ÇOCUKLARIN GÜLÜŞÜ SUSARKEN

ÇOCUKLARIN GÜLÜŞÜ SUSARKEN


Her sabah yeni bir haber: Suça sürüklenen çocuk, okulunu terk eden genç, çaresizlik içinde kalan aile… Ve biz hâlâ konuşuyoruz: Eğitim sistemi, reformlar, paketler, çözümler… Ama gerçek ortada: Eğitim yoksa, gelecek yoktur!

Bu ülkede yıllardır aynı kısır döngüyü yaşıyoruz. Eğitimdeki eksiklikler görmezden geliniyor, sonuçta faturayı çocuklar ödüyor. Daha dün parkta oyun oynayacak yaşta olan bir çocuk, bugün adliye koridorunda suçlu sandalyesine oturuyor. Bu mudur bizim geleceğe bıraktığımız miras?

Bir de bitmeyen ekonomik çıkmaz… Ailesi işsiz, evde tencere kaynamıyor, elektrik faturası ödenemiyor. Çocuk okuldan çıkıp eve koşacağına, üç kuruş ekmek parası için çalışmaya gidiyor. Karnı aç, defteri boş, umutları kırık. Sonra da dönüp diyoruz ki “neden derslerine çalışmıyorsun, neden yanlış yollara düşüyorsun?” Asıl yanlış yolda olan biziz!

Çocuk suçluluğu diye istatistik tutan devlet, önce aynaya bakmalı. Çünkü o çocukları suçlu yapan, onlara sahip çıkmayan, eşit bir eğitim ve insanca bir yaşam sunamayan biz büyükleriz.

Bir ülke çocuklarının gülüşünü kaybetti mi, aslında her şeyini kaybetmiştir. Ve biz şu anda hızla bu uçurumun kenarında yürüyoruz. Ya ayağa kalkıp eğitimi ciddiye alacağız, ekonomiyi düzelteceğiz, çocuklara güvenli bir gelecek sunacağız… Ya da tarih kitaplarına kendi çocuklarını bile koruyamayan bir toplum olarak geçeceğiz.

Seçim bizim.

Google+ WhatsApp