
AYNI ZİHNİYET 71 YILDIR DEVAM EDİYOR!
1954 yılında siyasi sebeplerle il statüsüne son verilerek ilçe yapılan Kırşehir üzerinden hukuk sistemini eleştiren Saadet Partisi Genel Sekreteri ve eski Kırşehir Milletvekili Cafer Güneş, üzerinden 71 yıl geçmesine rağmen aynı zihniyetin belediyelerin hedef alınmasıyla, kayyum uygulamalarıyla devam ettiğini söyledi.
Saadet Partisi Genel Sekreteri ve 20. Dönem Kırşehir Milletvekili Cafer Güneş, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.
Gündemin yoğunluğuna rağmen 20 Temmuz’da yaşanan 3 tarihi olaya dikkat çekmek istediğini belirten Güneş, atanamayan öğretmenlerden emeklilere, çiftçilerden esnafın durumuna, ahlak ve maneviyattan uyuşturucuya, açılım politikasından terör meselesine, Gazze’nin durumuna kadar birçok alanda sorun ve mağduriyet yaşandığının altını çizdi.
Güneş, 20 Temmuz 1954’te Kırşehir’in ilden ilçeye dönüştürülmesi, 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı ve 20 Temmuz 2001 Saadet Partisi’nin kuruluş yıl dönümü konularına değinmek istediğini dile getirdi.
KIRŞEHİR’İN İLÇE YAPILMASI ÖRNEĞİ ÜZERİNDEN “HUKUK” VURGUSU
1954 genel seçimlerinde Osman Bölükbaşı’nın genel başkanlığını yürüttüğü Cumhuriyetçi Köylü Partisi’ne destek veren Kırşehir’in, dönemin iktidar partisi Demokrat Parti tarafından cezalandırılarak, 20 Temmuz 1954 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla il statüsü kaldırılıp Nevşehir’e bağlı bir ilçeye dönüştürüldüğünü hatırlatan Güneş, üzerinden 71 yıl geçmesine rağmen aynı zihniyetin belediyelerin hedef alınmasıyla, kayyum uygulamalarıyla devam ettiğini söyledi.
YSK onayıyla aday olan Ahmet Türk’ün, seçimi kazandıktan sonra Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden alınarak yerine kayyum atandığını, bir süre sonra Türk’ün “Terörsüz Türkiye” süreci için görev aldığını anımsatan Güneş, “1954 yılında Kırşehir'i ilçe yapmakla hükümet nezdinde nasıl ki devlete kaybettirdiyseniz, güveni yitirdiyseniz, adaleti tırpanladıysanız, hukuku çiğnediyseniz, 71 yıl sonra benim verdiğim bir
örneğin yanında yüzlerce örnek sayılabilir. Yine hukuk çiğneniyor, yine adalet rafa kaldırılıyor, yine keyfilik var, huzur kalmıyor, güven kalmıyor, istikrar bozuluyor. Bunun ceremesini sizin keyfiniz için tüm Türkiye çekmiş oluyor. Israrla söylüyoruz, hukukun üstünlüğünü kendi gücünüzün üstünlüğüne tercih etmeyin. O günkü yapılan bu elim olaydan ders çıkartın. Bir daha bunların yapılmaması için gelecek nesillere öğütler vermeniz gerekirken daha beterini, daha hızlısını sizler yapıyorsunuz. Hukuku gözeterek ülkeyi idare edin” dedi.
İKTİDARA KIBRIS UYARISI: ELİMİZDEN GİDECEK!
20 Temmuz 1974’te gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekâtı’na da değinen Güneş, dönemin Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan’ın oynadığı kritik role dikkat çekerek, “O günkü hükümetin Başbakanı merhum Bülent Ecevit, garantör devletlerle görüşürken, bir taraftan da Başbakan Vekili olan Erbakan Hocamız, askerlerle görüşüyor. O günkü Genelkurmay Başkanı Semih Sancar, Erbakan Hocamız'a geliyor. Diyor ki: ‘Muhterem Başbakanım, biz daha önce yoldan askerleri geri döndürdük. Eğer bu seferde askerler yoldan geri dönerse bir daha çıkartma yapmamız mümkün değil.’ Erbakan Hocanın orada verdiği tarihi bir cevap var. ‘Milli Görüş demek zırh kuşanıldı, kılıç takıldı mı gereği yapılmadan oturulmaz, çıkartılmaz’ diyor Erbakan Hoca. Barış Harekatı yapılıyor. Kıbrıs'ın yüzde 40'ı Türk kesimine bağlanıyor” bilgisini aktardı.
Kıbrıs davası konusunda hala Avrupa ve Amerika’dan medet umulmasının yanlış olduğunu belirten Güneş, “Avrupa Birliği'nin iki yüzlülüğünü hepimiz biliyoruz. Dış dünyanın, emperyalist güçlerin ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Ona göre ey iktidar yetkilileri, diyaloğa açık olun, istişareye açık olun, ortak akıla açık olun ve muhalefet partileriyle konuşun. Yoksa Kıbrıs elimizden gidecek haberiniz olsun” şeklinde konuştu.
SAADET PARTİSİ, 56 YILLIK MİLLİ GÖRÜŞ HAREKETİNİN TEMSİLCİSİ
Saadet Partisi Genel Sekreteri Cafer Güneş, Saadet Partisi’nin köklerinin 1969 yılında kurulan Milli Nizam Partisi’ne dayandığını vurguladı. Güneş, şöyle devam etti: 24 yıl değil, 56 yıldır Saadet Partisi'nin zihniyeti olan Milli Görüş var. Her girdiğimiz yerde huzur var, adalet var, kalkınma var. Ülkeyi bütünleştirme var, çözülemeyen sorunlara çare üretme var. Milli Görüş'e şöyle bir gözünüzün ucuyla da olsa bir bakın. Türkiye'ye ne kadar gerekli olduğunu
göreceksiniz.”