Gündemin Sesi Kısık, Gerçeğin Sesi Kısılmış

Gündemin Sesi Kısık, Gerçeğin Sesi Kısılmış


Kimin sesi duyuluyor bu memlekette?

Kimin sesi kısılıyor?

Ve kim, tüm bu sessizlik içinde kendini duyurmaya çalışıyor?

 

Bir haftadır televizyonlarda dönen tartışma programlarına göz attım. Ekranlarda yine aynı isimler, aynı laflar, aynı ezberler… Enflasyonla mücadele dediler, ama raflara bakan her vatandaşın gözü hâlâ cebindeki bozuklukta. “Halk sabretsin” deniyor ama halkta sabır taşı da kalmadı, taşın altına koyacak el de.

 

Meclis tatilde, sokak sıcakta.

Bir yanda zamlar, diğer yanda yokluk.

Üç ay önce “emeklilere müjde” diyenler şimdi “bütçede yer yok” diyor. Peki, müjde ne oldu?

Havada kalan vaatler, sosyal medyada paylaşılan kalıplarla süsleniyor. Ama gerçek, o ekranlarda değil, mahalle bakkalında, pazar tezgâhında, dolmuş kuyruğunda yaşanıyor.

 

Bir gazeteci olarak değil, bir yurttaş olarak soruyorum artık:

Neden herkes sustu?

Neden bu kadar alıştık bu düzene?

Elektrik faturasıyla kira yarışa girmiş, asgari ücretli iş arıyor ama iş bulan da geçinemiyor.

Gençler umutlarını yurt dışında arıyor, kalanlar sabah motivasyon videosuyla, akşam “dua” paylaşımıyla günü kapatıyor. Arada hayat nereye gidiyor?

 

Gündem dediğimiz şey artık plansızlıkla, günü kurtarma telaşıyla yürütülüyor. Bugün konuştuğumuz şeyin yarın hiçbir karşılığı olmuyor. Oysa bir ülkenin gündemi, vatandaşın uykusunu kaçıran sorulardan ibarettir. Bizimkilerse bir bakmışsın mülteci tartışmasında, bir bakmışsın magazinle oyalanıyor. Gerçek meseleler sürekli öteleniyor.

 

Bu hafta da olan yine vatandaşa oldu.

Mazot zamlandı, doğalgaz zammı yolda, etiketler değişti. Ama kimse artık sesini yükseltmiyor. Korkudan mı, umutsuzluktan mı, yoksa alışmaktan mı?

Bazen en büyük sessizlik, en derin çığlıktır.

Ve şu an bu ülkenin sesi yok.

 

Ama unutmayalım…

Sustukça büyüyor dert.

Görmezden geldikçe yaklaşıyor kriz.

Ve biz sustukça, başkaları bizim yerimize konuşmaya devam edecek.

 

O yüzden…

Bir yerden başlamak gerek.

Belki küçük bir cümleyle…

“Artık yeter” demekle…

Google+ WhatsApp