Bakan Koca: Vatandaşımız, verdiğimiz rakamların doğruluğundan emin olsun
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Türkiye olarak pandemideki mücadelemizi vaka hasta kavramlarına indirgeyerek gölgelemeyelim. Vatandaşımız, ilk günden beri verdiğimiz bütün rakamların tamamından doğru olduğundan emin olsun" dedi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bakanlık Bilkent Yerleşkesi'nde gerçekleşen Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklamada bulundu. Maske kullanımının koruyu özelliği konusunda yeni veriler ortaya çıktığını belirten Bakan Koca, "Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 2 gün önce 12 Ekim'de 'Grip Güncelleme Raporu'nu yayımladı. Bu raporda grip mevsimini yaşamış olan Güney yarım kürede, Avustralya, Yeni Zelanda, Orta ve Güney Amerika gibi yerlerde bu yıl bu enfeksiyonun çok seyrek görüldüğü bildirilmektedir. DSÖ, grip vakalarının azalmasını maske, sosyal mesafe ve el hijyenine bağlamaktadır. Yapılan bazı araştırmalar koronavirüs tedbirlerinin grip ve benzeri bazı enfeksiyonların yüzde 35 civarında, diğer bazı araştırmalarsa en az yarı yarıya azalttığını ortaya koymaktadır. Ekim ayındayız, gribin en yaygın olduğu günlere girdik. Koronavirüse karşı alacağımız tedbirler bizi gripten de koruyacak. Tedbirlere uyarsak 2 hastalıktan birden korunmuş olacağız. 2 ayrı virüse karşı tedbir aynıdır. Altını çizmek isterim ki grip ölüme yol açabilen bir hastalıktır. Kronik karaciğer, kronik akciğer, kalp, hipertansiyon, diyabet gibi hastalığı olan vücut direnci düşük kişiler gribal enfeksiyonlar sonucunda hayatını kaybedebilmektedir. Buna rağmen genel olarak gribin bulaşmasına karşı yeterince duyarlı değiliz. Şimdi bu hastalığa karşı koronavirüs tedbirlerine uyarak ciddi bir başarı elde edebiliriz. 2 hastalığı birden geriletebiliriz" diye konuştu.
AB İLERLEME RAPORU'NDA TÜRKİYE'NİN SAĞLIK SİSTEMİNE ÖVGÜ
Koca, DSÖ'nün Türkiye hakkında yayınladığı rapora ilişkin ise "Bu rapor bütün Avrupa ülkeleri içerisinde bir ilk olma özelliğine sahip. Raporda pandemiye karşı elde ettiğimiz başarı kapsamlı şekilde ele alınıyor. Türkiye'nin en zengin ülkeler arasında olmamasına rağmen salgınla mücadelede en cömert davranan ülkelerden biri olduğu vurgulanıyor. Temaslı taraması ile vaka tespiti, izolasyonla riski kontrol altına almaya dayalı stratejisi ve buna ek olarak erken tanı ve tedaviye dayalı klinik uygulamasına vurgu yapılıyor. DSÖ'nün, Kovid- 19 Türkiye Raporu'ndan sonra yine bu yakın günlerde yayınlanan Avrupa Birliği İlerleme Raporu'na da değinmek istiyorum. Raporda, ülkemizde mart ayında başlayan koronavirüs pandemisi çerçevesinde bakanlığımızın halk sağlığını koruyucu ve sağlık kuruluşları ile sağlık personelinin üzerindeki yükün artmasını önleyici tedbirleri, vakit kaybı olmadan uygulamaya geçirdiği belirtilmektedir. Türkiye'nin bu uygulamaları, Avrupa Birliği'nin bulaşıcı hastalıklarla ilgili direktifleri ve DSÖ'nün uluslararası sağlık tüzüğüne uygun şekilde yaptığına vurgu yapılmıştır. Yine raporda şu ifadeler yer almıştır: 'Türkiye'nin sağlık sistemi Kovid- 19 pandemisinin gereklerini sağlayabilecek güçtedir. Sosyal güvencelerine bakılmaksızın herkese ücretsiz test ve tedavi imkanı sağlanmıştır.' Türkiye krizin erken döneminden itibaren Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi ile iş birliği içerisinde çalışmaktadır. Avrupa Birliği İlerleme Raporu'nda yer alan bu değindiği hususlar, bu küresel salgına karşı savaşımızı küresel standartlarda verdiğimizi göstermektedir. Fakat buna ek olarak bilmenizi isterim ki bu standartlar başarımızın sadece bir kısmını değerlendirmeye dönüktür" ifadelerini kullandı.
'15 EKİM'DE SAHA TARAMASINI TEKRARLIYORUZ'
Bakan Koca, daha önce enfeksiyonun yaygınlığı ve bağışıklık durumunu ölçmek için 153 bin kişiyi kapsayan bir saha taraması yaptıklarını hatırlattı. 15 Ekim'de tekrar yapılacak saha taramasının toplumun tamamını yansıtacak bir büyüklükte olacağını kaydeden Koca, "Hem semptomsuz yani belirtisiz olduğu halde testi pozitif çıkan taşıyıcı vakaları hem de antikor testleri ile daha önce virüs kendisine bulaştığı halde bunu fark etmemiş fakat sonuçta bağışıklık geliştirmiş kişileri tespit etmiş olacağız. Bu çalışma bize toplumun tamamı hakkında fikir verecektir" dedi.
'AŞI KONUSUNDAKİ GELİŞMELER TAM BİR GÜVENCE OLARAK GÖRÜLMEMELİDİR'
Maske kullanımının aşı benzeri bir koruyucu etkisi olduğunu kaydeden Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Pandeminin ilerleyen aylarında yurt dışına gidip gelenler dış alanlarda tedbirlere uyumda toplumca disiplinli olduğumuzu belirtiyor. Bir takım törenler ve toplu etkinliklerin yapıldığı ayları geride bıraktık. Kapalı alanlar çok daha önem kazandı. Aynı iş ortamında çalışan kişilerin karşılıklı güvence varmış gibi tedbir almadıklarını duyuyoruz. Bu konuda dikkatli olmalıyız. Bu dönemde virüsün yayılma mecralarına iş yerleri de eklenecek. Maske kuralından ödün vermemeliyiz. Maske bazı bilim adamlarınca aşı benzeri bir koruyucu olarak da kabul edilmektedir. Aşı konusundaki gelişmeler salgına karşı tam bir güvence olarak görülmemelidir. Koronavirüs bulaştığı kişide 2 veya 3 hafta sonra iz bırakmayacağı hatta fark edilemeyeceği gibi bu süre hayatının en çirkin günleri de olabilir. Aşı konusundaki gelişmelerse çok yol alınmasın rağmen böyle kısa günlerde ifade edilemez."
'ONLAR VE TÜM BİLİM İNSANLARI ULUSUMUZUN GURURUDUR'
Koca, son 6 haftada ülkenin bazı bölgelerine ziyarette bulunduklarını hatırlatarak, vakaların artış gösterdiği illerde sebeplerin ortaya çıkarılarak ek tedbirler alındığını söyledi. Son 1 hafta içerisinde İstanbul, Bursa, Denizli, Kahramanmaraş'ın da olduğu bazı illerde artışlar yaşandığını kaydeden Koca, "Bildiğiniz gibi geçtiğimiz pazartesi günü yüz yüze eğitimde planlanan 2'nci aşama uygulamaya kondu. Salgında başarı kazandıkça hayatın her alanında sırayla eski düzene kavuşacağımız aşamaya yaklaşıyoruz. Hem DSÖ hem AB İlerleme Raporu'nun da övgüyle bahsettiği salgınla mücadele stratejimizle bu işin üstesinden alnımızın akıyla geleceğiz. Şüpheniz olmasın. Sizden istediğimiz biraz daha sabır ve sebattır. Bilhassa da girdiğimiz aylarda tedbirlere harfiyen uymaktır. Türkiye kat ettiği yolu daha salgının sıfır noktasında oluşturduğu Bilim Kurulu'nun rehberliğinde almaktadır. Hayatlarını bilime ve kendilerini insanlığı ileriye götürecek bilgiyi üretmeye adamış kişilerden oluşan bu kurul bizim en büyük gücümüzdür. Hocalarımıza sizler adına her toplantımız da teşekkür ediyorum. Onlar ve tüm bilim insanları ulusumuzun gururudur" açıklamasında bulundu.
'ORTAK ÇALIŞMA GRUBUMUZ ŞU ANDA 4 FARKLI AŞI ÜZERİNDE ÇALIŞMAKTADIR'
Koca, çalışmalarını kamuoyunda sürdürmeyen ve tek hedefleri olan aşıya kilitlenen bir kurulun daha olduğunu ifade ederek şu şekilde konuştu:
"Temmuz ayında oluşmaya başlayan yerli aşı ortak çalışma grubu hakkında biraz daha yol alınmasını bekleyerek size detaylı bilgi vermedim. Bugün bu aşamaya geldiğimize inanıyorum. Aşı Ortak Çalışma Grubu'nda diğer bilim insanlarımızın yanı sıra aşı çalışmalarını doğrudan yürüten uzmanlar da bulunmaktadır. Türkiye'nin aşı çalışmaları bu bilim insanlarına bağlı 600 kişilik bir ekip tarafından sürdürülmektedir. Ortak çalışma grubumuz şu anda 4 farklı aşı üzerinde çalışmaktadır. Bunun dışında şu anki sonuca aynı derecede yaklaşmamış olsa da başka çalışmalar da vardır. Aşı çalışmalarını yürüten ekiplerimiz sonuca en kısa zamanda ulaşmak için rekabet içinde birbirinin başarısı içinse dayanışma içerisindedirler. Şu an aşılardan ikisi insan deneyleri aşamasına yakındır. Kovid- 19 aşı çalışmaları Sağlık Bakanlığımızın himayesi altındadır. Bakanlığımıza bağlı TÜSEB ile bilimsel ve teknolojik araştırmalarda ülkece gurur duyduğumuz TÜBİTAK bu çalışmaların öne çıkan aktörleri arasındadır."
'EVDEKİ KİŞİ SAYISININ 10'U GEÇMEMESİ ŞEKLİNDE ÖNERİ OLDU'
Koca, Avrupa ülkelerinde aile içinde 6'dan daha fazla kişinin bir arada bulunmaması şeklinde bir yaklaşımın olduğunu bildirerek, "Bilim Kurulumuzun özellikle bizim toplumsal farklılığımızı da göz önüne alarak evdeki kişilerle birlikte mümkün mertebe 10 kişiyi geçmemek şeklinde aile içi temasların mümkün mertebe azaltılması şeklinde bir tavsiye ve önerisi oldu. Bunu söyleyebilirim. Dolayısıyla bizim özellikle şu dönemde artış olan illerimizde tedbirlere uymakla ve filyasyonu sahada yapmakla sonuç aldığımızı çok iyi biliyoruz. Bunu Diyarbakır'da gördük. Urfa'da, Ankara'da çok belirgin gördük. Yüzde 60'lara kadar düştüğünü gördük. Herhangi bir kısıtlama yapılmadan görmüş olduk. Dolayısıyla biz bunun nasıl düşebileceğini artık toplum olarak da biliyoruz. Artık tedavide, farklı değişken tedavi yaklaşımlarımız söz konusu. İlk zamanlarımız gibi değiliz. O nedenle tedavi açısından da belirgin semptom geliştiğinde de vatandaşımızın erkenden sağlık kuruluşuna gelmesinin önemli olduğunu; geç döneme gelindiğinde solunum sıkıntısının daha belirgin olduğunu görmüş oluyoruz" diye konuştu.
'VATANDAŞIMIZ VERDİĞİMİZ RAKAMLARIN DOĞRU OLDUĞUNDAN EMİN OLSUN'
Koca, 'Vaka sayılarının tabloya tam yansıtılmadığı iddiasını nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusu üzerine, bu konunun vaka ve hasta tanımlarının açıklanmasının ardından toplumun gündemine oturduğunu söyledi. Türkiye'nin pandemideki mücadelesinin vaka ve hasta kavramlarına indirgenerek gölgelenmemesi gerektiğini kaydeden Koca, şöyle konuştu:
"Biz özellikle tedavi rehberimizde semptomu yani bulgusu olan kişilere test yapan ülkeler arasındayız. Oxford Üniversitesi'nin hazırladığı ve 3'e ayrılmış olan dünya haritasında Türkiye olarak biz semptomu olan kişilere test yapan ülkeler arasında yer alıyoruz. Başından beri test politikamız da bu şekildeydi. Temmuzda değişmedi. Bu semptomu olan kişilere yaptığımız testler dışında temmuz ayından itibaren de bizim özellikle kesitsel taramalar yani ülkeler arası geçişlerin olduğu dönemde havaalanından gelen ya da yurt dışına gidenlere yapılan testler, celp ve terhis döneminde yapılan testler, cezaevinde yapılan testler, sporculara yapılan testler gibi kesitsel yaptığımız çalışmalar, taramalar oldu. Ayrıca saha taramalarımız oldu. 15 Ekim'den itibaren de haneler tespit edildi. Bununla ilgili de saha çalışmasına devam ediyor olacağız. Dolayısıyla bu tablo temmuz ayından itibaren gündeme gelen ve temmuz ayında da bizim hasta olarak tanımladığımız semptomu olan, testi pozitif olan kişiler olarak tanımladık zaten. Semptomu olan ve pozitif olan kişiler hasta olarak tanımlandı. Daha önce bu kesitsel taramalar olmadığı için burada daha şeffaf olmak anlamında vatandaşa karşı hasta tanımını kullandık. Ve bu kesitsel taramaları da yer yer bildiriyor olmuş olacağız. Ve bu bildirdiklerimizi, Dünya Sağlık Örgütü ile de paylaşıyor olacağız. Yani vatandaşımız bu noktada müsterih olsun. Yani gizleyerek, 'Sadece testi pozitif olup bulaştırmaz' diyip, o kişiyi izole etmeden pandemide başarıyı sağlayabilir misiniz? Ve bütün bu sahadaki çalışmalarla, filyasyon ekibiyle, yoğun bir izolasyon ve takiple birlikte biz ayrıca o kişileri oluşturduğumuz çağrı sistemiyle her gün semptom takibi yaparak arıyoruz. Vatandaşımız, ilk günden beri verdiğimiz bütün rakamların tamamından doğru olduğundan emin olsun."
'UMUT VAAT EDEN BİR NOKTADA OLDUĞUMUZU ÇOK RAHAT SÖYLEYEBİLİRİM'
Koca, aşı çalışmalarıyla ilgili gelen soru üzerine ise daha önce üretim aşamasına alınan bir aşının üretimde dolumunun bugün bittiğini ve yarından itibaren sterilite (mikropsuz olma durumu) safhasına geçileceğini ifade etti. Yaklaşık 2 hafta sürece sterilite çalışması sonrası aşı olacak gönüllülerin alınacağını kaydeden Bakan Koca, "İkinci aşı için de üretim safhasına gelinmiş oldu. Onunla da ilgili zannediyorum önümüzdeki bir ya da iki hafta içerisinde de gelişmelere göre sıcağı sıcağına zaten aktarmış oluruz. Yani aşı konusunda oldukça umut veren bir yol aldığımızı; farklı aşı çeşitleri üzerinde ülkemizde çalıştığımızı ve toplam 13 tane aşının hatta 2 aşının da ilave olma ihtimali var. Bu konuda umut vaat eden bir noktada olduğumuzu çok rahat söyleyebilirim" diye konuştu.
'GEÇEN YIL 1 MİLYON 350 BİN GRİP AŞISI GELMİŞTİ'
Koca, Türkiye'ye 1,5 milyon doz grip aşısının getirileceği iddiası ile ilgili yanlış bir algı oluşturulduğunu kaydetti. Dünyada grip aşının arzı ve üretiminde yüzde 20 artış olduğunu kaydeden Bakan Koca, risk grubundaki kişilerin grip aşısı olması gerektiğine işaret ederek, "Bize şu an denildiği şekliyle 1,5 milyon aşı gelmeyecek. Geçen yıl 1 milyon 350 bin aşı gelmişti. Bu yıl daha fazla aşımız olacak. Ama biz bu aşıyı daha da artırma gayreti içerisindeyiz" dedi.
'İLAVE KISITLAMAYI ASLA DÜŞÜNMÜYORUZ'
Koca, yeni tedbirlerin alınacağına yönelik soruyu, "Herhangi bir ilave kısıtlamayı asla düşünmüyoruz" diye cevapladı. Yapılan filyasyon çalışması ve temaslı taramalarının Türkiye'yi pandemide diğer ülkelerden avantajlı hale getirdiğini kaydeden Koca, "Avrupa'da artışın olduğu ve mevsim değişikliğinin olduğu dönemde, bizde 3- 4 hafta öncesinden düşüşler başladı. Neden, bu uyguladığımız tedbirler sayesinde oldu. Avrupa her gün artarken Ankara'da düşüşler oldu. Bunu düşürebilmek ciddi kısıtlamalar yapmadan mümkün olabiliyor. Özellikle 3 kurala dikkat edip, kalabalık ortamlara girmememiz gerekiyor. Ev içinde de yaygın ziyaretlerin yapılmaması gerekiyor" şeklinde konuştu.
'KAYBEDEN SAĞLIK ÇALIŞANLARIN SAYISI 107 OLDU'
Koca koronavirüsten hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının sayısını da paylaşarak, şunları söyledi:
"Özellikle pozitif olan, semptomu olan ya da olmayan, sağlık çalışanlarımızın haftalık taramalarını yapıyoruz. Sağlık çalışanlarından testi pozitif olanların sayısı 40 bini geçti. Hayatını kaybeden testi pozitif olan sağlık çalısanlarımızın sayısı da son dönem maalesef arttı. Sayılarının 107 olduğunu söyleyebilirim."