
40 yıldır biriktirdiği eşyalarını evinin garajında müzeye dönüştürdüğü bölümde sergiliyor
KAYSERİ'de yaşayan emekli fırın ustası İlhan Altun (65), evinin garajında müzeye dönüştürdüğü bölümde; kaset, tespih ile eski dönemlerde kullanılan bazı eşyaları sergiliyor. Yıllarca Almanya’da yaşayan Altun, “Köyde böyle bir ortam olması dikkat çekiyor. 40 yıldır biriktirdiğim eşyaları buraya taşıdım, çok emek verdim" dedi.
Kocasinan ilçesi Kemer Mahallesi'nde yaşayan İlhan Altun, 40 yıl önce Almanya'da fırın ustası olarak çalıştığı dönemde merhum sanatçı Müslüm Gürses’in kasetlerine ilgi duymaya başladı. Gürses’in birçok orijinal kasedini biriktiren Altun, ardından da koleksiyoner olmaya karar verdi. Emekli fırın ustası İlhan Altun, eski dönemlerde kullanılan eşyalar, birçok tespih, kullanılmayan eşya ve yurt dışında gittiği farklı ülkelerden aldığı objeleri memleketindeki evinin garajında müze yapmaya karar verdiği bölümde sergilemeye başladı.
‘MAZİYİ BURADA YAŞATIYORUM’
Yıllarca Almanya’da yaşadığını söyleyen Altun, “Müslüm Gürses’in 150 tane orijinal kasedi var. 200’e yakın tespih var. Yurt dışından farklı ülkelerden aldığım eşyalar var. Köyde böyle bir ortam olması insanların dikkatini çekiyor. 40 yıldır biriktirdiğim eşyaları buraya taşıdım. Burada çay ve kahve ücretsiz. Buraya gelenlere 'Neşeli gelin. Derdinizi, kederinizi arabanızda bırakın’ diyorum. Maddi anlamda da manevi anlamda buraya çok emek verdim. Buraya herkesin gelmesini istiyorum. Buraya gelenler burada müzik açıp video çekiyorlar. Burada insanların mutlu olduğunu görmek bana keyif veriyor. Bazıları da ‘köy yerinde buna ne gerek vardı’ diyor. Yıkık yerlerde ne görsem, eski bulduğum her şeyi buraya getiriyorum. Maziyi burada yaşatıyorum" diye konuştu.
‘ÇOK MUTLU OLUYORUM’
Müzeye katkı vermek isteyen herkese kapısının açık olduğunu da belirten Altun, “Bazı arkadaşlarımda ellerinde olan eşyaları getiriyor. Gelen giden de eksik olmuyor. Herkesin başımızın üstünde yeri var. Buraya gelen herkesin de başımın üstünde yeri var. Müslüm Gürses hayranlığı da 1974’te geçirdiğim rahatsızlıktan dolayı oldu. Bir filmde rol icabı benim hastalığıma yakalanmıştı. Onu dert ortağı gibi gördüm. İyi bir dostluğumuz da vardı. Hem Almanya’da hem de Kayseri’de zaman zaman bir araya geliyorduk. O yılların özlemini hala içimizde taşıyoruz. Köyde böyle bir yerin olması çok değerli. O yüzden çok mutlu oluyorum. Burası benden sonra da gelecek nesillere bırakılacak. Burada yer alan eserlerin her birinin ayrı bir değeri ve özlemi var. Burayı müze haline getirdim. Ben olsam da olmasam da burası devam edecek" dedi.