
Sınav Bitti, Şimdi Gerçek Sınav Başlıyor
Aylarca süren stres, uykusuz geceler, test kitaplarıyla geçen günler, zamanla yarışılan denemeler… Derken o büyük gün geldi, geçti. Sınav bitti. Ama içimizde öyle bir cümle yankılanıyor ki: “Şimdi ne olacak?”
Çünkü sınav sadece bir başlangıktı. Asıl maraton şimdi başlıyor: tercih süreci.
Ve bu öyle bir süreç ki, sadece puanla değil; hayalle, cesaretle, bilinçle, gerçeklerle ve biraz da kalp sesiyle karar verilmesi gereken bir dönem.
Puanlar açıklanıyor, listeler hazırlanıyor, çevreden sesler yükseliyor:
– “Şuraya yaz, garanti olsun.”
– “Bak falanca şurayı bitirdi, şimdi açıkta…”
– “O okulda ne işin var, uzağa gitme.”
– “Ne yapacaksın o bölümü, iş bulamazsın.”
Peki çocuklar ne diyor bu arada?
Bazen hiç konuşmuyorlar. Çünkü kafaları karışık.
Çünkü onları yıllarca sınava hazırladık ama kendilerine hazırlayamadık.
Meslekler, şehirler, okullar arasında kaybolmuş durumdalar.
Ve en acısı, bir tercih hatası yıllarca omuzlarında taşınabiliyor.
Sevgili anne babalar, öğretmenler, rehberler…
Lütfen şimdi duralım ve düşünelim.
Evladımızın geleceği hakkında konuşurken, onu ne kadar duyuyoruz?
Hayali doktor olmaksa ve puanı hemşireliğe yetiyorsa, bu yolda destek olabilir miyiz?
İstediği şehir evden uzaktaysa, onu uçurabilir miyiz?
Kendi hayatımızda yapamadığımızı, onun üzerinden telafi etmeye çalışmadan sadece ona ait bir gelecek kurmasına yardımcı olabilir miyiz?
Tercih bir kutucuk işareti değildir.
Tercih bir hayattır.
Ve her hayat, kendi kararını hak eder.
Şimdi maratonun en sessiz ama en kritik kilometrelerindeyiz.
Kazanan, neyi istediğini bilen ve sesini duyurabilen olacak.
Unutmayın, yanlış bir tercih bir yıl kaybettirir. Ama baskıyla yapılan bir tercih, belki bir ömrü.