
İŞVEREN GÖZÜYLE ASGARİ ÜCRET
Asgari ücret konuşulurken genelde iki ses yükselir.
Biri “Bu parayla yaşanmaz” der.
Diğeri “Bu parayı ödeyemeyiz” diye iç geçirir.
Ve ilginçtir, ikisi de aynı anda haklıdır.
Ben bu yazıyı, masasının bir yanında bordro, diğer yanında elektrik faturası duran bir işverenin yerinden yazıyorum. Ne holding patronuyum ne de gökdelen katlarında karar alan biri. Benim dünyam; dükkân kapısının önünde sigara molası veren çalışanla, akşam kepengi kapatırken yapılan “yarın nasıl olacak?” hesabı arasında geçiyor.
Önce şunu net söyleyelim:
Asgari ücret artmalı.
Çünkü bugün bir çalışanın aldığı maaş, daha ay bitmeden bitiyor. Markete girip fişine bakmadan çıkabilen asgari ücretli neredeyse kalmadı. Çocuğuna “Bu ay olmaz” demek zorunda kalan anne-babayı görmezden gelen, insanlıktan da ekonomiden de söz edemez.
Ama işin bir de konuşulmayan tarafı var.
Asgari ücret, işveren için sadece çalışana verilen para değildir.
Asgari ücret;
– SGK primidir
– Gelir vergisidir
– Damga vergisidir
– Yemek, yol, servis gideridir
– Artan kira bedelidir
– Katlanan elektrik ve doğalgaz faturasıdır
– Yükselen hammadde maliyetidir
– Düşmeyen kredi faizidir
Yani asgari ücret arttığında, işverenin omzuna binen yük tek kalemde artmaz, katlana katlana artar.
Bir de kimsenin pek sevmediği ama yaşadığı bir gerçek var:
Satışlar aynı hızda artmıyor.
Maliyet yukarı çıkıyor, fiyatlara yansıtıyorsun.
Bu kez müşteri azalıyor.
Müşteri azalınca ciro düşüyor.
Ciro düşünce ilk bakılan yer personel sayısı oluyor.
İşte bu yüzden bazı işverenler asgari ücret artışını alkışlayamıyor.
Çünkü biliyor ki o alkış, birkaç ay sonra bir veda konuşmasına dönüşebilir.
Devlet masada güçlü duruyor.
Rakam açıklanıyor, mikrofonlar kapanıyor.
Ama o rakamın nasıl ödeneceği kısmı çoğu zaman işverenin insafına bırakılıyor.
Vergi indirimi geçici.
Teşvikler sınırlı.
Prim yükü sabit.
Denetimler sert.
Sonuç?
Küçük esnaf “yanımda bir kişi fazla çalıştıracağıma, aileden biriyle döndürürüm” diyor.
Orta ölçekli işletme “büyümeyi durdurayım” diyor.
Büyükler ise otomasyona yöneliyor.
Kim kaybediyor?
Yine çalışan.
Asgari ücret meselesi artık sadece bir rakam meselesi olmaktan çıktı.
Bu, sistemin kendisiyle ilgili bir mesele.
