muhataplarımızdan göremedik. Ardından zorunlu olarak yeni bir seçim kararı alındı. Anayasanın açık hükmüne rağmen, o zor günlerde CHP ve MHP çeşitli bahanelerle elini taşın altına koymadı, sorumluluk almadı, sorumluluktan ve milletin yolunda hizmet etmekten kaçtılar. Biz, bir yandan bu sıkıntılı dönemi Türkiye'nin istikrarına zarar vermemesi için azami gayret gösterdik, ülkenin problemlerini çözdük diğer taraftan da milletin huzuruna çıktık. Bir yandan da partideki bütün kurullarımızla 7 Haziran'ın muhasebesini yaptık, yol haritamızı çektik" şeklinde konuştu.
Seçim şarkısını örnek gösteren Davutoğlu, "Yenilendik, tazelendik ve yola devam ettik, Allah yolumuzu hayır etsin. Ülkemizi, milletimizi hedef alan ameliyatlara büyük bir kararlılıkla karşı durduk. Kaosa geçit verdik. AK Parti'yi zayıflatarak Türkiye'yi zayıflatmak isteyenlere fırsat vermedik. Türkiye'yi gönül coğrafyamızı da zarara uğratmadık" dedi.
BAŞBAKAN DAVUTOĞLU, YENİ ANAYASA VE BAŞKANLIK SİSTEMİNİ DEĞERLENDİRDİ
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Başkanlık Sistemi'ni CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yaptığı görüşmelerde de dile getirildiğini söyledi. Davutoğlu, "Şimdi vakit, Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun yaptığı çalışmalar çerçevesinde en doğru olan yöntemi, yapıyı hep beraber inşa etmektir" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, NG Güral Otel'de düzenlenen '24. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, AK Parti'nin aldığı oy oranlarına değerlendirerek, 81 ilin 78'inde milletvekili çıkarırken sadece üç ilde milletvekili çıkaramadık ama geçen MYK'da karar aldık. Bu illerimizdeki vatandaşlarımız da müsterih olsunlar. AK Parti olarak onları da sahipsiz bırakmıyoruz. Aldığımız kararla Tunceli, Şırnak ve Hakkari illerimize Meclis Grubundan iki milletvekili atayarak onları görevlendiriyoruz. Büyük illerimizden diğer şehirlerimizden iki milletvekili tayin ettik. Bu arkadaşlarımızın isimlerini sizlere duyuracaklar. Vakitlerini Hakkari ve Tunceli'de geçirecekler. Bütün milletvekilleri Türkiye'nin milletvekilleri, parlamenter sistemin sonucu bu. Bütün Türkiye'yi temsil ediyoruz hepimiz. Bu arkadaşlarımız da İstanbul Milletvekili, Hakkari milletvekili. Rastgele söyledim. İstanbul milletvekillerimiz büyük mutluluk duyuyorlardır inşallah bu piyango bize çıkmıştır diye. Eminim İstanbul milletvekilleri sıraya girecekler gönüllü müsünüz Hakkari milletvekili olmaya? Oradaki vatandaşlarımız sahipsiz bırakılmayacak. İstanbul dışındaki milletvekillerimizde bir hüzün var merak etmeyin oraya da bir nasip çıkacak. Nereden gelirsek gelelim biz Türkiye'nin her taşına, ırmağına aşığız, aramızdaki fark bu. Edirne milletvekili olabiliriz ama Ağrı'da oluruz, bizim aramızda bölgesel, ayrımcı etnik milliyetçiliği olmaz. Bizim tek milliyetçiliğimiz var o da Türkiye milliyetçiliği. Tek bir zerre toprak için başımızı vermeye hazırız. Terörün en çok acısını çeken bölgelerde de oyumuzun artması bizi ayrıca sevindirdi" ifadelerini kullandı.
YENİ ANAYASA KONUSU
Yeni anayasa konusuna değinen Davutoğlu, "Yeniden dönemde siyaseti ve demokrasiyi güçlendirmek adına gerçekleştirmeyi planladığımız önemli hedeflerimiz var. Bunların en önemlisi de yeni bir anayasayı hazırlamak ve milletimize sunmak olacaktır. Bütün toplumsal kesimden, siyaset kesiminden yeni bir anayasa bekliyorum. Yeni anayasa bütün siyasi partilerin birinci gündem maddesi olduğunu düşünüyorum. Bu konu günübirlik politikalarla tartışılmasını asla istemediğimiz bir konudur. Türkiye'nin meselesidir, tüm partilerimizin de meselesi olmak durumundadır. Bu millete hala darbe anayasalarına mahkum edenler tarihin önünde hesap veremezler. Artık düşünülmesi gereken anayasa gerekli mi değil, yeni anayasa hangi temelde inşa edilecek sorusu olmalıdır. Nasıl bir ülke olmak istiyoruz sorusunu yeni anayasa metnine, lafzına ve ruhuna yansıtmak durumundayız" dedi.
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yeni anayasada millet olmamızın ruhu da lafzı da yer almalıdır. Bir anayasa ne kadar özgürlükçü ve kuşatıcı ise toplumsal ve siyaset hayatta o ölçüde sağlıklı ve huzurlu olurlar. Millet olma bilincimizi yükseltmek ve geleceğe taşımak için ayrıştırıcı ve dışlayıcı bütün kanalları toplumumuzdan silmek için yeni bir anayasaya ihtiyaç duyuyoruz. Yeni anayasa millet devlet için değil, devletin millet için varolduğu bir anlayışla yazılmalıdır. Yeni anayasa insanı yaşat ki devlet yaşasın felsefesinin hukuki ve siyasi güvencesi olmalıdır. AK Parti olarak bundan asla bir adım dahi geri atmayacağız."
Geçtiğimiz hafta yeni anayasa görüşmeleri kapsamında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve TBMM Başkanı İsmail Kahraman ile biraraya geldiğini hatırlatan Davutoğlu, "Meclis Başkanı ile görüşerek yeni anayasa sürecini başlattık. Görüşmelerimiz olumlu bir atmosferde gerçekleşti. Muhalefet liderleri de bu anlamda teşekkür ediyorum. Yeni Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurulması, Meclis Tüzüğü'nde değişiklik yapılması, yasalarımızın 12 Eylül etkisinden arındırılması ve AB reformları olmak üzere 4 konuda mutabakata vardık. Bu mutabakatlardan sonra Meclis Başkanımızı ziyaret edip kendisine bu mutabakatları takdim ederek bu süreci başlatması konusunda bilgilendirmede bulundum. Biz, AK Parti olarak adımlarımızı attık, bundan sonraki süreç Meclis Başkanımızın ilerleteceği bir süreçtir" diye konuştu.
BAŞKANLIK TARTIŞMALARI
"Anayasa tartışmaları başladığından bu yana muhalefetin bazı açıklamalarında konuyu sadece başkanlık tartışması eksenine çekerek bir polemik konusu haline getirmeye çalıştığını da üzülerek görüyorum" diyen Davutoğlu, "Emin olun ki bu tarz siyasetin ne ülkeye, ne millete hatta ne de kendilerine faydası vardır. Bu tavrın 2011 yılında gündeme gelen anayasa değişikliği esnasında söylenen 'Bu Meclis anayasa yapamaz' tutumundan farkı yoktur. 2011 yılındaki referanduma 'Hayır' diyenler artık toplumsal talebi yok sayamadıkları için dolaylı yollardan 'Hayır' demenin peşine düşmemeliler. Milletimiz, bu küçük siyasi ayak oyunlarını farketmez diye düşünenler büyük bir yanılgı içindeler. Biz, AK Parti olarak Başkanlık Sistemi'nin Türkiye için gerekli bir sistem olduğunu seçim beyannamelerimizde de diğer açıklamalarımızla da sürekli dile getirdik. Ancak bunun Sayın Cumhurbaşkanımızın ve makamının şahsı etrafında tartışılan bir konu haline getirilmesi çabasını nezaketsiz bir tutum, sağlıklı bir tartışma zeminini sabotaj etme girişimi olarak görürüz. Buradan bir kez daha siyasi partilere, akademik çevrelere, sivil toplumu kuruşlarına çağrıda bulunuyorum, gelin zihninizdeki bütün ön yargılardan arınalım, gelin konjonktürel ortamın dışına çıkalım, küçük hesaplar yapmayalım. Hep beraber değil bizlerin, değil çocuklarımız torunlarımızın torunlarının da gururla yaşadığı dedelerimiz bize böyle özgürlükça anayasa bıraktı diyebileceği bir anayasa yazalım. AK Parti olarak hiçbir ön yargımız yok, her türlü tartışmaya açığız. İnandığımız doğruları dile getiriyoruz. Hiçkimsenin Cumhurbaşkanımız ve makamı üzerinden siyaset yapması kabul edilemez. Bilinsin ki biz bütün bu yıpratma çabalarının karşısında dimdik durduk, durmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
Başkanlık Sistemi'nin doğru olduğunu Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile yaptığı görüşmelerde de dile getirildiğini anlatan Davutoğlu, "Şimdi vakit, Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun yaptığı çalışmalar çerçevesinde en doğru olan yöntemi, yapıyı hep beraber inşa etmektir" dedi.
"BU ÜLKENİN KARDEŞLİĞİNE BARİKAT KURAMAZLAR"
"Ancak bu ülkede bazıları siyaseti sorun üretmenin aracı haline getirme çabası içindedir" diyen Davutoğlu, "Hiç kimse, hiçbir kesim siyaset kurumunun meşruiyetini gölgeye düşürecek, güvensizlik üretecek bir tutum içinde olmamalıdır. Meclis çatısı altında bulunan siyasetçilerin buna çanak tutması kabul edilemez. Siyaset kurumu ve siyasetçi güçlü olmasın diye çeşitli vesayet odakları tarafından küçümsenirdi, şimdi bunu bazı siyasi partilerin temsilcileri yapıyor. Terör örgütü sözcülüğü ile kendilerine siyasi güç devşireceklerini düşünüyorlarsa buradan bir kez daha ifade ediyorum, yanılıyorlar. Güç geçtikçe meşruiyetlerini yok ediyor, varlıklarını anlamsızlaştırıyorlar" dedi.
Davutoğlu, "Bu ülkeye kötülük yapmaya kimsenin gücü yetmez. Hendekleri, barikatları, çukurları savundukça kazdıkları çukurlara kendileri düştüler. Bu ülkenin kardeşliğine barikat kuramazlar, kuramayacaklar. Kirli hesaplar bozulacaktır. Kimsenin toplumsal düzenimizi bozmasına müsaade etmeyeceğiz. Dünyanın hiç bir ülkesinde şiddeti bu kadar savunan bir tutum kabul edilemez, terör siyasetçiler tarafından böylesine yüceltilemez" diye konuştu.
ÜÇ BEŞ TERÖR ŞAKŞAKÇISI
AK Parti teşkilatlarının terör olaylarına karşı sergilediği dik duruşa dikkati çeken Davutoğlu, "AK Parti darbecilere vesayetçilere boyun eğmez, üç beş terör şakşakçısına hiç boyun eğmez. Bütün illerimize, teşkilatlarımıza kadar bütün kardeşlerimize teşekkür ediyorum. AK Parti bütün fertleriyle omuz omuza durdukça Türkiye'nin birliği ve beraberliğini kimse bozamayacak. Şehirlerimizin tamamında kamu düzeni sağlanana kadar demokrasi ve huzur operasyonları devam edecektir. Kararlarımızdan geri adım atacağımızı hiçkimse düşünmesin" dedi.
BAŞİKA KAMPINA SALDIRI
Kuzey Irak'taki Başika Kampı'na düzenlenen saldırıya dikkati çeken Davutoğlu, "Başika Kampı'nın kuruluş gayesi bellidir. Riskler gözönüne alınarak gerekli düzenlemeler yapılı. Dün de saldırı girişimine aynı şekilde mukabele edilmiştir. Musul, arap, kürt, türkmen kardeşlerimizin kendi şehirlerini korumaları için eğitim faaliyeti veriliyor. Biz terörle mücadelede hiçbir zaman taviz vermedik ve Irak'ın toprak bütünlüğüne de sonuna kadar saygılıyız. Orada bulunuşumuz Irak'ın toprak bütünlüğü ve egemenliğini korumak, destek olmak içindir" dedi.
Davutoğlu, "Orada bulunmamazın asıl nedeni, Musul'un DEAŞ'tan kurtarılması, Irak'ın toprak bütünlüğünün sağlanmasıdır. ırak'ın meşru güçleri geldiğinde kendilerine büyük bir memnuniyetle oradaki eğitim kampını tevdi ederiz. Bilinsin ki artık Irak ve Suriye'de yaşananlardan sonra türkiye kendi ulusal güvenliği PKK ve DEAŞ'a karşı korumak için ve oradaki kardeş halkları fark gözetmeksizin bu faaliyetlerini sürdürmeye devam etmektedir. Çok manidardır ki DEAŞ'a karşı mücadele ettiğini iddia eden ülkeler bizim DEAŞ'a kadar sahada etkinlik sağlayacak bu eğitim faaliyetimizden rahatsız oldular. Bizim diplomatlarımız rehin haldeyken, Türkiye'nin DEAŞ'a karşı yeterince mücadele etmediğini iddiasıyla uluslararası kampanya yürütenler şimdi Türkiye en uç noktada DEAŞ'a doğrudan mücadele ederken Türkiye'yi eleştiriyorlar, bu da samimiyetsiz bir tutumdur" ifadelerini kullandı.
"BÜTÜN SAHİLLERDE İNSANLIK ÖLÜYOR"
Suriyeli mülteciler konusuna değinen Davutoğlu, Türkiye'nin hiçbir ayrım gözetmeksizin Suriyeli mültecileri bağrına bastığını ve mültecilerin bulunduğu illerde vatandaşları gösterdiği tutum dolayısıyla vatandaşlara teşekkür etti. Davutoğlu, bütün sahillerde insanlığın öldüğünü ifade etti. Kampların bulunduğu şehirlerin hepsine selamlarını ileten Davutoğlu, "Allah başımızı eğdirmesin. Allah bizi değil namerde merde bile muhtaç eylemesin. Biz, mazlum milletlerin hamisi, kaderdaşı olacağız, hiçbir mazlum milleti kaderlerine teslim etmeyeceğiz. Kendilerine, her alanda daha iyi imkanlar sunmak için gayret edeceğiz" şeklinde konuştu.
AB ÜYELİĞİ
Davutoğlu, AB üyeliği için görüşmelerin daha da sıklaştırılacağını anlatan Davutoğlu, Türkiye-AB zirvesinde 11 yıl aradan sonra biraraya gelindiğini ve enerji, ekonomi başta olmak üzere gümrük birliği ile ilgili kritik konularda mutabakat varıldığını ifade etti. AB müktesebatına uyum için çalışmaların sürdürüleceğini belirten Davutoğlu, ulusal eylem planının titizlikle uygulanacağını ifade etti.
Davutoğlu, konuşmasının sonunda milletvekillerine seslenerek, "Lütfen açık sözlülükle fikir ve önerilerinizi zihninizde sorun olmadan açık ve net dile getirin. Teklif eleştiri önerileriniz önümüzdeki 4 yıla ışık tutacaktır. Katkılarınız için teşekkür ediyorum" diye konuştu.