Batuhan Yaşar: '3 çocuk ve 17 teröristin hikayesi nasıl bitti?'

İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesi'ndeki köşesinde, terörle mücadele eden güvenlik güçlerinin sivillere zarar vermemek için verdiği mücadeleye dikkat çekti.

Batuhan Yaşar: 3 çocuk ve 17 teröristin hikayesi nasıl bitti?

Yaşar, SAS'ların neden bölgede görevlendirildiği sorusuna cevap vererek, HDP'li belediyelerin bir yere kaldırım veyahut yol yapıyorsa oraya el yapımı patlayıcı döşenmek istendiğine dikkat çekti. Yaşar'ın yazısının tamamı şöyle:

"50 gün oldu. Sokağa çıkma yasağı halen Cizre ve Sur’da devam ediyor.

Kemal Kılıçdaroğlu da maden bulmuşçasına buradan yürümeye çalışıyor.

Teröristlere “ARKADAŞLAR” diye seslenen ana muhalefet liderimiz bir salı günü de terörle mücadelede alternatif çözüm önerileri sıralasa da biz de aydınlansak!

Bir gecekondu veya avluyu tuzaklardan temizlemek bazen 1 günü bile aşabiliyor. Yüzlerce tuzaklanmış patlayıcı ve türlü türlü bomba düzenekleri var. Çok bile hızlı gidiliyor aslında..

Huduti Paşa Şırnak’taki operasyon merkezinden bir an bile olsun ayrılmıyor.

Ayrıntılara dahi o karar veriyor. Karşısındaki 18 ekrana âdeta kilitlenmiş durumda. Telsiz ve telefonlar da elinden düşmüyor. Sahadaki silah arkadaşları ile sürekli irtibat hâlinde. Böylesine bir dikkat ve titizlik hakim.

Çok hem de çok yorucu ve bir o kadar da yıpratıcı bir süreç.. 1 şehit bile vermemek, 1 sivil vatandaşın kılına dahi zarar gelmemesi için işte 50 gün oldu Sayın KK!!!

Bilinenden 11 kat daha fazla silah depolandığı belirlendi. Zırh delici (zagros) gibi silahlar da var ellerinde.

El yapımı patlayıcıların çoğunun 3 bağlantılı olduğu tespit edildi. (Bunlar normalde 2 bağlantılı oluyor)
Niye mi 3 bağlantılı? Kabloyu keseyim, bomba etkisiz hâle gelsin olmuyor..

Kabloyu kesersen nereden neyin patlayacağı belli değil.

Su altında kullanılan bir sistemmiş bu.

Zaten o yüzden SAS’lar devreye girdi.

Kolay değil.. Hiç değil hem de Kemal Bey. Milim milim ilerleyebiliyorsunuz.

Tam da böyle anlatılabilir durum.

Geçen hafta salı günüydü.. Cizre üzerinde uçan Drone’lar 17 teröristin birlikte bulunduğu koordinatları tespit etti.. Planlar alternatifleriyle hızla yapıldı.

Teröristlerin vurulması artık an meselesiydi.

O da ne!.. Bir anda 3 çocuk yakınlarda belirmez mi?

Sorular sorulmaya cevapları yüksek sesle verilmeye başlandı. Vurursak çocuklara bir şey olur mu?

Yaklaşık 20-25 metrelik bir mesafe vardı çocuklarla teröristler arasında. Bir yakınlaşıyor bir uzaklaşıyorlardı. Küçük de olsa riskli bir durum vardı özetle.

Her şey hazırdı. Birisi düğmeye basacaktı sadece. O düğme ile 17 terörist etkisiz hâle getirilecekti. Ama o düğmeye basılmadı Sayın Kılıçdaroğlu..

Danışmanlarınız veya siz yine yanlış algılayabilir veya anlayabilirsiniz.. Niye mi?
Çünkü Türkiye 1990’lı yılların karanlık dehlizlerinden çoktan çıkmıştı o yüzden o düğmeye basılmadı Kemal

Bey…

Operasyonlar ne zaman bitecek? Bu zor sorunun cevabına hadi birlikte ulaşmaya çalışalım.. Süre vermek hiç hem de hiç kolay değil.

Ama ajandalarda mart ayı yazıyor ve çerçeveye alınmış kalın bir şekilde..

Silopi'de iş bitti. Cizre ve Sur’da adım adım sona yaklaşılıyor.

Ama bir taraftan da 18 il ve ilçe merkezi daha büyüteç altında.
Böylesine uzun değil ama birkaç günlük veya 1 haftalık yeni operasyonlar için karar alınabilir. (Doğubayazıt, Yüksekova, Nusaybin, Şırnak)

Silopi’de iş bittiği için artık yazabiliriz.

Yerleştirilen gizli kameralar operasyon sahasını âdeta BBG evine dönüştürdü.. BBG deyince aklıma hemen Yaşar Büyükanıt geliyor ama olsun. Bu önemli ayrıntı ancak bu
benzetme ile tam karşılığını buluyor.

İstihbaratı bu noktada tebrik etmek gerekir. Polis ve askerin aynı tip silahları kullanmaya başlaması, yani silahların eşleştirilmesi, profosyonelce atılan bir başka önemli adımdı.

Karakol sözcüğü hepimize soğuk geliyor ama maalesef içinde bulunduğumuz durumu korumak için yeni karakollar şart.

Cizre ve Silopi ve Sur’da modüler ve zırhlı karakollar kurulacak. Sayılarına kadar belirlendi. Ama hepsi geçici olacak. Sökülüp bir başka yere de kolayca taşınabilecek. En fazla 3 yıl süresince terörün sigortası olacak..

Kapsamlı kentsel dönüşüm planları da hazırlandı. Niye mi kapsamlı? Hele Cizre’de durum tam anlamıyla fecaat. Devletin elindeki imar planları ile şu andaki durum arasında en küçük bir benzerlik bile yok. Sokak olması gereken yerde 4 gecekondu ve ortasında bir avlu var mesela. Boş arazi olarak görünen bir başka yere 3-4 katlı binalar yapılmış.

Cadde geçen yerde cadde yok..

Belediyeler imar planlarını Ankara’ya hiç göndermemiş.

Aslında yanlış ifade ettik. Terör örgütü kafasına göre yapmış, kazmış veya yıkmış demek daha doğru olacak.

HDP’li bir belediye bir yere kaldırım veyahut yol yapıyorsa bilin ki oraya aslında el yapımı patlayıcı (EYP) döşemek için gelmiştir.

Yüzde 100 böyle.. İşte bu yüzden, belediye hizmetleri bir süreliğine valilik ve il özel idareleri tarafından gerçekleştirilecek.

MEB de ciddi bir hazırlık içinde.. Öğretmenler yeniden devreye girecek. Kardeş okullar, kardeş kentler gibi efektif ve kapsamlı eğitim projeleri yakında açıklanacak. Ayrıca bir tanesi bile atlanmadan bütün vatandaşlara ulaşılacak.

Operasyon sonrası adımlar beraberce atılacak..
33 il ve ilçede halk tabanlı çalışma neredeyse bitti.. Siyasal tercihler, kültürel ve ekonomik yönelimlerin biraz daha öne çıktığını söyleyebiliriz..

Bu bahar inşallah bir başka güzel olacak sanki, ne dersiniz?"

Google+ WhatsApp