HAYAT İÇİNDEKİ GÖRÜNMEZ KAOS

HAYAT İÇİNDEKİ GÖRÜNMEZ KAOS


Merhabâ sevgili okurum,

Hayatımızın her döneminde, kimi zaman farkında olduğumuz kimi zaman ise adını koyamadığımız mücadelelerin içinde buluruz kendimizi. Bazen geçmişin ağırlığına takılı kalır, bazen de geleceğin belirsizliğinde kayboluruz. Bu iki uç arasında, “an”da kalmak giderek zorlaşır.

Maddi koşullar, hızla değişen ve dönüşen nesiller üzerinden yürütülen manipülasyonlar, algı yönetimiyle beslenen kapitalist düzen ve kitlevi hizmet anlayışı; insanı sürekli bir yarışın, görünmez bir mücadelenin içine çeker. Böylece hayatın içindeki kaos, sessiz ama güçlü bir girdap hâline gelir.

Bu girdabın içinde çoğu zaman ruhumuz yorulur, nefes almakta zorlanır. Oysa bazen yapılması gereken, daha fazlasına yetişmeye çalışmak değil; gereksiz yükleri bırakabilmektir. Gereksiz işler, gereksiz beklentiler ve bize ait olmayan yaşam mücadeleleri yerine, minimal bir yaşamın sade mutluluğuna yönelmek…

Belki de ihtiyacımız olan tek şey; durup derin bir nefes almak, küçük şeylerdeki anlamı görebilmek ve hayata biraz daha sevgiyle bakabilmektir. Çünkü kimi zaman bir tebessüm, görünmez kaosun içindeki en güçlü dirençtir.

Bu görünmez kaos; çoğu zaman yüksek sesle değil, alışkanlıklarımızın arasına gizlenerek çalışır. Sürekli meşgul olma hâli, üretkenlik baskısı ve "yetişmeliyim" duygusu, insanı kendi öz sesinden uzaklaştırır. Böylece insan, neyi neden yaptığını sorgulamadan yaşamaya başlar.

Oysa sadeleşmek sadece eşyaları azaltmak değildir; zihni, duyguları ve beklentileri de hafifletmektir. Hayatı daha azla ama daha bilinçli yaşamak, ruhun ihtiyaçlarını yeniden duymaya alan açar. Bu alan, insanın kendisiyle temas kurabildiği, gerçek huzuru hissedebildiği yerdir.

Belki de asıl cesaret; akışın hızına kapılmak değil, gerektiğinde durabilmektir. Kaosun tam ortasında bile içsel bir düzen kurabilmek ve kendi ritmini hatırlayabilmek… İşte o an, hayat yeniden nefes alır.

Google+ WhatsApp