ASGARİ GEÇİM ZOR…

ASGARİ GEÇİM ZOR…


Asgari geçim zor. Bu cümle artık bir şikâyetdeğil, bir tespit. Sokakta, pazarda, okul kapısında, otobüs durağında herkesin yüzünde aynı ifade var: yorgunluk. Eskiden “asgari” kelimesi yetinmeyi anlatırdı. Bugün “asgari”, eksilmeyi anlatıyor. Hayattan kısmayı, kendinden vazgeçmeyi, sessizce geri çekilmeyi…

Asgari ücret deniyor ama geçim asgari değil.

Kira asgari değil. Market fiyatları asgari değil.

Bir çocuğun okul masrafı, bir evin doğalgaz faturası, bir annenin mutfak hesabı hiç asgari değil. Ama maaş…

O hep “idare eder mi acaba?” sorusunun altında eziliyor.

Ay başı geldiğinde bir rahatlama olur gibi oluyor.

Sonra daha ilk hafta bitmeden gerçek kendini hatırlatıyor. Bir fatura beklenenden fazla geliyor,

Bir ihtiyaç erteleniyor,

Bir plan sessizce iptal ediliyor. İnsanlar artık hayal kurmaktan çok hesap yapıyor. Markette dolaşırken ürün seçmiyoruz, fiyat seçiyoruz. Etiketlere bakıp “olmaz” demeyi öğrendik.

Ve en acısı da bu “olmaz” kelimesini çocukların önünde söylemek.

Asgari geçim zor çünkü insan sadece karnını doyurmak istemez.

İnsan yaşadığını hissetmek ister. Bazen bir çay içmek,

Bazen bir dostla oturmak,

Bazen çocuğuna küçük bir mutluluk alabilmek ister.

Ama bugün mutluluk bile planlı. Keyif bile erteleniyor.

“Bu ay değil” cümlesi, hayatın her alanına sızdı.

Bir de görünmeyen yorgunluk var. Hep güçlü durmak zorunda kalmanın yorgunluğu. Hep idare etmenin, hep sabretmenin, hep “şükür” demenin…

Şükür elbette kıymetlidir.

Ama şükür, yoksulluğun bahanesi olmamalıdır.

Asgari geçim zor çünkü insanlar kendini değersiz hissetmeye başlıyor.

Çok çalıştığı hâlde yetmeyen bir hayat, insanın içini kemiriyor. “Ben nerede yanlış yapıyorum?” sorusu büyüyor.

Oysa yanlış yapan çoğu zaman insan değil, düzen.

 

Bu mesele sadece maaş meselesi değil.

Bu bir yaşam hakkı meselesi.

Kimse lüks istemiyor.

Kimse fazlasını talep etmiyor. İnsanlar sadece şunu istiyor:

Ay sonu geldiğinde kalbinin sıkışmamasını. Telefon çaldığında irkilmemeyi.

Bir şey bozulduğunda paniğe kapılmamayı.

Asgari geçim zor çünkü gelecek belirsiz.

Çünkü yarın korkutuyor.

Çünkü çocukların hayalleri bile “şartlara bağlı”.

Ve ben şunu görüyorum:

Bu ülkede insanlar artık yüksek sesle şikâyet etmiyor. Sessizleşiyor.

İçe kapanıyor.

Bu sessizlik, en tehlikeli yoksulluk.

Asgari geçim zor…

Ama zor olan sadece geçinmek değil.

Zor olan, bu yükle hayata tutunmak. Ve bu yük, görmezden gelindikçe ağırlaşıyor.

Google+ WhatsApp