Yeni Adli Yıl Açılış Töreni'ne yoğun ilgi

Yeni Adli Yıl Açılış Töreni'ne yoğun ilgi

2019-2020 Yeni Adli Yıl Açılış Töreni ve Resepsiyonu Kayseri Adliyesi’nde yoğun katılım ile gerçekleşti.

2019-2020 Yeni Adli Yıl Açılış Töreni ve Resepsiyonu Kayseri Adliyesi'nde yoğun katılım ile gerçekleşti. Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı Abdulkadir Akın, “Emine Bulut olayı insanım diyen herkesin insanlığından utandığı ve toplumsal bir tramvaya dönüştüğü görülmüştür” diyerek yargı mensuplarından bu suçlarda azami hassasiyet beklediğini söyledi.

 

2019-2020 Yeni Adli Yıl Açılış Töreni ve Resepsiyonu Kayseri Baro Başkanlığı, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi, Kayseri Adalet Komisyonu ve Kayseri İdari Yargı tarafından, Kayseri Adliyesi Şehit Cumhuriyet Savcısı Murat Uzun Konferans Salonu'nda yapıldı.

 

Törene, Kayseri Valisi Şehmus Günaydın, İYİ Parti Kayseri milletvekili Dursun Ataş, 2. Hava İkmal ve Garnizon Komutanı Hv. Tuğgeneral Ercan Teke, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı Abdulkadir Akın, Adli Yargı Adalet Komisyon Başkanı Hacı Mustafa Yazıcı, Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Dursun Büyükbaş, Kayseri Baro Başkanı Av. Cavit Dursun, İl Emniyet Müdürü İbrahim Kulular, üniversite rektörleri, hakim, savcı ve avukatlar katıldı.


 

Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5 ilin istinaf mahkemesi olacak

 

İstiklal Marşı ve Saygı Duruşu'nun ardından açılış konuşmasını yapan Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Dursun Büyükbaş yeni adli yılın adalet çalışanlarına ve adalet hizmeti alan vatandaşlara hayırlara vesile olmasını dileyerek, “Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi de bugün itibariyle fiilen faaliyete geçmiştir. Sivas, Yozgat, Nevşehir, Niğde ve Kayseri'de ilk derece mahkemelerince verilen kararların istinaf mercisi olarak Kayseri Bölge Mahkemesi görevine başlamıştır. İstinaf mahkemesi ikinci derece mahkemedir, Kayserimizde 15 yıl sonra faaliyete geçmiştir” dedi.


 

“Hakim, savcı kadromuzun yaklaşık yüzde 40'ı sistemden uzaklaştırıldı”

 

Büyükbaş, yargının da FETÖ terör örgütünün içten kuşatmasına ve saldırılarına maruz kaldığını belirterek, şunları söyledi: “Yargı yönetimi çok kısa bir sürede önce kendi vücudundaki bu hastalıklı hücreleri temizlemiş, sonra diğer kurumlar ile ilgili yargılama görevini yerine getirmiştir. Bu süreç içerisinde mevcut hakim, savcı kadromuzun yaklaşık yüzde 40'ını 4 bin 500 civarında hakim, savcı sistemden uzaklaştırılmış, bunların yerine kısa süre içerisinde çok daha fazla miktarda hakim ve savcı alımı yapılmıştır.”


 

“Vatandaşlarımızın yüzde 50'si ‘yargı bağımsız değil' diyor”

 

Kayseri Baro Başkanı Av. Cavit Dursun da “Objektif ve bilimsel temelli olarak yapılan anketlere göre vatandaşlarımızın yüzde 50'si ‘yargı bağımsız değil' derken, ‘yargıya güveniyorum' yanıtı verenlerin oranı ise yalnızca yüzde 38 olarak ölçülmüştür. Bazı ölçümlerde yüzde 30, 25'lere kadar inmiştir. Türkiye 2017-2018 hukukun üstünlüğü endeksinde bir önceki yıla göre iki sıra daha gerileyerek sistemdeki 113 ülke arasında 101. sırada yer almıştır” diye konuştu.


 

Baro Başkanı FETÖ'nün panzehrini açıkladı

 

Dursun, FETÖ terör örgütünün panzehrini şöyle anlattı: “FETÖ'nün panzehri ortak akıl, liyakat, ehliyet, çağdaş insani eğitim, kuvvetler ayrılığı, insan hakları ve daha fazla demokrasidir. Bunların tekrar kurulması ve güçlendirmesine yönelik amaç ve çabalar dışındaki niyetlerle bu hain yapılarla mücadele edilemez. FETÖ terör örgütünün yok etmeye çalıştığı hukuk devleti ilkesi, masumiyet karinesi, suç ve cezanın şahsiliği ilkelerine sımsıkı sarılmalı, asla ve asla işkence, kötü muamele, gizli tanıklık, hukuka aykırı kanıt ve yasak sorgu yöntemlerine başvurulmamalıdır.”

 

Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı Abdulkadir Akın ise “Türkiye Cumhuriyeti'nin insana dokunan en önemli niteliklerinden birisi kuşkusuz anayasamızın 2. Maddesinde belirtilen hukuk devleti olmasıdır. Atatürk'ün bizlere hedef olarak gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine ve medeniyetimizin tasavvur ettiği kamil insana ulaşmanın yegane yolu dört başı mamur hukuk devleti inşası olacaktır” dedi.

 

Her türlü idari ve adli tedbire rağmen aile içi şiddet ve çocuk istismarı suçlarının mahşeri vicdanı rahatsız edecek boyutta sık sık kamuoyunun gündemine geldiğini dile getiren Akın, “En son Emine Bulut olayında insanım diyen herkesin insanlığından utandığı ve toplumsal bir tramvaya dönüştüğü görülmüştür. Elbette sorunun sosyo-kültürel ve eğitimini ilgilendiren yönleri olmakla birlikte suç işlendikten sonra yargı alanına girmesi itibariyle biz hukukçuları ilgilendiren yönü olduğu da açıktır. Yargı mercilerinin bu suçlara ilişkin soruşturma ve kovuşturmaları etkin ve hızlı bir şekilde yürütmeleri, tedbir kararlarını ivedilikle alınarak titizlikle uygulanması hayati öneme haiz olacaktır." ifadelerini kullandı.

 

Konuşmalarının ardından davetlilere kokteyl verildi.

Google+ WhatsApp