Başbakan Davutoğlu´dan ´güvenli Bölge´ Açıklaması

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suriye sınırları içinde güvenli bölgeler oluşturulmasına ilişkin çizilen haritalarla ilgili olarak, "Bu haritalar bizim güvenli bölge tanımlamamızı sınırlayan ve onu ortaya k

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suriye sınırları içinde güvenli bölgeler oluşturulmasına ilişkin çizilen haritalarla ilgili olarak, "Bu haritalar bizim güvenli bölge tanımlamamızı sınırlayan ve onu ortaya koyan haritalar değildir. O, üretilmiş haritalar. Bizim tarafımızdan harita, böyle bir planlama olmadı" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığı´nda gerçekleştirilen bilgilendirme toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi. Davutoğlu, yaptığı konuşmada, Diyanet İşleri Başkanlığı´nın hem kamu hem de dini bilginin yaygınlaşma görevinin olduğunu belirterek, "İslam´ın barış dini olduğu gerçeğinden hareketle din görevlilerimiz herkesi kapsayacak şekilde görevlerini ifa etmelidir. İslam selam verme anından itibaren herkese ben senden eminim sende benden emin ol mesajı veren barış dinidir. İslam mimari açıdan da estetik dinidir. Cami mimarisi açısından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da olmak üzere cami mimarisine estetik bir boyut kazandıracağız. Cami mimarilerine estetik kazandıracak bir denetim mekanizması kuracağız, camiler toplumun her kesimine hitap edecek ve sosyalleşmeyi içinde barındıracak mekanlar olacak. Herkesin özgürce dini anlayışını yaşaması hakkıdır. İslam´ı bir barış dini olarak korumak ve yaymak hepimizin görevi" diye konuştu.
Her türlü mezhepçiliğe karşı olduklarına dikkati çeken Davutoğlu, mezhepçiliği körükleyenlerin aslında şiddeti de körüklediğini ifade etti. Davutoğlu, Muharrem ayına girileceğini anlatarak, "Hepimiz hangi mezhepten olursak olalım hep beraber Muharrem orucu tutacağız. Bu barış anlayışını dünyaya yaymak için Diyanet işlerinin başlattığı çalışmaları çok önemli görüyoruz. İslam dünyasının içinden ve dışından kaynaklanan birçok yanlış anlaşılma ile karşı karşıyayız" ifadelerini kullandı.
Başbakan Davutoğlu, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, Diyanet İşleri Başkanlığı´na ilişkin sorusuna Davutoğlu, "Bütün dini kurumlara saygı göstereceksek, o kurumların sıradan bürokratik yapılar halinden çıkarılması lazım. Eskiden gayrimüslim bir dini liderin ziyaretin lideri takibe alınan bir ziyaretti. Şimdi, teşvik edilen kabul gören, imkan sunulan ziyaretler. Şimdi hal böyleyken dini makam itibarıyla Türkiye´de bütün Müslümanların itibar ettiği, tüm Müslümanların dini hayatıyla çok özel bir görev yürüten Diyanet İşleri Başkanlığımıza verdiğim talimatı yine tekrarlamak istiyorum. Yurtiçinde ve yurtdışında gösterilen protokolün en üst düzeyde olması beklentimdir. Bunun da olağanüstülüğü yoktur" karşılığını verdi.
Başka bir gazetecinin, "AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Beşir Atalay´ın çözüm sürecine ilişkin açıklamaları oldu. Öcalan´ın resmi müzakere için statüsü verilecek yönünde iddialar vardı. Pazar günü akil insanlar heyetiyle bir görüşmeniz de olacak, kimlerle görüşeceksiniz. Güvenli bölge ile ilgili açıklamalarınız oldu, güvenli bölgelerin oluşması için koşulların nasıl olması gerekiyor" sorusuna Başbakan Davutoğlu, "Bir yabancı televizyon kanalına verdiğim mülakatta bölgelerin nerelerde olacağını veya hangi temellerde olacağı sorusu gündeme geldiğinde bazı hususlar benim iradem dışında haritaya dönüştürülmüş bulunması gördüm. Bu haritalar bizim güvenli bölge tanımlamamızı sınırlayan ve onu ortaya koyan haritalar değildir. O, üretilmiş haritalar. Bizim tarafımızdan harita, böyle bir planlama olmadı. ´Türkiye´ye dönük olarak mülteci akınlarının olduğu her yerde ilginç sitillerde güvenli bölge ihtisası gerekli olabilir´ dedim. Türkiye´de şimdiye kadar böyle bir mülteciler nereden geldi. Yayladağı´ndan, Reyhanlı´nın doğusundan, İdlib´den geldi. Şimdi nereden geliyor, Kobani´den. Güvenli bölgenin insani bölgeler olduğu, askeri bölgeler değil insani bölgeler, sivil akışın olduğu yerleri sınırlamaya çalışmak. Orada haritalarda bazı yerler çıkmış görünüyor. O harita bizim tarafımızdan herhangi bir diplomatik müzakerede kullanılmış haritalar değildir. Dolayısıyla nerede insani bir durum söz konusuysa güvenlikli bölge orası olur. Şimdiye kadar insani görüşmelere dayalı olarak benim saydığım şehirlerle sınırlı değil" diye konuştu.

ÇÖZÜM SÜRECİ
Çözüm süreciyle ilgili bir kurulun oluşturulduğunu hatırlatan Davutoğlu, "O kurul 15 günde bir toplanıyor. Son çözüm süreci toplantımızda bütünüyle son yaşanan gelişmeler de dahil olmak üzere çözüm sürecinde nerede olduğumuz konusunda değerlendirme yaptık. Bu değerlendirme sonucu birtakım adımlar söz konusu oldu. Çözüm süreci bizim kimseden izin almadan kendi irademizle başlattığımız bir süreçtir. Kimsenin tutumuna bakmadan, kendi irademizle yürüteceğimiz bir süreçtir. Çözüm süreci kararlılıkla devam ettirilecek. Çözüm sürecindeki muhataplar tek eksenli, tek muhatap değildir. Bütün bu alanda bütün taraflarla yaptığımız reformlarla toplumsal tabanda da çalışmalarımızı sürdüreceğiz ama bunun yanında çözüm sürecinde herhangi bir şekilde kamu düzensizliği, kanunsuz faaliyetlere bahane ya da gerekçe olmasına da izin vermeyeceğiz. Bu, iki kanaatten oluşan bir yaklaşımdır. Ama bugün sağlanacak çözüm süreci devam edecek" diye konuştu.

"AKİL ADAMLAR HEYETİYLE BU PAZAR GÖRÜŞECEĞİZ"
Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti:
"Yine bu çerçevede çözüm sürecine ivme katmak bağlamında akil adamlar toplantısı yapılacak, benim de planladığım bir görüşmeydi. Bu pazar birlikte görüşeceğiz. Genelde, aynı isimlerden oluşuyor. Bunlar konum gereği davet edilen isimler. O konuda bir görev değişikliği olursa belki o tarz bir değişiklik olur. Onun dışında aynı isimlerle istişare edeceğiz. Çözüm sürecinde ön önemli şey, psikolojik boyut. Son şiddet eylemleriyle bu psikolojiyi yok etmek istediler, psikolojiyi tekrar inşa edebilmemiz için sadece hükümetin atacağı adımlar yeterli olmaz. Onların da bizden habersiz olarak bu şekilde bu anlamda bağlantı olmaksızın kendi aralarında toplanmalarından çok memnun oldum açıkçası. Sorumluluk duygusu içinde bir araya gelmesinden dolayı memnun oldum. onlar kendi değerlendirmelerini yaptılar, onları dinleyeceğiz. Bizim perspektifimizi anlatacağız. Nihayet bu, toplumun bütün vesayetinde başarılı olacak bir süreçtir. Son şiddet eylemleri bu sürece darbe vurmak istedi. Bu süreci sahiplenen herkesi açıkçası ortaya çıkmaya, meydana çıkmaya, sesini yükseltmeye davet ediyorum. Madem ki birileri bu süreci yıkmak istiyor, hangi siyasi görüşten olursa olsun hangi ideolojiye mensup olursa olsun, haklı ya da haksız görüyor olursa olsun bu sürece inananların çıkıp o şiddeti lanetlemesi, çözüm sürecinin devam etmesindeki iradesini beyan etmesi gerekir. Herhangi bir şekilde bir statü değişikliği bahsettiğiniz haberlerin aslı yoktur, gerçekle de bağdaşmaz. Resmi müzakereyle ilgili. Böyle bir şey söz konusu değil. Şu anda her şey toplumsal dokumuzun, temsilcilerimizin süreci sahiplenmesi önemli."
(EY-ÖZ-Y)

17.10.2014 18:49:46 TSI

Google+ WhatsApp